6. bölüm

9.7K 534 67
                                    

Üstüme giydiğim siyah gömleğin yakalarını düzeltip kollarını dirseğimin biraz altına kadar kıvırdım, sarı saçlarımı hafifçe spreyleyip dağınık bir görüntü verirken aynadaki görüntüm ilk kez hoşuma gitmişti.

Siyah pantolonumu düzeltip Cemre'ye fotoğraf attım, o beğenirse herkes beğenirdi. Ufak dişli gümüş zincir kolyem gömleğimin yakasından hafifçe görünüyordu.

Cemrecik : Oha, oha

Lan böyle şeylerin vardı bizim niye haberimiz yok köpek

Yazdıklarına gülerken bir bildirim daha geldi. Yanaklarımı kızartacak kadar açık konuşmasına asla alışamayacaktım bu kızın.

Cemrecik : İlk buluşmada benim yapmayacağım bir şey yapma

Seferber : O zaman herşeyi yapabilirim demek oluyor bu

Cemrecik : Benim yapabileceğim şeyleri de yapma o zaman

Kendini ağırdan sat😉

Yazdığı şeyle şu bir kaç günde yaşadıklarımız aklımda belirince derin bir nefes aldım. Onu delirtmek için bir mesaj daha atıp netimi kapattım. Mesaj veya dakikası kalmadığı için kuduracaktı.

Seferber : Sanırım bunu daha erken söylemeliydin 😋

Ayağıma siyah ayakkabılarımı geçirip merdivenleri indim. Yürüyerek on dakika olan meyhane mahallenin çıkmaz sokağındaydı, dışarısı harabe içerisi şahane bir mekandı.

Mekandan girdiğim anda uzaktan bir kaç kafa bana döndü, yanıma piç sırıtışıyla gelen Ulaş'ın yapışık ikizi Kürşat beni kolunun altına alıp oturdukları masaya ilerletirken kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

"Yalnız enişte söylemeden edemeyeceğim bayağı bir sanatsal çalışmışsın, hepimiz hayran kaldık." Lafı bittiği gibi kahkaha atmıştı.

Omzuma attığı kolu aniden çekilince Kürşat bir sendeleyip toparladı kendini, arkamızdan gelen Ulaş'ı fark etmemiştik ikimizde. Ulaş Kürşat'ı iteleyip masaya yönlendirdi. O gidince beni baştan aşağıya süzüp yutkundu, gözlerim önce adem elmasına kaydı sonra boynunun sağ tarafındaki morluklara.

Gerçekten morluklarla desenler yapmışım Ulaş'ın boynuna. Ben renkten renge girerken Ulaş beni kolunun altına alıp sahneyi en iyi gören masaya yönlendirdi. Garsonları çağırıp ne istersem en iyisini getirmelerini söyleyip omzumu sıkıp gitti.

Bir süre sonra etrafımda dört dönen garsonlar sayesinde masa donatılmıştı. Bu kadar şeye gerek yoktu aslında, Kürşat arada yanıma gelecek gibi oluyordu ama bir yere bakıp vazgeçiyordu.

Canlı müzik başlayınca biraz daha eğlenmeye başladım, Ulaş işlerini bitirip yanıma gelmiş ve ilk kez buraya geldiğimdeki gibi kolunu omzuma atıp bir kez olsun bırakmamıştı. Tek fark bu sefer gerçekten eğleniyor olmamdı.

Dört duble rakıdan sonra kafam güzelleşmeye başlayınca ışıklar daha parlak, müzik daha gürültülü gelmeye başladı. Ulaş'ın kolunu omzumdan çekip lavaboya doğru yürürken hafifçe yalpalıyordum. Nadiren alkol aldığım için direncim düşüktü ve çabuk sarhoş olurdum.

Pisuvarın birisine yanaşıp işimi görürken yanıma bir adam gelip bir yandaki pisuvara sokuldu. Her yer boş olduğu halde tam yanımdakine gelmesi garip gelse de rahatlamak üzere olan bünyeme kulak verdim.

SEFER TASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin