Beyaz gecenin yeryüzünü aydınlattığı bir kış günüydü. Yoğun düşen kar tanelerinin bir kısmı daha düşer düşmez eriyordu. Diğer bir kısmı ise kütleler haline gelerek el değmemiş kısımlarda birikiyordu.
Togan adımını balkonuna atarken birikmiş kar tanelerinin ayaklarını ıslatmaması için terliğiyle basacağı yerdeki karları ötelemişti. Havadaki kar kokusunu ciğerlerine kadar çekti, soğuğuyla beraber gelmişti. Titreyerek balkonun pervazına dayandı. Gökten süzülen kar tanelerini hayranlıkla takip etmeye başladı. Gök sanki ona illüzyon yaşatıyordu, karları aşağı düşürmüyor onu arşa yükseltiyordu.
Togan, yeni çıkan birkaç müziği dinlemek istedi. Bunun için ışık huzmeli müzik çalar kullanamazdı. Çünkü ilk kez dinleyecekti. Mecburen, -Ozan'ın değimiyle- kanlı canlı olanını tercih etmişti. Kulaklıklarını yerleştirirken eski günler aklına geldi. Annesi ve babasıyla sağ salim hayat sürdüğü zamanlarda da karı izlerken düşünmeyi ve müzik dinlemeyi severdi. O zaman da birçok düşünce dimağında yankı bulurdu, ama onlar şimdiki gibi karmaşık değillerdi. Zaten Togan'ın bu yaşına kadar hayatı kendi emsallerine kıyasla aşırı denebilecek kadar sadeydi. Şimdinin aksine çevresi de çok dardı. Liseden bir arkadaşı ve yaşadığı mahalledeki komşunun oğlu olan sırdaşı Benoit dışında arkadaşı yoktu. Biraz daha öncesi olan orta okul dönemi ise kâbus gibiydi. Arkadaşı bir kenara koyun, iletişim kurduğu biri bile yoktu. Ama bu günlerin aksine annesi ve babası vardı hep. Şu anki arkadaşlarını ve ortamını ne kadar çok sevse de annesi ve babasının yanında olmasını tereddütsüz seçerdi. Tabi bu arkadaşlarını önemsizleştirdiği anlamına gelmezdi. Onların her biri çok önemliydi; özellikle Claire ve Amy. Tarifsiz bir bağ vardı aralarında. Her ikisi de öz kardeşten öteydi artık. Zamâne Telepatı olmanın bir özelliği de bu olsa gerekti.
Şimdi Claire'e sesini duyurmak için sonucu başarısız olan bir girişimde daha bulunmuştu. Babasını ziyarete gittiği gün babasının zihninde gördüğü anıya dair bir türlü aklına yatmayan kısımları Claire ile paylaşmayı arzu ediyordu ama Claire'e son konuşmasında sert çıkmıştı. Yumuşaması için birkaç gün daha beklemesi gerekebilirdi. Başka da çaresi yok görünüyordu, ne de olsa zorla zihnine giremezdi.
Balkon kapısında beliren Ozan, Togan'ı dalgın bakışlarla izlediği kar tanelerinin ardına gizlediği düşüncelerden ayırmıştı. Togan, Ozan'ın hareket eden dudaklarının arasından çıkan sesi kulağındaki kulaklık yüzünden işitememişti. Çıkarır çıkarmaz Ozan durumun farkına varıp konuşmaya yeni baştan başladı.
"Sana içini ısıtacak zencefil, tarçın ve ballı sıcak bir kahve ile geldim." Dedi iki elindeki kupaları hafifçe yukarı kaldırarak. "Biraz soğukmuş ama." diye ekledi elindeki kupaları Togan'ın eline tutuşturarak. "Üzerime bir hırka alıp geliyorum."
Ozan'ın dönmesini beklerken burnunun ucuna düştüğü anda eriyerek kaybolan kar tanesi gibi mekânda kaybolmuştu. Bilmediği, daha önce hiç görmediği bir yolun yolcusu olmuştu. Eğitim aldığı ormandaki patikaları anımsatmıştı. Etraf bir orman değil de bir yerleşim yeri ya da mahalleymiş gibi akşam karanlığına rağmen aydınlıktı. Lambalarsa her ağacın dallarında gökyüzündeki yıldızlar gibi parlıyordu. Yüzlerce küçük lambaları dallarında taşıyorlardı, belki daha da fazlası.
*"Heyecanlanma." Dedi Claire sakin ve mesafeli ses tonuyla. "Görsel telepati yapıyorsun. Ayrıca o gördüklerin lamba değil yuvandaki fassın gibi bildiğimiz yeti fassları."
Togan'ın uyguladığı ilk görsel telepati yöntemiydi bu. Ya da Togan öyle zannediyordu, daha önce beş temel telepati yönteminin hepsini de bir gecede yapmıştı ama hatırlamıyordu.
*"Bu..." dedi Togan, heyecanla nefesini tutarak. "Bu Muhteşem bir şey. Nasıl yapabildim?"
*"Yapmana izin verdim, seni misafir eden benim. Bir süredir yoğundum, bağlanma denemelerine engel olmam gerekti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamâne Telepatı - ( Tamamlandı )
FantasyHatırlamasa da Togan, kazanın olduğu uğursuz gecede dönüşüm geçirmişti. O artık bir kaminsti. Sadece bir kamins de değildi aynı zamanda bir Zamâne Telepatıydı.