Bölüm 16

3 1 0
                                    

-Siz... Siz delirmişsiniz!

Talat gittikten sonra ben de bahis mevzusunu açtığından dolayı ona hesap soracak takati kendimde bulmadığım için baştan aşağı saçmalık olan aşk acısıyla baş başa bırakmayı tercih ettiğim Berrin’e uyuyacağımı söyleyip giriş kapısının sağında bulunan odaya girdim. Makyajımı silerken bu geceyi düşündüm. Bu gece, her ne kadar Talat’ı üzmüş olsam da milyonların gönlüne girmiştim. Her ne kadar yarın çıkacak olan gazete haberlerinden sonra Sadi Enver ve Vahide Sultan küplere binecek olsa bu gece bana hayran olan herkese gazeteden olsa da beni bir kez daha görme şansı tanımıştım.
Ayrıca eminim ki bu gece Ferda Sultan ve Bedri Kızmaz geçen yılların acısını çıkarmıştı. Gecikmiş aşk sözleri ardı ardına

söylenmiş, tek farkı aşk dolu olması olan yeni besteler Ferda Sultan’ın kaleminden çıkmıştı.

Gecenin, en güzel hülyaları ruhuma armağan etmesini diledikten sonra başımı yastığa koydum. Öyle de oldu. Dilediğim gibi güzel bir hülyaydı bu. Sahnedeydim. Belden sonrası ayrıldığı için balık görünümü kazandıran parlak mavi bir kıyafet vardı üstümde. Şarkıyı her bitirip veda etmeye hazırlandığımda alkış artıyor ve bu beni sahnede kalmaya zorluyordu. Buraya kadar her şey güzeldi ama ben sahnedeyken insanların bana niçin Buse diye seslendikleri anlam veremediğim bir şeydi. Her ne kadar erkenden kalkıp Vahide Sultan ve babamı görmeyi planlasam da umduğum gibi olmadı.
Sabah uyandığımda saat on bire geliyordu ve Berrin bulaşıkları yıkamak için girdiği mutfakta diline dolandırdığı acıklı türkünün devamlı olarak aynı kısmını mırıldanıp duruyordu. Onun kıyafetlerinden birini üstüme giyip çıktım; sanırım Semih’i düşündüğü için bunu fark etmedi. Daha dün geceden sıraya dizmiş olduğum bir sürü işim vardı. Önce Vahide Sultan ve babamın gazete haberlerini gördükten sonra verecekleri tepkiye katlanacak sonra Nusret’in yeni yıl hediyesini takdim edecek ve dün gece olanlardan dolayı Talat’tan özür dileyerek elzem bir durum olmadıkça cevap vermeme konusunda kendime mukayyet olacaktım.

Tahmin ettiğim gibi babam ve Vahide Sultan gazete haberlerini okumuştu. Beni Nusret’in yeni yıl hediyesini verirken ve Akif Efendi ile ayaküstü sohbet ederken gören Vahide Sultan, babamın yanında ses etmeden kapıya yönelmiş olacak ki beni kolumdan tuttuğu gibi odama götürdü. Aşağı indiğimde babama dün geceyi Talat ile birlikte geçirdiğim yalanını söylememi istedi benden. Bütün bir yılı babamdan azar işiterek geçirmenin pek iyi bir fikir olmadığını düşündüm, aşağı inip dün geceyi Talat ile birlikte geçirdiğim yalanını söylemeyi kabul ettim. Sağ olsun  babama yalan söylediğini daha önce hiç işitmediğim Vahide Sultan da bu durumu çok güzel bir şekilde idare etti. Onun yıldızı parlamamış bir artist olduğu yönündeki düşüncelerimin artış yaşadığı o dakikalarda davetsiz misafir olan Talat içeri girdi.

Doğrusu onu karşımda görünce kaygılandım. Berrin ile girdiğim ve babamın duyunca ‘’gençlik’’ deyip geçmeyeceğini bildiğim bahisten söz edeceği düşüncesi beni utandırdı. Kalkmak istedim ancak bunun tuhaf karşılanacağını bildiğim için ses etmeden öylece oturdum. Ara sıra elime çatal bıçak alıp kahvaltıya devam etmeye çalıştım ama olmadı. Masaya geçip tam da karşıma oturan Talat’a alttan alttan baktım. Onun gözlerini benden ayırmadığını fark ettim. Ne var ki biraz sonra yeni yılın ilk gününü benim ile birlikte geçirmek istediği konusunda babamdan izin istedi. Düğün hazırlıklarının nasıl gittiğini soran babam olur verdikten sonra beraber evden ayrılmak üzere masadan kalktık. Tam o esnada babam Aliye Hanım’dan kahvesini istedi, ayağa kalkarak benim adımlarıma ayak uyduracak hızda çıkış kapısına doğru yürüyen Talat’a bir sualde sordu:

-Eskiler’in dün gece konser verdiğini bilseydim kesinlikle kaçırmazdım. Hah, bu arada Ayşe’nin seslendirdiği şarkıyı seçmesinde sen mi yardımcı oldun? Hım, neydi? ‘’Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin. ‘’

-Evet, benim çok sevdiğim bir şarkıdır. Ben istedim sağ olsun Ayşe’de beni kırmadı.

Babamla arasında geçen kısa konuşmadan sonra Talat ile çıktık. Geçmem için hususi aracının kapısını açarken bile gözlerimin içine baktığını fark ettim. Dün gece Berrin’den duyduğu bahis mevzuu bir yana  babama onunla birlikte olduğumu söylediğim yalanı  öğrenmesi bunun ayrıca bir sebebiydi. Hoşuma giden tek şey ise bu bakışlarının imalı bakışlar olmamasıydı. Onun gözleri tam aksine kırıldığını, yalan bir aşk yaşamak istemediğini söylüyordu.
Beraber ilk tanıştığımız zamanlarda sürekli gittiğimiz pastaneye gittik. Berrin ile girdiğim bahsi kazanma yolunda Talat ile sık sık görüştüğüm, şu Anadolu Milli Parti binasının karşısındaki pastane. Her neyse, Talat yanımıza gelip ne arzu ettiğimizi soran pastanenin genç çalışanına sade bir kahve içeceğini söyledi. Bana dönen genç ne alacağımız konusundaki sualini tekrar edince dalgınlığımı üstümden attım ve kahve içmek istediğimi söyledim. Genç çalışan yanımızdan gidince Talat bahis meselesini merak ettiğini söyledi. Gözlerinin içine baktım ve ortada iddia üzerine girilmiş bir bahis olmadığını söyledim. Sonra aramızda kısa bir konuşma geçti:

-Ama Berrin peşimden gelmediğin vakit bahsi kaybedeceğini söyledi.

-Allah aşkına Berrin kendini iki günlük bir sevdaya kaptırıp iki ay yas ilan edecek biri. Onu azıcık tanıdıysan çekilmez konuşmalarına son vermek için ne diyorsa olur verdiğimi anlarsın.

-Yani ortada bir bahis var ama bu Berrin’in çekilmez halleri sonucu gerçekleşen bir bahis. Hem de beni kendine aşık edeceğin şartı konulmuş.

-Evet, ayrıca kendime aşık edeceğimi değil, senin bana aşık olacağını savunan bir bahis.

-Öyle mi? Peki ne zaman karar verdin sana aşık olduğuma?

-Seni tanıdığım ilk gece. Hani babamın davette masanıza gelip selam verdiği, daha sonrada hep beraber yemek yediğimiz gece.

-Yok artık, sana o gece aşık olduğumu nereden çıkarttın?

-Kokumu içinize çekmek istercesine sergilediğiniz bakışlar vardı o gece Talat Bey.

Talat ile aramızda geçen konuşma yılbaşı gecesi yaşananları unutmamız, iki hafta sonra gerçekleşecek olan düğün için plan yapmamız ile son buldu. Eskiler’in stüdyosuna uğradığım. Aylin Tezel ile Muharrem Canikli’den, Ferda Sultan ile Bedri Kızmaz’ın uzun bir tatile çıktığını öğrendiğim günden sonra bir kez olsun dışarı adım atamadım. Düğün tarihi yaklaştıkça Vahide Sultan’ın heyecanı benim üzerimdeki kısıtlamaların artmasına  sebep oldu. Her bahane bulup çıkmam gerektiğini söylediğimde Vahide Sultan, Berrin’i haberdar edip yanıma gönderdi. Asık suratını her gördüğümde henüz birine aşık olmadığım için dua ettiğim Berrin sonunda Semih ile arasını düzeltmiş olacak ki yanıma son gelişinde keyfi gayet yerindeydi.

Asıl katilin kim olduğunu iyiden iyiye araştıran Cevher, Semih ile ilgili epey bir bilgi edinmiş; ancak dostum dediği Maruf’un, Ayaş’ı elde etmek adına tüm kabadayıları onun başına musallat ettiğini ve izini sürdüğü Fırat Delitaş’ın kendisine düşmanlık beslediğini henüz öğrenememişti.
Evden çıkamadığım şu günlerde Talat’ın işinden, ailesinden ve düğün hazırlıklarından fırsat buldukça beni görmeye gelmesi en büyük ihtiyacım haline geldi. Çünkü beni dışarı çıkarmak için izin isteyen kişi o olunca Vahide Sultan ses etmiyor, sadece yüzüne o bilindik gülücüğü kondurup fazla geç kalmamamız konusunda uyarıyordu. Bu, Talat ile birlikte çıkıp yürüdüğümüz, hatta birbirimizi son kez gördüğümüz görüşme oldu. Çünkü yakın uzak tüm akrabalar, tüm tanıdıklar düğün için bize geldiler. Talat’ın beni görmek için gelmeye fırsatı olmadığı gibi benim de o günden sonra dışarı çıkmaya fırsatım olmadı. Köşeye her çekildiğimde misafirler kıyafetlerime bakmak, genç kızlar benimle birlikte kendilerine kombin yapmak istediler. O kalabalıkta Nusret, yanıma bir iki defa geldi, her gelişinde onun yüzünü okşayıp gelini meşgul etmemesini söyleyen birileri oldu. Sanırım zavallı Nusret, annesinin hasta olduğunu söyleyecek; hatta onun yerine işleri yapmak isteyecekti ki rahatsızlığı art arda gelen baygınlıklarla artan annesi için tedaviye başlandı. Düğünden önce gidip kendisini ziyaret ettim ve iyi olduğunu duyunca rahatladım. Nusret, çok sevdiği Ayşe ablasının evlendiğini göremeyecekti. Çünkü annesinin tedavisinin bitmesine günler kala İsmet Müfit Paşa konağında Talat ile benim düğün merasimimiz gerçekleşecekti.

BEY KIZI /KİTAP OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin