Bölüm 18

10 1 0
                                    

4 Ay Sonra Balayı Dönüşü...
Tamamen Talat’ın planı üzerine hareket edip çıktığımız dünya turu ikimize de iyi geldi. Gittiğimiz her yerde dört gece geçirdik, tanıdıklar için her yerden hediyeler aldık ve nihayetinde bugün Ankara’ya dönüş yaptık. Uğurlu konağına girince yeni çalışanları olduğunu düşündüğüm uzun, kır saçlı, ince beyaz bıyıklı, uzuna yakın orta boylu, zayıf beyefendiyi kırılacak eşyalara dikkat etmesi konusunda uyardıktan sonra elimdekileri ona verip odama çekildim. Ilık bir duş aldıktan sonra Talat ağabeyi Ferit  ile tanışıp tanışmadığımı sordu. Henüz tanışma fırsatı bulamadığım cevabımdan sonra kolumu tutan ve ardıma geçip dudaklarını enseme çakılı bırakan Talat sessizce ağabeyi ile  yemekte tanışabileceğimi söyledi. Hatta benimle vakit geçirmek istediğini anlatacak cinste boynum ve yavaşça iniş yaptığı göğsüm ile dudakları arasında bir savaş başlatmak üzereydi ki biraz sonra Nadide  hafifçe kapıyı vurup yemeğe beklendiğimizi dile getirdi. Akşam yemeği için salona geçtik. Ata Bey, Ferit’e bakıp söze girdi. Konuşmaya başladığında gözlerini  Talat’a ve bana çevirmişti:

“İşte düğünden bir hafta sonra geldiğin için tanışma fırsatı bulamadığın gelinimiz Ayşe’de geldi.”

diyerek üzerimizde olan gözlerini Ferit’e çevirdi ve  Talat’ın yemek masasındaki yerine oturmuş olan Ferit yavaşça sandalyesini geri çekerek bize doğru döndü. Ferit’in yüzünü görür görmez başımı eğdim.  Bir yandan adım atıp bir yandan da Nadide’ye yemekte sadece çorba alacağını söyleyen Talat ile birlikte masaya oturdum. Masaya oturmamız ile birlikte Ferit, halimi hatırımı sordu bende evin yeni çalışanı olduğunu düşündüğüm için eşyaları önüne bırakarak kırılacaklara dikkat etmesi için sıkı sıkı tembih ettiğimi unutup iyi olduğum cevabını verdim. Daha sonra aramızda yemek boyunca süren bir konuşma geçti:

-Ee Ayşe balayı nasıl geçti?

-Güzeldi. Bu arada Nadide’den hediyelerinizi odalarınıza bırakmasını rica ettim umarım beğenirsiniz.

(Yerine ağabeyi Ferit’in oturmuş olmasına takıldığını düşündüğüm Talat söze girdi).

-Zevkinin bu evdeki herkesle uyuştuğunu düşünüyorum. Bence onlar için seçtiğin hediyeyi beğenecekler.

-Kendi zevkim bir yana senin de yardımınla birlikte herkesin beğeneceği hediyeler seçmeye çalıştım aslında. Bu konuda senin fikirlerinde çok önemliydi teşekkür ederim.

Konuşmadan sonra Sedef Hanım dinleneceğini söyleyip odasına çekildi. Biz de Ata Bey, Ferit ve Talat ile birlikte bahçeye geçtik. Ata Bey konuya Ferit’in İstanbul’a dönmekte kararlı olup olmadığı suali ile girdi, evlenmeyi düşünüp düşünmediği ile devam etti ve iki suali içinde Ferit’ten olumlu bir yanıt alamadı.

Yarım saat kadar oturduktan sonra, Talat ile Ata Bey içeri girdiler. Ben de bahçede yalnız kaldığım Ferit’ten onu evin yeni çalışanı zannedip eşyaları önüne attığım için özür diledim. Anlayışla karşıladığı bu durumu iki dakika sonra gülerek tekrar açtı ve ondan hamal olmayı, hatırı sayılır beyefendi Ata Bey’in oğlu olmaya tercih edebileceğini işittim.
Konu konuyu açınca gecenin geç saatlerine kadar konuştuk, onun sadece kayınım olmaktan çok, güvenebileceğim bir ağabeyim olabileceği kanaatine vardım. Sade, acı ve tatlının  iç içe olduğu bir yaşam sürmek istediğini anladığım Ferit ağabeye iyi geceler dileklerimi iletip dosdoğru odama çıkmak üzere giriş kapısına yöneldim; Talat’ın gözlerini bir an olsun kırpmadığı gerçeği ile birlikte pencereden bizi seyrettiğini fark ettim.

Hızlı adımlarla içeri doğru ilerledim, odama çıkarken ağlama sesini işittiğim Nadide’ye sıkıntısını sormak için mutfağa girdim. Bir süre sualime yanıt vermeden ağlamaya devam eden Nadide, sonrasında gözyaşlarını silerek bir ailesi olduğunu söyledi. Anlattığına göre bugün okuluna bir kadın gelmiş, kendisinin onu yıllar önce terk edip giden annesi olduğunu söylemişti. Sözünü ettiği kadının annesi olduğundan emin olup olmadığını sordum: ‘’Bilmiyorum ama’’, cevabını verip ağlamaya devam etti. Sonunda yarın beraber gidip kadınla görüşme kararı aldıktan sonra epey geç bir saatte odama gidebildim. Talat uyuyordu. Yataktan döndüğüm zaman düşebileceğim küçük bir pay ayırdım, evli bir bakire olarak uyumak üzere gözlerimi kapattım.

Sabah erkenden kalktım, kahvaltıyı hazırlayan Nadide’ye yardım ettim. Kendisiyle annesi olduğunu söyleyen kadınla görüşmeye gelmekten vazgeçip geçmediğimi sordu. Onu yalnız bırakmayacağım cevabını verdim, kahvaltı için Talat’ı uyandırdım. Anadolu Milli Parti binasının tadilata girmesi nedeniyle bugün geç gideceğini söyleyen Talat, bizimle hiç konuşmadan kahvaltısını bitirdi. Daha sonra da Şahnaz’ı alıp gezintiye çıktı. Ben de söz verdiğim gibi Nadide ile bahsi geçen kadını görmeye gittim.

Fırat Delitaş; cezaevinde olan Çeçen Rıza ve İbne Ali ile görüşmüş, onlara mekânlarına el koyan adamı bulduğunu, Cevher ile birlikte onun da cezasını göreceğini söylemişti. Berrin ile yeniden bir araya gelen Semih babam ile görüşme yapmış ve Fettah Efendi’yi öldürmesi karşılığı anlaştığı paranın geri kalanını almıştı.

Nadide’nin bahsettiği kadın tahmin ettiğimiz gibi yine okulun önüne gelmişti. Birlikte okulun yakınlarında bir pastaneye gidip oturduk. Adının Süreyya olduğunu yolda konuşurken Nadide’den öğrendiğim bu kadın, bir süre sonra Nadide ile yalnız kalmak istediğini söyleyince rahat bir şekilde konuşmaları için iki sıra arkada olan masaya geçtim. Bu arada kıyafetinden durumunun pek müsait olmadığı anlaşılan Süreyya eski, fermuarı bozuk çantasından bir zarf çıkararak Nadide’ye onun küçüklüğüne ait olduğunu söylediği bir kaç resim gösterdi. Resimleri gördükten sonra ağlamaya başlayan Nadide, Süreyya’nın annesi olduğunu anlayınca onları yalnız bırakmak adına eve döndüm.

Bahçede dolaşan Ferit ağabeye selam verip odama geçtim. Anadolu Milli Parti binasının tadilatı sonucu Talat’ın Uğurlu konağına bırakılan küçük çaplı eşyalarını göz gezdirdim, arkasında Talat Bircan Uğurlu imzalı bir resim gördüm. Bu resim rahmetli Gönül Uğurlu’ya aitti ve ölüm emrinin Talat tarafından verildiği apaçık anlaşılıyordu.

BEY KIZI /KİTAP OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin