Bölüm 15

14.4K 778 12
                                    

Yol boyunca -En azından gece kulübüne gitmiyoruz, Selim'i görmek zorunda kalmayacağım- diye kendimi avuturken şimdi gözlerimi gözlerinden ayıramıyordum. Onun evindeydim. Buna hala inanamıyordum. İçimden bir ses arkama bile bakmadan hemen gitmem gerektiğini söylüyordu.

"Kabanını çıkarmayacak mısın" diye sordu Yeliz.

Yeliz'e döndüm. O çoktan üstünü çıkarmıştı. Önümdeki düğümü çözdüm ve kabanı çıkardım.

Fatih beni süzdükten sonra -sonuçta kimin kardeşi- ellerini uzatarak "Bana ver. Yardımcımız Safiye Sultan'a vereyim" dedi.

Kabanı ona verdim. Yanımızdan ayrıldı. Fırat arkadaşlarının yanına gitmişti bile. Yeliz de "Selim'in yanına gidiyorum. Geliyor musun" diye sordu.

Selim? Senin Selim'in yanında ne işin var ya? Senin yaşın kaç başın kaç? Arkadaş olacak başka birini bulamadın mı? Duygusuz olmaya çabalayarak "Sen git, ben başımın çaresine bakarım" dedim. Selim'e söylediklerimden sonra yanına gitmeye yüzüm yoktu.

Yeliz Selim'in yanına gitti. Konuşmaya başladılar. Ortalık bir yerde sap gibi durduğumu farkına varınca gözüme kestirdiğim kuytu bir yere geçtim. İçeriye şöyle bir göz gezdirdim. Selim'in olduğu tarafa baktım. Yeliz yoktu. Selim tanımadığım güzel bir kızla sohbet ediyordu.

"Abimle çalışmak nasıl" diye soran sempatik bir ses duydum.

Fatih'e döndüm. Yanıma geldiğini fark etmemiştim. Üstüne üstlük beni Selim'e bakarken yakalamıştı. Şaşkınlığımı atmak adına gülümsedim. "Şimdiye kadar bir kötülüğünü görmedim" diye sorusunu yanıtladım. Konu üzerimden çekilsin diye "Kardeşi olmak nasıl" diye sordum.

"Şimdiye kadar bir kötülüğünü görmedim" diyerek güldü.

Ben de güldüm.

Tüm dikkatini bana vererek "Fırat ve Yeliz'in arkadaşları varken sen neden yalnızsın" diye sordu.

Selim gibi kardeşi de meraklı biriydi ya da beni buluyorlardı. "Benim arkadaşlarım böyle ortamlara alışık değiller" dedim sevimli bir yaklaşımla.

Sırıtarak "O zaman yeni arkadaşlar edinmelisin" diye teklifte bulundu. Yanımızdan geçen içki servisi yapan kızı durdurdu. Bana dönerek "Ne içersin" diye sordu.

"Gece nöbetim var, alkol alamam" diye açıklarken Selim yanımıza geldi.

Baskın bir sesle "Fatih bize izin verir misin? Seda'yla konuşmamız gereken konular var" dedi.

Fatih başıyla onay vererek yanımızdan ayrıldı. Selim bana döndü ve soğuk bir tavırla "Flört edecek başka birini bulamadın mı" dedi.

Flört? Fatih'le mi? Aklımdan geçen onca şeye rağmen sinirimden ağzımdan "Neden" sözcüğü döküldü. Bunu söyleyerek onunla flört ettiğimi kabul etmiş oldum. Rezillik diz boyu... Düzelt düzeltebilirsen şimdi Seda Hanım...

Devreleri yanan Frankenstein gibi kulaklarından alev çıkartacak sandım ama o ejderha olup ağzından çıkarmayı tercih etti. "Bu kadar basit olma" diye tersledi beni aşağılayan bir vaziyette.

Sinirden güldüm ve yanından ayrıldım. Yeliz'in yanında biraz oyalandıktan sonra kimseye görünmeden oradan ayrıldım. Koridoru takip ettim. Arka taraftaki bir kapıyı açtım ve içeriye girdim.

Vay canına...

Odada beyaz devasa bir yatak sizi karşılıyordu. Kapının yanındaki duvarı büyük modern çizgilere sahip bir tablo kaplamıştı. Değişik aplikler odayı loş bir şekilde aydınlatıyordu. Beğenimi kazanan bunların hiçbiri değildi. Başka duvar ve tavan yoktu. Her yer camdı. Dışarıda yüzme havuzu vardı. Sonrasında şehrin ışıkları... İşte manzara dediğin böyle olurdu. Villa tepede kaldığından boğazın ışıkları, trafik ışıkları, camilerin ışıkları, binaların ışıklarıyla yıldızlar bütünleşiyordu.

sessiz SEDAsızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin