Bölüm 33

13.7K 661 24
                                    

Bir aydır Selim'le aynı evi yani onun evini paylaşıyordum.

Fakülte ve hastanede çalışma programımı bildiği için beni bırakıyor ve almaya

geliyordu. Yemeklerimizi birlikte yiyorduk. Neyi nasıl yemekten hoşlanır,

çayını kaç şekerli içer, kahveyi nasıl sever artık biliyordum. Birlikte

olduğumuz zamanlarda onu incelemeyi seviyordum. Bazen sessizleşiyor ve beni

sessizliğiyle cezalandırıyordu. Bazı geceler bana sarılarak uyuyordu. Bu

süreçte, bana kendini, kendini de bana yavaş yavaş alıştırıyordu. Teni tenime

değdiği zamanlarsa, mucizevi bir huzurla hayattan kaçamaklarım oluyordu.

Neredeyse iki sevgili gibi bir ilişki yaşıyorduk. Ne yazık ki o bunun farkında

değildi. Bilmeden kalbime hatıra defteri hazırlıyordu, onun olmayacağı zamanlar

için.

Hayatıma bir artısı daha olmuştu ki paha biçilemezdi. Birol

baba... Kayıp çocukluğumu yaşıyordum. Şefkat ve sevgiyle yeniden yoğuruluyordum.

Hayatımın eksik parçalarını tamamlıyordum, Selim sayesinde.

Dermatoloji kliniğindeki iki haftamı bitirmiş kadın

hastalıkları ve doğum kliniğindeki dört haftama bugün itibariyle başlıyordum.

Jinekoloji ve jinekolojik onkoloji servislerinde en az iki ameliyata girecek,

doğum servisinde en az üç doğum ve sezaryen sevisinde en az beş sezaryen

takibinde bulunacaktım. Bunun için heyecanlıydım. Bir hayatın başlangıcında yer

alacaktım ve bana göre bu çok özeldi. Şimdiden sabırsızlanıyordum.

"Bugün için içine sığmıyor gibi kıpır kıpırsın" dedi Selim

yoldan gözünü ayırmadan.

Arabadaydık. Beni fakülteye bırakıyordu. Gülümseyerek "Öyleyim

vallahi. Dişiliğim tuttu" dedim espriyle. Telefonumun çaldığını duyunca hemen çantamdan

çıkardım. Ekrandaki ismi görmemle gülümsemem dondu ve duraksadım. Bir şey oldu

kesin kötü bir şey oldu yoksa annem beni hayatta aramazdı.

Selim bana kısa bir bakış attıktan sonra "Açmayacak mısın"

diye sordu sorgulayıcı bir üslupla.

Ona baktıktan sonra açıklama yapma gereği hissettim ve

"Annem" dedim şaşkınca. Hiçbir şey söylemedi. Telefon kapanmadan açtım ve

kulağıma götürdüm. Tedirgin sesimle "Efendim" dedim. "Seda" dedi ve ağlamaya

başladı annem. Arabanın içi birden soğudu sanki. Güçlükle yutkundum ve "Anne"

diyebildim. "Seda... Görkem... Doktorlar hayati tehlikesi olduğunu ve hemen

ameliyat olması gerektiğini söyledi. Biz ne yapacağımızı bilemedik. Biz oraya

geliyoruz. Bir saat içinde gelmiş oluruz. Sen ilgilenir misin" dedi zar zor.

Kuru bir sesle "Tamam. Ben ilgilenirim. Bekliyorum" dedim fazla uzatmadan ve

sessiz SEDAsızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin