"Ahu." Cimciklenmemle gözlerimi Zorlukla açtım. "Çabuk kalk, kahvaltı hazırlamamız lazım!" Annemin telaşlı sesini duydum. "Ya yemicem ben, siz yiyin." Dedim geri yastığa sarılarak. "Kız kalk çabuk!" Dedi dişlerinin arasından. Pazar pazar ne acelesi vardı?! "Ya yemicem Dedim ya!" Dedim bağırarak. Sesimin yüksek çıkmasıyla annem sertçe vurdu. "Bağırma kalk çabuk!" Dedi ve odamdan çıktı. "YA İSTEMİYORUM DİYORUM İSTEMİYORUM. RAHAT UYUMAK İÇİN KENDİMİ Mİ ÖLDÜRMEM LAZIM SALIN BENİ YA!"
Oturup ağlayacaktım. Uykudan uyandırılmaktan ciddi anlamda nefret ediyordum. Yatakta dikleştim ve birkaç dakika öyle kaldım. Beynim gerçekliğe uyum sağlamaya çalışıyordu. Yavaşça yataktan kalktım ve Elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdim. Banyo kapısı sertçe tıklatıldı. "Abla çabuk çık!" Diye bağırdı Yunus. Şu evde iki dakika huzur yoktu! "İşim var." Dedim sakince. "Abla acele et!" Dedi. Belli ki zor durumdaydı ama bu beni hiç alakadar etmezdi.
"Banane!" Diye bağırdım. "Abla!" O da bağırdı. "İşe altına." Dedim sakince. Banyoda hiçbir şey yapmadan duruyordum. İtlik değil mi? Çıkmayacağım. Tekrar sertçe kapıyı çaldı. "Napıyorsun, yıllık mı yapıyorsun? Çıksana!" O görmesede omuzlarımı silktim. "Yapmıyorum ki." Sertçe kapıya vurdu ve "büyük şerefsizsin!" Dedi. "Sakin ol Yunus. Sen 17 yaşındasın, tutabilirsin." Kendi kendine konuşuyordu.
Artık çıkmam gerektiğini düşünerek kapıyı açtım. Ters günümde olsaydı altına işetene kadar durabilirdim ama o benim kardeşimdi. Bugünlük bu kadar kötülük yeterliydi. Sinirli sinirli bana baktı. "Çekil yolumdan." Dedi ve beni kenara itti. Ben giderken saçımdan sertçe çekti ve hızla kapıyı kapattı. "İt!" Diye bağırdım. Keşke biraz daha dursaydım!
Odama geri gidip yatağımı düzelttim. Normalde huyum değildir ama bugün bir sakinlik vardı üzerimde. Esneyerek odamdan çıktım ve yarı açık gözlerimle mutfağa girdim. Dümdüz ilerleyerek kahve yapmak için tezgaha gittim. Bakmasamda babamın masada olduğunu anlamıştım. "Günaydın baba." Dedim ağzımın içinden. Cevap vermedi. Adam da uykuluydu herhalde. Annem bir şey varmış gibi kargalar bokunu yemeden uyandırmıştı bizi.
Kahve yapacakken tezgahın üstünde duran kupanın içindeki kahveyi gördüm. Sevinçle kupayı elime aldım. "Sakın!" Diye bağıran Yunus yanıma geldi. Kısa bir süre sakin sakin ona baktım. Tam kahveyi içecekken tekrar "sakın dedim!" Diye bağırdı. Durdum. İçecekmiş gibi yaptım. "Hayır!" Tam içecekken kupaya yöneldi. Hızla geri çekildim. "Abla ver onu bana!" Omuzlarımı silktim. Hızla kupayı tuttu. Şuan ikimizde kupayı tutuyorduk. "Benim o!" Dedi sinirle. Hemen kupanın ağzına dilimi degdirdim. Bana iğrenerek baktı.
"Yalamadığın taraftan içerim." Dedi ve kupayı çekti. Hemen kupayı kendime çektim ve içine tükürdüm. Kupayı ona uzattım ve "Al iç." Dedim sakince. "Ya sen ne iğrenç insansın!" Dedi bana iğrenerek bakarken. "Bir de içeceksin onu!" Kaşlarımı çatarak ona baktım. "Sanane lan, benim tükürüğüm!" Dedim ve kahveyi dikledim. Elimle ağzımı sildim ve gülümseyerek "çok güzel yapmışsın." Dedim. "Zıkkım iç!" Dedi sinirle. "Onu da içerim."
"Çocuklar noluyor sabah sabah?!" Babamın sesini duydum. Tam masaya dönüp "bir şey yok baba-" diyecekken babamın masada olmadığını farkettim. Masada oturan babam değildi. Babam kapının önünde duruyordu. Masada Çınar oturuyordu. Umarım serap falan görüyordumdur! Bir babama bir Çınar'a baktım. Başından beri buradaydı! Kupayı yaladığımı, içine tükürdüğümü falan hepsini görmüştü. Hatta tuvalet konuşmamızı bile duymuş olabilirdi! Hatta sabahki bağırışımı bile duymuş olabilirdi!
Çınar sırıtarak bana bakıyordu. "Baba bu ablamı mağara adamı falan doğurmuş. Bizim kanımızdan olamaz bu!" Dedi Yunus sinirli sinirli. "O ne biçim laf Yunus?!" Diye kızdı babam. "Ama öyle baba, kupayı yaladı bir de yetmiyormuş gibi içine tükürdü. Yakında yemekleri eliyle falan yer bu!" Dedi ve bana iğrenircesine baktı. "Misafirin önünde yaptığı rezilliğe bak." Yanına biraz yaklaştım ve bacağını cimcikledim. "Sussana lan!" Dedim sessizce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli ile divane
ChickLittam giderken arkamı döndüm ve "komiserim bir şey söyleyebilir miyim?" Dedim. "Buyur." güler yüzümü göstererek "Komiserim vallahi çok iyi insansınız, beni affettiniz değil mi?" Dedim. Yüzü yumuşamasada "Affettim, affettim." Dedi kafasını sallayarak...