Ooh ooh I'm making every rule

76 13 8
                                    

Bölüm şarkıları:

⚝ Adamlar - Acının İlacı
⚝ Enhypen - Sacrifice
⚝ Adamlar - Benden bana

◦❁◦

Pişmandım.

Öyle pişmandım ki bundan kaçmak için uyumak bile zehirden farksız geliyordu bana. Haksızlık da ediyordum kendime. Doğduğundan beri bağlı olduğu ablası yerine beni seçmesini beklemek tabi ki bencillik olurdu. Ama neden yaptığı hakkında bir açıklama dahi yapmamış, doğru dürüst sevmediğini söylemişti beni. Başından beri kanmıştım o bakışlara.

Bakışlar, insanı en manipüle eden şeydi belki de. Sahte olduğunu düşünüp inanmamayı seçemiyordu insan. Cezbedici geliyor, kör ediyordu.

Benden ayrılıp gitmesine üzerine geçen 3 gündür Kang Taehyun'u düşünüyordum.

Pişmandım. Olması gereken ben olmasam da pişmandım. Veda edememiştim ki ben ona. Gitmesini kabullenemeyen ben bir de veda mı edecektim. Ama gitmişti. Tek düşündüğüm ise son kez veda edemememdi.

"Beoom yemeğe gel artık, bak en sevdiğinden yaptım." Bugün bana 5. kez yemek yememi söyleyen Wooyoung'a artık karşı koyamayarak yorganın altından çıktım. Guruldayan karnım ile anlamıştım ne kadar acıktığımı. Taehyun arkasında bıraktığı yıkımı görmesin isterdim yine de. Güvenmeden seviyordum onu ben. Kalbimi ellerinin arasına bizzat koyduğum kişiye güvenmemem ironik değil mi? Zayıf noktalarımı görmesin isterdim mesela. Bizden olmazdı dediği gibi. Onun da benden farkı yoktu ya. Gerçekleri açıklayamayacak, yarım yamalak veda edip gidecek kadar güvenmiyordu bana.

Mutfağa girdiğim gibi gelen rabokki kokusunu derin bir şekilde soludum. Havanın soğukluğu ve ona tezat yemeğin sıcaklığı beni kendine çekiyordu. Çektiğim yüzüme kadar gelen şapkanın arkamdan bir anda indirilmesiyle ofladım. Şu hayatta en nefret ettiğim şey bu olabilirdi. Geri çekip çatal aldım çekmeceden. Çubukla yiyemeyecek kadar yorgun ve kafam karışıktı. Utanmasam Wooyoung'dan beni beslemesini bile isteyebilirdim. Oturduğum koltukta hareketlenerek kumandayı aldım. Sıkıcı haber kanalından başka bir kanal ararken dikkatimi çeken haberle durdum ve izlemeye devam ettim.

Taehyun ünlü iş adamı Kang Dae-jung'un oğluydu ve ben bunu ne gariptir ki şimdi öğreniyordum. Habere odaklandığım için üflemeden ağzıma götürdüğüm pirinç keki ile acıyla inleyerek hiçbir işe yaramayan yelpaze hareketleri yapmaya başladım.

Gördüğüm görüntü ile ise ağzımın acısını düşünmeden dikmiştim gözlerimi küçük televizyona.

Karina ile el ele tutuşarak poz veren Taehyun. Bu fotoğraf bile iştahımı kapatıp kalbimi fena halde kırarken birde evlenmekten bahsediyordu.

Telefonunda sırıtarak mesaj yazan Wooyoung'un dikkati bana çekilmiş olacak ki ilk bana bakmış sonra ise televizyona dikmişti gözlerini. "Hassiktir!" Ağzından şaşkınca dökülen sözcükler içimdeki şeylerden sadece bir tanesiydi. Kanalı hemen değiştirerek yanıma yaklaştığında kucağımdaki sıcak tabağı masaya bırakarak 3 gündür nadir çıktığım odaya geri dönmüştüm. Sessiz ama içli bir şekilde ağlıyor o kızı deliler gibi kıskanıyordum. Küçük bir aralık bıraktığım kapı biraz açılmış ve iç çekiş duyulmuştu ardından. Yatağın ucuna oturmuş ve sırtını duvara yaslamıştı.

"San'ın Taehyun ile bağlantısı varmış istersen konuşturayım seni?" Naif sesiyle haketmediğimi hissettim bir defa daha. Onaylamaz bir mırıltı bıraktığımda yataktan kalkarak yanıma gelmiş ve alnıma yumuşak bir öpücük bırakarak oturma odasına doğru yürümüştü. Bir nebze rahatlatsa da beni aklım hala ondaydı. Aşamıyordum. Bir kaç gün önce sevgisine alışamadığım çocuğun gitmesine alışamıyordum şuan.

28 reasons ' TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin