"off Katarina..."
Masadakilerin bakışları doğal olarak Winter'a gitmişti.
Adının Katarina olduğunu öğrendiklerini sarışın kız ile Taehyun yan yana ve gülerek yürüyorlardı.
"Tanıyor musun onu?" Uzun saçlının sorduğu soru ile gerilmişti kız.
"Hayır boş verin eski bir mesele."
Taehyun'u bir kızla bu kadar yakın görmek eskiden umursamasa da şimdi sinirlerini bozuyordu.
Katarina denen kızla konuşurken gerçekten eğleniyor gibi duruyordu. Sinirlerim bozulmuştu çünkü benle konuşurken hiç böyle olmamıştı.
Katarina'nın elleri Taehyun'un gri saçlarıyla oynamaya başlayınca artık oraya bakamadığımı hissederek başımı aşağı indirdim.
İlk defa yaptığım plandan pişmanlık duyuyordum. Farklıydı Taehyun; havası, samimiyeti, şakaları ve her şeyiyle fakat ben elimdeki fırsatları elimin tersi ile itmekte bir numaraydım.
Winter'a bir şeyler olduğu belliydi. Katarina denen kızı tanıyordu hatta geçmişi bile vardı büyük ihtimalle.
"Sen Taehyun'u ben Karina'yı alıp götürsek harika olurdu."
Sinirle söylediği şeye istemeden kıkırdamıştım.
Taehyun'lara dönecekken Winter tarafından çenemden durdurulmam bir oldu.
"İkisi de buraya tam odak bence kıskandırmakta sorun olmaz ha?"
Planı ile sırıtmıştım. Evet başıma ne geldiyse hep planlardan dolayı gelmişti ama yinede duramıyordum.
Winter'ın elleri bacaklarımda bana Karina ile olan geçmişini anlatıyordu.
Karina burayı izlese de Taehyun'un umrunda değildi.
Ne bekliyordum ki? Neyse Winter için devam.
Sonunda ikiside gidince kısa ama tiz bir çığlık atmıştı Winter. "Ayy gözleri hep buradaydı Gyu gördün mü?" Kızın heyecanı ile tebessüm etse de içindeki burukluğu gizleyemiyormuş. "Üzülme o Taehyun'dan daha iyilerine layıksın sen." Biten cümlesi ile yanağıma sulu bir öpücük kondurmuştu. Kıkırdayarak silmiştim yanağımı.
___
Son merdiveni çıkmıştım. Sonunda evimizin kapısı tam karşımdaydı. Bu merdivenler beni gerçekten hayattan soğutuyordu.
Kapıya anahtarımı sokmamla arkada zaten bir anahtar olduğunu anlamam bir olmuştu.
Arkadaşım olmasını dileyerek zile bastım. Ah o güzel dileklerim spama mu düşüyordu acaba? Kapıyı babam açınca yüzündeki sakin ifadeye sevinmeli miydim yoksa korkmalı mıydım inanın bende bilmiyordum.
Aramızda tek bir kelime geçmemiş ben odama doğru oda salona doğru gidiyordu. Kapıyı açmam ile yerdeki kesilmiş eteklerim ile göz göze gelmiştim.
"Salona gel!"
İçerden duyduğum bağırış ile sıkıntılı bir nefes bırakmıştım. Salona vardığımda kalbimin hızının hiç daha önce böyle attığını hissetmemiştim.
"Bir de okula bu paçavrayla mı gittin sen? Senden hep iğrendim ama bu kadarını ben bile beklemezdim. Seninle aynı soydan gelmek çok utanç verici!" Bağrışı ile titremiş ve ellerimi arkamda birleştirmiş bana yapacaklarını bekliyordum. Yanıma yaklaşıp saçlarımı kulağıma koyunca kusma hissini en derinden hissetmiştim. "Aranıyorsun öyle değil mi?" Kulağıma fısıldadığı şey ile artık gözyaşlarım yuvalarından çıkmaya başlamıştı. "Aradığını vermemi ister misin? Ya da sana neden soracakmışım ki amacın bu değil mi zaten?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
28 reasons ' Taegyu
FanfictionSeninle çocuk gibi oynuyorum. Gölgen gibi etrafındayım ve sana fısıldıyorum.