8.

255 42 105
                                    


İyi okumalar bebişler umarım fazla hatam yoktur 💌

"Sana dokunmamdan neden bu kadar korkuyorsun Jeon?"

Gözlerinden gözlerimi alamıyor, ağzımı açıp da tek kelime konuşamıyordum. Nefeslerim tekliyordu ve neden böyle olduğumu bilmiyordum. Tek bildiğim şey korkunun yanında başka şeyler de hissettiğimdi. Ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu ama bu da beni korkutuyordu. Ellerimi bile kaldırıp onu ittiremiyordum.

Dudaklarını yaladı tekrar  ve gözlerim anında oraya kaydı yine. Koyu renkli, dolgun dudakları ıslanmıştı. Yutkundum ve refleksle ben de dudaklarımı yaladım. Bu sefer dudaklarıma bakan o olmuştu.
Aramızda hiç istemediğim bir çekim vardı şu an. Böyle olmaması gerekiyordu. Ne yapıyordu, ne yapıyordum, ne yapıyorduk?

"Taehyung..." sonunda ağzımı açabilmiş fısıltı gibi çıkan sesimle konuşmuştum. Küfür ediyordum kendime. Sesim bile çıkmıyordu lanet olsun!

"Jeongguk, seni burada öpersem ne yapabilirsin?" nefesimi tuttum. Tek yapabildiğim bu oldu. Bu soruyu ben de kendime sorduğumda çok geçti. Dudaklarını dudaklarımla birleştirdiğinde aramızdaki akım kimliklerimizi ortaya çıkardı. Onun bir şeytan olmasına  benim de melek olduğuma dair tüm şüpheler uçmuş gitmişti artık.

Dudaklarımı öyle öpüyordu ki ilk başlarda dudaklarımı hareket bile ettirememiştim. Sonrasında öpüşü hafiflemişti ben de kendimi kaptırıp karşılık vermiştim öpüşüne. Kalbimin atışı kulaklarımda yankılanıyordu. Karnımda bir boşluk hissi vardı sanki tüm bedenim karıncalanıyordu. Elim ayağım tutmaz olmuştu. Hafif sendelediğimde elleri belimi sardı. Ben de ellerimi ensesinde birleştirdim.

Ayrıldığında alnını alnıma yasladı nefes nefese olmasına rağmen konuştu. "Durduramıyorum, seni biraz daha öpeceğim meleğim." yutkundum, ben de durdurmak istemiyordum. Bunu fark etmem beni korkutsa da zaten  bir şey söylememe fırsat kalmadı. Yeniden buluşan dudaklarımızla beni daha sıkı kavradı. Bedenim uyuşmuş haldeydi, tamamen bu şeytanın kolları arasında savunmasız duruyordum. Sanki beni öpüyor değil de gücümü de emiyor gibiydi.

Konuşmamız gerekiyordu. Böyle olmaması gerekiyordu. Buna bir son vermem lazımdı! Sonunda dualarımızı ayırıp onu biraz ittirebildiğimde kaşlarını çatıp ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Kendimde güç bulup onu biraz daha ittirdim ve ellerini üzerimden çekmesini sağladım. Yanaklarım yanıyordu sinirimden ve utancımdan.

"Taehyung bırak beni! Ne yaptığımızın farkında mısın?"

"Farkındayım meleğim ama sen neden böyle oldun onu anlayamadım." gayet rahat bir tavırla konuşuyordu. Nasıl yani benim melek olduğumu öğrendikten sonra beni öpmesi mi gerekiyordu? Neler oluyordu tanrı aşkına!

"Az önce kimliklerimizi öğrendik. Ayrıca bu öpüşürken oldu ve sen beni öpmeye devam ettin.  Senin bana saldırman ya da beni öldürmeye çalışman gerekmez miydi?" karşısında sinirden deliriyordum ve o hâlâ beni rahat bir şekilde dinliyordu. Masum değildi ama ne planlıyordu aklım almıyordu.

" Jeongguk ah Jeongguk... " aramızda açılan mesafeyi tekrar kapattı. Nefesimi tuttum beni yine öperse diye başımı yan çevirmiştim. O ise işaret parmağınnı yanağımda gezdirip cümlesini tamamladı.

"Senin melek olduğunu anlamayacağım mı sandın?" dediğinde beynimden vurulmuşa döndüm. Bunca zaman boku bokuna kendimi telaşa sokmuşum! Bunu izleyip eğlenmiş miydi yani?

"Sen ne!?" başımı hızlıca ona çevirip çıkıştığımda güldü. Ona kafa attığımda gülüşü dondu suratında.

"Ah, bu acıtıyormuş. Canımı başka şekillerde acıtmanı isterdim." söylediği şey daha da canımı sıkarken onu ittirdim ve elimde sıkılmaktan buruşmuş olan tişörtümü giydim hızlıca. Çantamı da alıp odadan çıktım onu dinlemeden. Peşimden geliyordu ve lanet olsun ki aynı yöne gidiyorduk her türlü!

love with the devil // taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin