4 - Kamp Günü

323 127 64
                                        

"Güneş yeniden, yine göğü aydınlattı kuzen." Dedi Ozan, kapıyı açar açmaz yüksek sesle konuşarak. "Gün, yeni hayata başlama günü."

Togan, daha gözlerini dahi aralamamışken Ozan tüm perdeleri açıp odayı güneş ışıklarıyla doldurmuştu. Aslında Ozan daha uykucu olandı, Ozan'ın yaptığını Togan'ın yapması gerekirdi. Ama bugün roller değişilmişti, çünkü bugün fass arama kampının yapılacağı o büyük gündü.

Ozan, odanın içindeki seri hareketlerine camı açarak devam etti. 

"Yeni hayata bu kadar keskin bir giriş yapmasak. Yumuşak bir başlangıca ne dersin?" diye sordu Togan, kamaşan gözlerini rahatlatmak için suratını yastığa gömerken.

Togan, misafir olarak kaldığı bu odaya aylar geçmesine rağmen halen alışamamıştı. Belki de odanın gerçek sahibi olan Ozan'ın ablası Sema'nın verebileceği tepkiden korkması da bu durumda etkili olmuştu. Çünkü bu yaşına kadar kendisinden pek de hazzetmediği gerçeğini anlamakta zorlanmamıştı.

"Olmaz kuzen, artık bu yeni hayatta yumuşak geçişleri unutmalısın!" dedi Ozan, yapacaklarını bitirir bitirmez.

Togan, başında heyecanla dikilen Ozan'ın bakışları arasında yeni edindiği bilgileri tekrar etmeye başladı.

"Birincisi telepati fassı." Dedi Togan, kendi kendine mırıldanarak. Her seferinde olduğu gibi en çok arzu ettiği fassı ilk sıraya yerleştirmişti. "İkinci düşünce, üçüncü terapi, dördüncü zaman yolculuğu, beşinci taşıma, altıncı güç, enerji ve yedinci ise..."

"Evet, evet, yedinci ise nötr fass." Dedi Ozan, Togan'ın mırıltılarını yarıda keserek. "Üç günde seksen altıncı kez söyleyişin oldu."

Ozan'ın abartılı ifadeleriyle söylenmesine hiç aldırış etmemiş gibi gülümseyerek devam etti.

"Fassların renkleri aynı sırayla; mavi, gümüşi, turuncu, kırmızı, sarı, lacivert ve yeşil. "

Yatağından doğrulduğunda kararını vermişti. Hedefi olan telepati fassı gibi mavi renk kıyafetlere bürünecekti. Belki böylece kutsal orman onun ne istediğini daha iyi anlayabilecekti.

"Eğer başarılı olursak haftanın beş günü yarım gün kutsal ormanda eğitim alacağız. Kalan yarım günlerde de diğer insanlar gibi normal eğitimimize devam edeceğiz." Diye devam etti Togan, Ozan'a bakarak.

"Ne kadar da hızlı alıştın diğer insanlar demeye." Dedi Ozan, gülerek. "Aslında sadece insanlar desen yeter, nasıl olsa biz bugün kamins olacağız." Diye ekledi özgüvenle.

Togan, Ozan'ın yakaladığı diğer insanlar hitabını düşünüp bu kadar kısa zamanda kendisini ayrı bir yere koymasına şaşırmıştı. Şimdi ya ile başlayan iki soru dimağını fare gibi kemiriyordu. Birincisi  ya eğer kuzeniyle beraber herhangi bir fassa sahip olamazsa ne olacağıydı. İkincisi ise ya Ozan'ın fassı olup kendisinin olmazsa ne olacağıydı. Tabi ki kuzeninin başka bir olasılığı düşünmeksizin hayalini kurduğu fassa sahip olmasını gönülden arzu ediyordu ama özellikle bu ikinci olasılık gerçekleşirse teyzesi ve kuzeni kasabada yaşarken kendisinin nerede yaşayacağı ne yapacağı kimsenin cevap vermek istemeyeceği bir soru olurdu. Togan, bunları düşünürken bilinçaltında ebeveynlerine olan umudunun ne kadar azaldığını fark etmişti.

"Hadi bakalım." Dedi Ozan, Togan'ın dalgın bakışlarına engel olmaya çalışır gibi omzunu sarsarak. "Annem kahvaltı için bizi bekliyor, geç kalmayız." Diye ekledi odadan çıkarken sandalyenin üzerindeki giysileri göstererek devam etti. "Kampta giyeceğin kıyafetler."

Mavilere bürünme düşüncesiyle gözlerini açmıştı ama orman planını tek tip beyaz kıyafetlerle sekteye uğratmıştı. Neyse ki bu planı mavi telepati fassına sahip olma planı kadar hayati değildi. Ellerinin arasında önce kar beyazı renkteki pantolonunu kaldırıp kontrol etti. Daha sonra bembeyaz renkteki tişörtü kaldırarak baktı. Tişörtün sol köşesinde, yüreğinin tam üzerinde numara, arka tarafında ise ismi yazıyordu.

Zamâne Telepatı  -  ( Tamamlandı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin