BEY KIZI /KİTAP OLDU

Bölüm 7

Sonunda Ata Bey, oturmamı istemesindeki maksadını konumuzun Talat  ile adım atmayı niyetlendiğimiz evliliğin tarihi olduğunu ve konuşmanın henüz bitmediğini söyleyerek açıklığa kavuşturdu. Doğrusu rahatladım. Sinirden olsa gerek koyacak yer bulamakta zorluk çektiğim ellerimin masadaki şarap şişesiyle olan sarmaş haline bir son verdim. Bu arada Ata Bey konuşmasını sürdürüyordu:

Ferit İstanbul’da olmak üzere planladığı sessiz sakin yaşam arzusunu fazla abarttı. Yahu hazırlık yapıyor, dönecek daha bizlere veda edecek, diyoruz lakin aradan geçen zamanı göz önünde bulundurunca düşüncem değişiyor. Bazı vakitler Sedef’e; Ferit hazırlıklarını bitirip bir düzen kurunca Ankara’ya gelip bize veda etti daha da görmedik. ‘’Hayırsız da hiç sormuyor, bari biz gidip görelim’’ diyecek oluyorum. Tam da o vakit aklıma geliyor daha hazırlıklarını bitiremediği.

Sahi, Ferit, Ayşe’yi biliyor mu, ya kardeşinin evleneceğini?

Konuşmasını bitiren Ata Bey, “eskiler” diye hitap  edilen arkadaşlarınımekândan ayrılmaktayken fark edip hal hatır sormak üzere masadan kalktı. Eskiler adını benimseyen bu grup Anadolu’nun  en önemli gecelerinde, yine en önemli konukları ağırlayan, konukların Türk Sanat Müziğine olan bağlılığını arttıran müzik grubuydu. Aylin Tezel, Ferda Sultan, Muharrem Canikli ve Bedri Kızmaz’ın oluşturduğu bu grubun plakları geçtiğimiz yıllarda hemen hemen herkeste bulunuyordu. Ata Bey, ‘’eskileri’’ geçirmek için kapıya yönelirken sahneye çıktım. Gözüme çarpan tek şey, müziği duyan ‘’eskiler’’ in Ata Bey ile tekrardan masaya oturmuş olmalarıydı ki ben şarkıyı söylerken bakışlardan anlam çıkartmayı hiçbir zaman ihmal etmezdim. Öyle ya kendimi hafiften müziğe bırakmış olsam:

Şarkının ”Burası agora meyhanesi, burada yaşar aşkların en divanesi, en şahanesi” bölümünde gözleri dolan Ferda Sultan’ın Bedri Kızmaz’a olan bakışlarını aşka yormaz, seslendirmeyi şeref bildiği şarkının bu şarkı olduğunu ve şarkının, ‘’Bu gece benim gecem, cama vuran her damlada seni hatırlıyorum ve sana susuzluğumu’’ bölümünde ona ait olduğum düşüncesiyle göğüsleri kabaran Talat için, ona ölüm  getirecek olsam bile, yaşamaya değer olduğumu bilmezdim.

Masaya oturur oturmaz, Talat, oturduğu yerden bana doğru yaklaşarak benimle yaşamanın her şeye bedel olduğunu söyledi. Eskiler planladığımız birliktelik için beni ve Talat’ı tebrik etmek üzere masamıza kadar geldiler. Zaten  onlarla  mekândan ayrıldık. Biz, Ata Bey’in şahsi aracı olup da Talat’ın kullanacağı arabaya binip oradan uzaklaşırken onlar kendilerini alacak olan aracı beklemekteydiler. İçinde olduğumuz aracın ilerlediği yol emniyet güçleri tarafından kapatılmıştı. Savcı Selami Eyüpoğlu’nun aracını gören Talat, araçla yanlarına yaklaşıp Selami Eyüpoğlu ile selamlaştı. Yolun kapanma nedeni hakkında malumat edindi ve karşı yoldan gitmek üzere aracın yönünü değiştirdi. Yolun kapanma sebebi yasa dışı silah ticaretini bu gece gerçekleştirecek olan İbne Ali’yi suçüstü yapmaktı ve Savcı Selami Bey bunu yaparken Cevher‘den destek almıştı.

Cevher’in, Maruf’un cezaevinden çıktığı haberini alıp ziyarete gelen  İbne Ali’yi oldukça sakin karşılaması, hemen ardından Ayaş’a gelip kendisini ziyaret eden Savcı Selami Eyüpoğlu ile ayak üstü uzun konuşmalar gerçekleştirmesi bu yardımların oluşma aşamalarından ibaretti ki Cevher, İbne Ali’yi o günden beri takip etmeye başlamış, bugün de ticaretin gerçekleşeceğini öğrenince Selami Eyüpoğlu’na ve emniyet güçlerine  haber vermişti. İbne Ali ve yanındaki adamların tırı yüklediği depoyu gözetleyen Cevher, yüklemenin bitmesini bekliyor, öte yandan emniyet güçleri de baskın  yapmak için uygun anı kolluyordu.
Tır yüklendikten sonra dışarı çıkan adamlar, kontrol amacıyla etrafı gözetirken emniyet güçleri tarafından gözaltına alındı ancak daha sonra tırın gözden kaçırılması ile bunun bir kumpas olduğu anlaşıldı. Evet, İbne Ali emniyet güçlerinin orada olduğunu anladığından yanındaki tüm adamlardan polislere teslim olmalarını istemiş, bu sırada kendisi tırı deponun arka tarafına çekmişti. Tırı arka taraftan dışarı çıkarttıktan sonra deponun kapısını kilitlemek için kilide yöneldi ve o esnada şoför koltuğuna geçen Cevher, tırı harekete geçirdi. Emniyet güçlerinden kurtulmayı başaran İbne Ali, Cevher’in aklı ile baş edememişti ve istikamet dosdoğru Selami Eyüpoğlu tarafından kapatılan yoldu.