Kapkaraydı. Zemin, duvar, tavan, mobilyalar, eşyalar ve hatta odayı aydınlatan ışık bile karaydı. Ama her nasıl oluyorsa odada bulunan dört kişinin dördü de çok iyi görebiliyordu. Üç sandalyesi boş yedi kişilik yuvarlak masanın etrafına oturmuşlardı.
Bu karanlığın içinde bir tek dumanlar yarı belirginlik gösteriyordu. Sigaranın her çekilişinden sonra havaya bırakılan dumanlar... Üç kişi sigara içiyordu. İki kişi sigaralarını sık aralıklarla çekerken diğeri daha nadir aralıklarla çekiyordu. Kalan biri ise üflenen her sigara dumanından sonra yüzünü ekşitiyor, nefes almak için iki kere düşünüyordu.
Dar aralıkla sigarasını çeken adam diğerlerine göre daha sakin gözüküyordu. Ama görünmeyen kısmında gerçek öyle değildi. Onun sakinliği öfkesiydi. Bunu da sigara içmeyen kişi olan Helena'dan daha iyi bilen yoktu.
"Size, ben Matt'in bedenini kontrol altına alırken bedenime göz kulak olmanızı söylemiştim." Dedi sigarasını dar aralıkla çeken adam, sigarasını son kez çekip izmaritini küllüğün içine atarak. "Daha önce bedenimi konak modu yaparken dahi ele geçiren olmamıştı."
Helena artık sakinliğiyle konuşan Eric'in öfkesinin açığa çıkmak üzere olduğunu gördü. Ama diğer iki yoldaşı Hannah ve Gary hiçbir şeyin farkına varamamış olmalılardı ki sigaralarını keyifle içmeye devam ettiler. Kızı ellerinden kaçırmış olmanın hiçbir anlam ifade etmediğini, her halükârda kolaylıkla yakalayacaklarını düşünüyorlardı.
"Fazla hafife aldık." Dedi Garry, bir kez daha sigarasından derince çekerek.
Eric'in dudağının solu seğirmeye başlamıştı. Uçları turunculaşmış bıyığı öfkesinin sebep olduğu kuvvetli nefesle kıpırdanıyordu. Eric'in öfkesini dindirebilecek kelime de kalmamıştı artık. Kalsaydı Helena hazır kıta bekliyor olacaktı.
Helena bir zamanlar düşünürdü, Zamâne Telepatlığı görevinden azledilip fassının rengi karardığı güne kadar. Çok yetenekli bir düşünürdü. Öyle ki etkisi ruhuna yansımıştı. Özel yetisini kullanmaksızın da insanların hal ve hareketlerini rahatlıkla okurdu.
"Seni ahmak!" dedi Eric, kükrer gibi. "Hafife almadık! Aldınız!"
Çekilen sigaralar bir anda korkuyla yarıda bırakılarak küllüklere atıldı. Helena böyle olmasını istemese de sigara içilmesine son verilmesinden ve dumanların kesilmesinden memnundu.
Eric öfkesinin ateşini söndürebilmek için gözlerini kısa süre kapattı. Öfkeli olmayı sevmiyordu. Çünkü hayatındaki en büyük hataları hep öfkeliyken yapmıştı. Öfke ondan çok kıymetli şeylerini alıp götürmüştü.
"Dört kişi olduklarını biliyoruz." Dedi Eric, sakinleşmek için üstün çaba gösterirken. "En azından en az dört kişi olduklarını biliyoruz." Diye düzeltti.
"Nereden biliyoruz?" diye sordu Garry, biraz önceki korkusunu unutup rahat tavırla.
Eric, Zamâne Telepatlığından azledildikleri günden beri Garry'nin özel yetisinin yanında zekasını da kaybettiğini düşünmüştü. Kendisine söz vermişti, öfkelenmeyecekti. Onun öfkesi sakinliği olacaktı. Sert kararların hepsi sakince alınıp soğuk kanlılıkla uygulanacaktı.
"Bir zamanlar Zamâne Telepatı olduğunu unuttun galiba Garry." Dedi Eric, imalı bakışıyla onu süzerek. "Kızın saldırısı sırasında dört yetinin varlığı dört farklı rengiyle belirdi. Bu demek oluyor ki telepatın, düşünürün, terapistin ve zaman yolcusunun bağlantısı gerçekleşmiş. Diğer üç fass sahibi ya tetikte değillerdi ya da henüz bağlantıları gerçekleşmemişlerdi ki ikinci söylediğim bana daha makul geliyor."
"Yansımalardan bahsettiğin üç yeti sahibini tespit ettim, bu da söylediğini benim için de makul kılıyor." Dedi Helena, Eric'in sözlerini destekleyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamâne Telepatı - ( Tamamlandı )
FantasyHatırlamasa da Togan, kazanın olduğu uğursuz gecede dönüşüm geçirmişti. O artık bir kaminsti. Sadece bir kamins de değildi aynı zamanda bir Zamâne Telepatıydı.