28 reasons ' Taegyu

28 Reasons that ruined you

Playlist
⋆ Dreamcatcher - R.o.S.E BLUE
⋆ Dreamcatcher - Whistle
⋆ Nature - Girls
⋆ NMIXX - Cool (your rainbow)
⋆ Oneus - Luna
⋆ OnlyOneOf - dOra maar

"Nilüfer yani namı değer Lotus. Rei lütfen Taehyun'a gözlerini kısarak bakma." Chaehyun'un uyarıcı sesiyle gülsem de karşımdaki kızın benimle olan sorununu çözememiştim. "Her neyse. Lotus doğu kültürlerinde sonsuz yaşamı simgelerken, ruhsal rahatlama, huzur gibi anlamları da var. Bir çok rengi olsa da benim favorim kesinlikle pembe." Konuşmasının sonlarında pembe saçlarını savurduğunda benle birlikte sabahtan beridir düşmanca beni izleyen kızda gülmüştü. Chaehyun kalktığında bizde çöktüğümüz yerden kalkarak takip ettik onu.

Yine pembe bir çiçeğin yanında durarak nazikçe okşadı. "Bu Açelya." Saksıyı yanımıza getirerek daha da yakından incelettikten sonra devam etti. "Aşık olduğun kişiye duyduğun güçlü özlemi ve kavuşamadığın zaman hissettiğin acıyı simgeler." Özellikle gözleri üzerimde durduğunda Rei'de anlamsızca bakmıştı bana. Boğazımı temizleyerek başka bir çiçeğin yanına gittim.

"Bu nedir?" Dokunmadan sadece sorduğum soruyla peşimden geldiler. "O bir Asphodel. Yunan mitolojisine dayanıyor. Çiçeğin hikayesini cidden unuttum ama kendisi ölümü simgeliyor."

"Bu kadar çok şeyi aklında nasıl tutuyorsun ben ona şaşırıyorum zaten." Bende Rei'yi onaylar bir biçimde kafamı salladığımda sıcak gülümsemesini bahsetmişti bize. Tam ağzını konuşmak için açtığı sırada kapının hızlıca açılması ile durdu ve oraya döndü. Dünden beri sık sık görsem de kavuşamadığım bedenle gözlerimiz kesiştiğinde kaçırarak o dışında her yere bakmaya gayret gösterdim.

"Bu aralar çok uğruyorsun." Chaehyun'un alaylı sesiyle sinir bozucu bir şekilde gülümseyerek nefesini düzeltmeye çalışıyordu. "Ben Jongho'ya çiçek almak için geldim." Kalbim acısa da ona belli etmemeye çalışarak önümde duran Rei'nin saçlarıyla ilgilendim. İlk başta bana dönse de izin verip öylece durması mutlu etmişti beni.

"Ohh öyle mi? Ne isterdin?" Gözlerini kaçırarak söylediği şeylere karşın Beomgyu dükkanda gözlerini gezdirmişti. "Bu işlerden sen anlarsın bir tane ver işte." Kararsız durduğu için Chaehyun'a danışdığı çok belli oluyordu. Chaehyun'da düşünerek çiçeklerin yanında gezinmeye başladı. Tedirgin gözleri beni bulduğunda anlam verememiştim. Beomgyu'nun yeni sevgilisine çiçek vermeyi benim için mi istemiyordu?

"Ya Chaehyun-ah Liz ne zaman gelicek?" Rei'nin sıkılmış sesi dükkanı dolduruğunda ikisinin gözleri de buraya kaymıştı. "Ara istersen bilmiyorum." Bunun üzerine önümde oturan kız saçlarını ellerimden çekerek telefonunu bulmaya gitmişti. Bende artık yapacak işim olmadığında dudak büzerek sallanmaya başlamıştım oturduğum yerden. Üzerimde hissettiğim gözler kalbimin ritmini bozuyordu. Chaehyun'un sesi ile sonunda gözleri benden ayrıldığında sesli bir nefes vermiştim.

"Al bakalım, Zambak." Elinde tuttuğu buketi alarak heyecanla baktığında gözlerim ona kaysa da duygu barındırmamasına özen gösterdim. Gözleri tekrar gözlerimi bulunca bu sefer ayıran o olmuştu. Oturduğum yere doğru geldiklerinde kalkarak odaya doğru yürüdüm. Odaya girdiğimde Rei telefonda neşeli bir şekilde konuşarak şaşırtmıştı beni. "Çabuk gel." Resmen karşıdaki kişiye aegyo yapıyordu. Garip bir kişiliği olsa da minik ve tatlıydı. Telefonu sonunda kapatıp yana koyduğunda bana baktı bu sefer. Sabah ki düşman bakışları aksine anlıyor gibi bakmıştı bana. "O gelen çocukla aranızda bir şey mi vardı? Dükkana girdiğinde bile nefes alışverişlerin değişti." Olanları tekrar anlatarak moralimi daha da bozmak istemiyordum. Bu yüzden odada rastgele bir şeyi elime alarak oynamaya başladım. "Baya uzun bir hikaye ama evet."

"Sevdiğim kişinin bir sevgilisi olsa kafayı yerdim ben, sen nasıl dayanıyorsun?" Sırt üstü yatıp başını yataktan sarkıtarak söylediği şeylere küçük buruk bir gülümseme bıraktım. "Kafayı yemediğimi sana düşündüren ne?" Gözlerini şaşkınlıkla açarak omuz silkti. "Pek dışarı vurmuyorsun açıkçası. Bence onu çok seviyorsan harekete geçmelisin. Çünkü bu hayat gururuyla hareket eden insanlar için çok kısa Taehyun."