Tam olarak Ulaş'ı yansıtan tip Emre Dinler olabilir sanki 😂😂😂
Elimde Ulaş'ın eski bir fotoğrafı duruyordu, (arabayı tofaş olarak hayal edin) normal giyindiği ve içimde eskiye dönük bir heyecan uyandıran bir fotoğraftı.
"Napıyon güzelliğim?" Yatağa yanıma atlayan Ulaş boynumdan öpmeden hemen önce sormuştu sorusunu.
Ona fotoğrafı gösterdiğimde yandan bir gülüş bıraktı, eline alıp arkasını çevirdi ve tarihi gösterdi bana. Mahalleye taşındığımız günün tarihiydi, ona döndüm hızla.
"Ben bu fotoğrafı seni görmeden bir saat önce falan çekilmiştim, sonra sana vermek istedim ama kabul etmezsin diye veremedim." Ulaş kırk yaşını geçse bile hala yakışıklıydı.
"Seni çok üzdüm değil mi?" Gözlerim dolmuştu hemen, bu aralar çok sulu gözlüydüm. Yaşlanıyorduk ondan galiba.
"Beni en çok sen mutlu ettin yavrum, ne demek üzmek. Sen geldiğinden beri, seni gördüğümden beri nefes alıyorum ben. Hele benim olduktan sonra yeniden doğmuş gibi oldum. Koskoca Ulaş abiyi bebek yaptın yavrum."
Sözleriyle gülerek boynuna sarıldım, yüzüne ufak ufak öpücükler kondurdum ve kulağını hafifçe ısırırken kucağına oturdum.
"Şikayetin mi vardı kocacığım?" Biraz daha sert ısırdım kulağını.
"Bir kez bile şikayet ettiğimi duyamayacaksın, bebeğin de olurum, karın da, kocan da. Gıkım çıkarsa ne istiyorsan yap canım benim."
"Karım da mı olacaksın, bak bunu bir düşüneyim ben. Emilmekten düşmeden önce kullanayım bir iki kez bende."
Yüzünde çapkın bir sırıtış oluştu, beni sımsıkı sarıp koynuna çekti. Bir kez bile istesem hayır demeyeceğini biliyor ve bu yüzden onu daha da çok seviyordum.
"Lan senin tadın o kadar güzelse ben ne yapayım, emzikli bebeler gibi ağzımda uyuyacağım yakında. Mis gibi de kokuyosun, kendimi kaybediyorum kokunu alınca." Alnını ve saçlarını öptüm masumca.
"Hmmm, çok mu güzel kokuyorum kocacım. Sen kendi kokunu almadın galiba, sana aşık olduğumu ilk kokunu özlediğim an anladım biliyor musun?"
Alt dudağını ısırıp yüzüme baktı, beni daha sıkı sarıp boynuma gömüldüğü zaman hafifçe güldüm. Beni yıllardır aynı şefkatle kucaklıyordu, bende onu aynı sözlerle kışkırtıyordum.
"Kokunla kaç kere mest olup kaldırdım, sadece öpücüklerinle bile beni sona ulaştırdın." İstediğim sertlik altımda belirginleşirken Ulaş kesik kesik nefes alıyordu, yıllar geçmişti ama adamın üstündeki etkim azalmak yerine katlanarak devam ediyordu.
"Öyle yaptım, evet." Boynumu ıslak öpücüklerle talan ederken gülerek ona yer açtım. Daha rahat öpüp emsin diye alan yarattım, bir süre sonra zaten inlemelerimiz yatak odamızda yankılanıp daha da ateşliyordu bizi.
"Ulaş, bende seni emeyim mi?" Derin bir nefes aldı hemen, dişlerini sıkıp kafasını salladı. Nadiren izin verdiği için sevinmiştim, kıyamıyordu onu emerken boğazım acıyor diye.
"Ama kendini zorlama, sonra gözlerin yaşarınca kendimi suçluyorum." Dudaklarımı yalayarak hedefime ilerledim.
"Zevkten ağlatırken hiç suçlamıyorsun kendini ama, bunun da zevkten olduğunu biliyorsun aşkım. İzin ver bende senin tadınla mest olayım."
Dişlerini sıktığında kedi gibi sürtündüm önündeki kabarıklığa, çenesi gevşedi ve dudakları aralandı. Dilini üst dudağına dokundurup hareketlerimi izlerken burnumu dayayıp kokusunu içime çektim.
"Yavrum, vazgeç istersen. Bak kendimi tutacak halde değilim bugün." Dilimi de boxerdan belli olan kabarıklığa sürttüğümde dudağını ısırdı.
Kafasını yatak başlığına yaslayıp gözlerini tavana çevirdi, teslimiyetine gülüp çamaşırını kolayca çıkarttım. Dimdik aleti özgürce yukarı dikeldi, burnuma dolan kokusunu içime çektim.
"Yavrum?" Sorar gibi konuştuğunda hafifçe yalamaya başladım, kendini hafifçe kasmıştı.
Başına kadar yalayıp dilimi ucundaki deliğe sürttüm hafifçe, sonra hepsini yavaşça ağzıma aldım. Ensemde bir el hissettim, kıyamasa da zevke teslim oluyordu.
Boğazıma dayanan aletini yavaşça ağzımdan çıkartıp tekrar yaladım ve bu sefer hızlı hızlı emerek boğazıma kadar almaya başladım. Kafasını kaldırıp bana baktığında en dibine kadar alıp gözüne bakarak yutkunum, ağzından çıkan zevk dolu inlemeyle hareketlerimi iyice hızlandırdım.
Onu boşaltacak hamleyi yaparak bir parmağımı deliğine dayadım, salyalarımla ıslanmış deliğe yavaşça kayan parmağımla derince inledi. Onun içini keşfederek parmaklarken bir noktayla bacakları iyice açıldı ve haykırarak ağzıma boşaldı.
Yutkunarak hepsini emdim, eğilip deliğini de biraz yaladığımda gözleri kapalı inlemeye devam etti. Dilimi de deliğine soktuğumda ilk kez aldığı zevkle başımı oraya bastırdı.
Tekrar sertleşirken beni kendine çevirdi ve altımı hırsla soydu. Önce hırsla aletime saldırsa da eli hemen deliğimi buldu, ben onu yalarken o beni hem emip hem parmaklıyordu.
İki yönden aldığım zevkle sızdırmaya başladım, sıvılarımı yuttuğu için emişi de artmıştı. Dizlerim titremeye başladı, ağzına gelmek istemiyordum.
"Ulaş, hadi gir içime." Beni ters çevirip yatağa yatırdı ve yerde ayakta dururken beni bacaklarımdan kendine çekti.
Hareketine gülerken girişimde hissettiğim sertlikle kendimi ona ittim, yavaş yavaş içime girerken gözlerimiz birbirine kenetliydi her zamanki gibi.
Dudakları kıvrılırken dudaklarıma yapıştı, sakin ama içimi eriterek öpüyordu. Dillerimiz birbiriyle belirsiz bir ritimle dans ederken hareketleri hızlandı.
"Öyle seviyorum ki seni, öyle bitiyorum ki sana. Ulan aşkın biteceğini söyleyen aptallara inat, her gün daha da çok seviyorum seni. Kurban olduğum.."
Her sözünde aşkımdan gözlerim doluyordu, dudaklarına uzandım aşkla öptüm. Yıllardır aynı aşkla sevdiğim, öptüğüm dudaklarda kayboldum yine.
"Çok seviyorum, herşeyden çok seviyorum seni aşkım." Bizim aşkımızın sonu yoktu, son bulmasına asla izin vermeyecektik çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEFER TASI
Aktuelle LiteraturMahalledeki kilolu gence yanık olan kıro ağır abi Ulaş Kiloları yüzünden alay konusu olduğunu düşünüp depresyona giren Sefer