10

1.4K 99 45
                                    

"Abla bak şu telefonuna yoksa artık bir telefonun olmayacak!" Diye çığıran Yunus'la gözlerimi zorlukla açtım. Odamı doğrudan yüksek sesli telefon sesiyle yüzümü buruşturdum. Sabah sabah ne vardı yine?! "ABLA?!" Yunus ses tellerini zorlarcasına bağırdı. "Tamam be!" Neden telefonumun sesini fullediğimi sorgulama seansı. Telefonu elime aldım ve arayan kişiye baktım. Yılan Dilan arıyordu. Oflayarak telefonu açtım. "Önemli bir şey değilse saklanacak delik ara Dilan!"

"Günaydın Ahu." Dedi bıkkınlıkla. "Günaydın, günaydın. Noldu?" Dedim esneyerek. "Tebrikler, geç kaldın!" Dedi coşkuyla. "Ne diyorsun kızım ya?!" Dedim ve telefonu kulağımdan çekip saate baktım. Gözlerim irice açıldı. "Hass-" Dedim ve devam ettim. "E ben geç kalıyorum şuan!" Nasıl anladın onu ya?! "Galiba." Dedi Dilan. "Kızım niye daha erkenden aramıyorsun beni?!" Dedim sitemle. "Ne bileyim Ahu? Uyanmışsındır diye düşündüm." Ofladım ve "yetişir miyim ki derse?" Dedim. "Götüne jet takarsan neden olmasın?"

"Ay nasıl yetişemedim Dilan? Daha kombin düşünmedim, makyaj yapmadım." Dedim isyan edercesine. "Bence kalktığın gibi gel. Anca yetişirsin." Sağ ol ya! "Of, of. İki dakikada nasıl hazırlanacağım?" Dilan bıkkın bir nefes verdi. "Kızım benimle konuşacağına kalkta işlerini halletsene!" Evet, çok mantıklı konuşuyordu. "Doğru diyorsun." Dedim ve telefonu kapatıp hızlıca ayağa kalktım.

Evet, giysi bulmak için bütün dolabı iki dakikada alt üst etmiştim. Sonuç, elimde sıfır kombin vardı. "Başlayacağım kombinine!" Dedim ve pantolon gömlek giydim. Şuan düşünmenin hiç sırası değildi. Masama oturdum ve biraz makyaj yaptım. Geç kaldık bari güzel olalım.

Saçımı da taradım ve çantamı alıp hızla odamdan çıktım. "Kızım bu ne acele?!" Koridorda bana doğru gelen annemi gördüm. "Çok geç kaldım valide. Hadi Allah'a emanet." Dedim ayakkabılarımı giyerken. "Bir kere de şaşırtın beni!" Dedi ve devam etti. "Umarim odanı toplamışsındır." Diyip odama yöneldi. Savaş meydanını görünce umarım kalp krizi geçirmezdi.

Odama girmesiyle "Ahu!" Diye bağırdı. Ne güzel, bütün mahalle birlikte uyanmıştık. Hemen evden çıktım ve koşarak aşağı indim. Annem camda beni bekliyordu. "Sen eve gel göstereceğim sana dünya kaç bucak!" Diye bağırdı bana doğru. "Söz, vallahi gelince toparlayacağım." İşaret parmağını bana doğru salladı. "Hele bir toplama o zaman görüşürüz!" Sinirle ona baktım. "Ama ben dedim ayrı eve çıkayım diye kabul etmediniz!" Dedim. "Sen ayrı eve çıksaydın kendi pisliğinde boğulurdun Ahu, çok konuşma. Eve gelince topluyorsun burayı!" Dedi ve sertçe pencereyi kapattı. "Zorla tutuyorlar beni bu evde!"

"Sabah sabah başlamış bizim mesai." Duyduğum sesle arkama döndüm. Çınar gülerek bana bakıyordu. Omuzlarımı silktim. "Bu sefer ben bağırmıyordum ki." Kafasını salladı. "Evet, şaşırdım." Üzgün üzgün ona baktım. "Hep ahımı alıyorsun." Ahu'yu da alabilirsin esprisi yapan iç sesimin ağzına pamuk tıkadım. Evet komikti ama yapmasına gerek yoktu. Yanlışlıkla bu espriyi sesli söyleyebilirdim.

Saatime baktım "Neyse benim gitmem lazım, daha sonra üzgün olduğumu uzun uzun belirtirim." Ben tam giderken "dur, bekle." Dedi. Hızla ona döndüm. "Sabah sabah acelecisin. Geç mi kaldın?" Diye sordu. Son günlerde bu adamın içine bir şey kaçmış olabilir miydi? Bana karşı anormal olan davranışları vardı. Gerçekten bir şey girmiş olabilirdi. Ay hoşt, Uzak dur benden!

Kafamı hızla aşağı yukarı salladım. "Ve hala geç kalmaya devam ediyorum." Dedim. "E gel bırakayım seni." Dedi tüm karizmasıyla. Karizma adam. Maşallah anası bal doğurmuş. Yalandan biraz düşünüyormuş gibi yaptım. "E hadi geleyim o zaman." Bunu dememle güldü. Hızlıca arabaya doğru yürüdüm. "Çınar bey!" Duyduğum cırtlak sesle ikimiz de arkamıza baktık. İki saniye mutlu olmamıza gelmiyor!

Deli ile divaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin