"Yeterince zamanımız var mı..?"
⋆ XG - Puppet Show
⋆ Sunmi - Black Pearl
⋆ The Neighbourhood - Fallen StarTedirgince evin kapısına baktım. Evden çıktığım gibi arabamı buraya sürmüştüm. Dağınık takım elbisemi ve saçlarımı düzelterek parmak uçlarım üstünde yürüdüm. Sessiz bir şekilde içeridekileri duymak istercesine yaklaştım. Kahkaha sesleriyle dolu olan bir evde en son kaç sene önce bulunduğumu gerçekten hatırlamıyordum.
Kapıyı hızla atan kalbimi dinlemeyerek tıklattım. İçerideki kahkaha sesleri yavaş yavaş susarken şuan hissettiğim tek şey stresti. Gözüm elimdeki yüzüğe takıldığında çıkarmayı unuttuğumu farkederek küçük bir kalp çarpıntısı geçirdim. Ben yüzüğü hızlıca çıkararak cebime koyarken kapı açılmıştı.
Yeonjun ile birbirimize şaşkınca bakıyorduk. Ellerim enseme gittiğinde o şaşkınlığından kurtulmuş içeri bir bakış atarak kapıyı içerdekilerin duymaması için yarım kapatmıştı.
"Ne istiyorsun?"
Sorduğu sorunun saçmalığıyla üzerimdeki pısırık havayı atarak konuştum.
"Neden olduğunu biliyorsun."
Eski en yakın arkadaşımla aramdaki soğukluk canımı acıtsa da bu olay bugün son bulmalıydı. Emin olmayan bir bakışla beni içeri aldığında salona geçmek için onu bekledim ve arkasından ilerledim. İçeri göz gezdirdiğimde Chaehyun'un bile burada olduğunu gördüm. Herkes bana soğuk bir şekilde bakarken bir tek o sıcaklık barındırıyordu.
Beomgyu ise şaşkın görünüyordu. Kendimi yasladığı Wooyoung'un göğsünden kalktı ve gözlerini bana dikti.
Aramızdaki çekim onu şuan çekip öpmeni söylüyordu. Küçük bir öksürük sesiyle bakışlarımız ayrılarak Rei'ye gitti. "Buraya gelmenin tek nedeni Beomgyu ile bakışmak değil herhalde Taehyun?" Dediği şeyle başımı hızlıca sallayarak bana en yakın yere oturdum. Salonda beklediğimden daha çok insan vardı. Bu yüzden ne diyeceğimi bilemiyor herkes içinde özel konuları konuşmak istemiyordum. Bu yüzden öyle de yaparak kalktım ve Beomgyu'yu kolundan tutarak sürükledim. Wooyoung ve Yeonjun korumacı bir şekilde oturdukları yerden kalktıklarında Beomgyu onlara durmalarını söylemişti.
Onu odalardan birine sürükledim ve kapıyı kapattım. İçimden konuşmak gelmiyor sadece ona doyasıya sarılmak istiyordum.
Beklentiyle bana bakan gözlerini geri çevirmedim ve ellerimi ellerine kenetledim. Bakışları kenetlenen ellerimize giderken küçük bir gözyaşı yanağından sürüklenip yere damlamıştı.
Alınlarımızı birleştirerek ellerimi yanağına koymuştum. "Ağlama lütfen."
Bunun üzerine dudaklarını ısırıp bana doğru bakmıştı. Gözlerindeki ifade kalbimi hızlandırırken baş parmaklarımla yüzündeki yaşları sildim. "Artık burdayım, birlikteyiz."
Elleri gitmemi istemezcesine ceketime tutunuyordu.
"Telefonda neden sinirli cevap verdin." Burnunu çekerek söylediği şey içimi acıtsa da karşımda savunmasız durması gülümsememe sebep olmuştu.
"Babamla kavga ettik, sinirim sana değildi." Söylediğim şeyle dudaklarını birbirine bastırarak yere bakmıştı. Eş zamanlı olarak alınlarımızı ayırarak bana sarılmış ve başını omzuma dayanmıştı.
Hızla açılan kapıyla irkilerek ayrılmıştı. Kapıdaki Yeonjun'a kötü kötü bakarken o da bana aynı şekilde karşılık veriyordu. Beomgyu arkasını dönüp gözündeki yaşları silerken Yeonjun ona doğru yaklaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
28 reasons ' Taegyu
FanfictionSeninle çocuk gibi oynuyorum. Gölgen gibi etrafındayım ve sana fısıldıyorum.