Bölüm 13

13.6K 733 4
                                    

Ellerini saçlarımdan çekti ve geri çekildi. Tuttuğumu farkında olmadığım nefesimi bıraktım. Aldığım nefesle birlikte beynime oksijen gidince “Uyarmadı deme” dedim ve cevap vermesini beklemeden içeriye doğru yürümeye başladım. Yanımda geldi. İçeriye girdiğimizde bizi görenler tip tip bakmaya başladılar. Beni süzenlerin bakışları küçümseyiciydi. Bu kadar da olmaz ki canım, sizin kadar çıplak değilsem ne olmuş yani? Açıkçası bu kadarını da beklemiyordum. Alt tarafı bir kıyafet… Kendimi uzaylı gibi hissettim. Onun yanında olduğum için mi bu kadar sırıtıyordum acaba? Onun kadar kusursuz birinin yanında kusurlarım daha göze batıyordu muhtemelen. Herkes onun gibi doğmuyor, ne yapalım yani? O erkek güzeliydi bense korkuluk ve bir korkuluk olarak görevimi yerine getiriyordum, yani insanları korkutup kaçırıyordum. Selim’e baktım ama onun umursadığı yoktu. Bana baktı, güven verici bir şekilde gülümsedi ve elini belime koydu. Başımı önüme çevirdim ve alt dudağımı ısırdım. Bu hareketle beni sahipleniyor muydu yoksa ben mi abartıyordum? Etrafa bakınarak bizimkileri görmeye çalıştım. Her zaman geldikleri yerdeydiler. Yeliz arkadaşlarının yanında Fırat da kendi arkadaşlarının yanındaydı. Beni görmemişlerdi. Selim’e dönerek durdum. Elimle işaret ederek “Oradalar” dedim.

“Ne yapıyoruz” diye sordu.

Ne mi yapıyoruz? Biz? İç dünyamın kuytu köşelerinde yer yerinden oynadı. Henüz bir sınıflandırma yapamadığım duygularımı belli etmemeye çalışarak “Ben Yeliz’in yanına gideceğim. Beni getirdiğin için teşekkür ederim” dedim.

Birkaç saniye gözlerimin içine baktı. Aklından her ne geçiyorsa onu tartmaya çalışıyor gibiydi. Kulağıma eğilerek “Sana eşlik etmek istiyorum” dedi yumuşak bir sesle.

Gafil avlandım. Yüzümü görmesin diye başımı hızla çevirdim ve Yeliz’in yanına doğru yürümeye başladım. Az önce benim sözlerimi bana mı sattı o? Bunu bilerek mi yaptı? Bunun anlamı ne?

Bizi ilk fark eden Tuğçe oldu ve Yeliz’i dürterek ona bir şeyler söyledi. Yeliz bize baktı ve sırıtmaya başladı. Geldiğim için bu kadar sevinmesi ilginçti. Gelmeme şansım vardı sanki de.

Masaya gelince durdum. Zoraki bir gülümsemeyle “Merhaba” dedim.

Yeliz pişkin bir biçimde “Hoş geldiniz” dedi.

Selim’e kaçamak bir bakış attım. Gülümsüyordu.

Aslı ve isimlerini yanlış hatırlamıyorsam Pelin ve Erdem de yanlarındaydı. Erdem Pelin’in kulağına eğilmiş konuşuyordu. Aslı Selim’e sokuldu, “Hoş geldin. Doğrusu şoktayım. Buradan birçok kızla çıktığını gördüm ama ilk defa buraya bir kızla geliyorsun” dedi kinayeli bir sesle. Alaycı bakışları üzerimde gezindi.

Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Jetonum yeni düştü. Selim’in yanında olduğum için mi insanlar bana bu şekilde bakıyorlardı? Ah! Ne kadar safım, bense kıyafetimin uygunsuz olduğu için sanmıştım. Aptalsın, çok aptal. Selim’in eli hala belimdeydi. Elinden kurtuldum. Kaşlarımı çatarak “Bilinçli yapılmış bir hareket değildi. Öyle denk geldi” dedim. Kızgın bakışlarımı Selim’e çevirdim. Beni nasıl böyle bir durumun içine sokardı? Kesinlikle bir aptalım. Adam her gece başka bir kızla takılıyor ben de ondan anlayış bekliyorum. Seda sana ne oldu? Neredesin?

O kadar kızgındım ki uzaklaşmaya ihtiyacım vardı. “İzninizle” dedim ve tuvalete doğru yol aldım. Tuvalete girdiğimde içeride dört kız vardı. İkisi makyajını yeniliyordu, biri elini yıkıyordu, diğeri de telefonunu kurcalıyordu. Yalnız kalmalıydım. Kabinlerden birine girdim ve kapıyı kapattım. Tuvalet oldukça temizdi. Klozetin kapağını kapattım ve üzerine oturdum.

sessiz SEDAsızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin