Aldığım uyku haplarına rağmen sabahın altısında yaramın acısıyla uyandım. Yara dünkü taze halinin aksine bugün çok daha feci bir şekilde acıyor, yanı sıra ağrıyordu da.
Üzerimdeki örtüyü açıp bacağımdaki bandajı kontrol ettim. Beyaz yüzey bir parça kanla lekelenmişti fakat bu fazla birşey değildi. Yerimde oturur pozisyona geçip gözlerimi aydınlık odanın içinde dolaştırdım. Dün dikkatimi çekmeyen birçok ayrıntı bugün gözlerimin önündeydi. Örneğin oturduğum koltuğun rengi sarı üstüne siyahtı. Karşıdaki pencerenin önünde yattığım koltuğun türevinden bir tane daha bulunuyordu. Kapı yerine geniş bir kemerle hole açılan duvar tarafında ufak bir kitaplık ve duvara monte edilmiş bir televizyon vardı. Gözlerimi kahverengi fayans kaplı zemine çevirip dün çıkardığım giysileri aradım. Bulunduğum yerden sarkıp koltuğun altını da aranırken arkamdan gelen sesle duruşumu düzelttim.
-"Uyanmışsın."
Gülümseyerek karşılık verdiğimde yanıma gelip yaramı inceledi. "Normal bir kanama. Muhtemelen uyurken bacağını biraz zorlamandan kaynaklanıyor fakat bu iyi birşey." Başını kaldırıp bana baktı. "Yaranın iyileşmesinde kan pıhtısı hızlandırıcı etken olabiliyor. Yara uçlarını bir arada tutmakla beraber doğal bir dolgu malzemesi gi boşlukları doldurup_ aaah!" Elini alnına çarpıp ayağa kalktı.
-"Kusura bakma gevezeliğe başladığımın farkında olamıyorum bazen."
Yan gülümsememle elimi geçiştirircesine sallayıp bu sefer ben konuştum. "Ben, giysilerimi arıyordum fakat..."
-"Oh, aslında onları çöpe attım."
Tek kaşımı kaldırıp alaycı bir gülümsemeyle sordum. "Çöpe mi attın?"
-"Evet." yanıma yanaşıp omuzlarımdan tutarak yastığa yatırdıktan sonra örtüyle belime kadar olan kısmı örttü. "Böyle durman daha iyi. Yani yaranın enfeksiyon kapmaması açısından daha iyi."
→Max Bettis←
Yattığım yerden huzursuzca doğrulup gözlerimi karanlık odanın duvarlarında gezdirdim. Yanımda uyuyan Amanda'nın derin solukları dışında odada çıt çıkmıyordu. Bir de holdeki saatin tiktakları vardı tabii.
Yerimden kayınıp usulca yataktan indim. Masadaki dijital saatin ekranında neon renkli harflerden oluşan a.m. 05.00 sayıları gözüme ilişti. Güneşin doğmasına daha bir saat vardı. Çıplak ayakla oda boyunca yürüyüp camdan dışarıya göz attım. Otelin önü boştu. Lobide bekleyen üç security korumasına rağmen içim rahat etmediğinden dolayı hole geçip geniş koltuğa oturarak gecenin son saatlerini nöbette geçirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAF KATLİAM
Actionİşte ben... Önüme sürülen kurallara bir türlü uyamadım, fakat kendi yolumu yaratabilecek güce sahipte olamadım. Hiçbir zaman çok cesur değildim, fakat zorlukların karşısında sinecek kadar korkak da... Birisini canımı yakacak kadar çok sevemedim, bir...