-2-

92 9 30
                                    

Şiddetli öksürme sesiyle dükkandaki herkes Gin'e baktı. Higuchi bileklerini bırakınca dizlerinin üstüne düştü ve eliyle ağzını kapatarak öksürmeye devam etti.

Her seferinden ağzından kan çıkmasına engel olamıyordu, gözleri canı acıdığı ve ciğerleri yandığı için yaşarmıştı. Higuchi hemen dizlerinin üstüne çöktü ve Hinami'den peçete istedi. Hinami hemen peçeteyi Higuchi'ye uzattı, Higuchi de Gin'e yardımcı olmaya çalıştı. Üstü başı kan olmuştu ama Higuchi bunu umursamıyordu.

"Onun neyi var?" diye sordu Atsushi telaşla. 

"Gin hasta." diye mırıldanarak yanıtladı Ryuunosuke. Şu an korkudan ve telaştan ne yapacağını bilemez hale gelmişti. Bu adamlar Gin'i hastaneye götürmesi için izin verir miydi? 

"Çocuğu bırakın. Higuchi, kızı al ve arabaya geç. Michizou, arabayı sen kullanacaksın ve hastaneye gideceğiz. Hinami, sen buradasın." diye hızla emir verdi Atsushi. Kenji ve Tachihara, Ryuu'nun üstüne baskı uygulamayı bırakmışlardı. 

Higuchi Gin'i arabaya doğru taşımaya başlamıştı, Kenji de önden gidip kapıyı açmıştı. Atsushi hemen Ryuunosuke'nin bileğinden tutup onu arabaya götürdü. Higuchi, Gin'i kucağına alıp arka koltuğa geçmişti. Ryuu da Higuchi'nin yanına oturdu. 

Herkes arabada hızla yerlerine geçti ve Tachihara arabayı sürmeye başladı. Gin'in bilinci gidip gelirken Ryuunosuke'nin elini tutuyordu. Ryuu kendini ağlamamak için zor tutuyordu. 

Michizou'nun harika beceriyle araba sürmesi sayesinde kısa süre içinde hastaneye gelmişlerdi. Higuchi hemen Gin'le birlikte arabadan indi ve hastaneye doğru koşar adımlarla yürüdü. Ryuunosuke de Atsushi tarafından çekiştirilerek onları takip etti. 

Higuchi hemen onu doktorlara teslim etti. Ryuu ve Atsushi de odanın önüne geldiler. 

"Onu götürdüler." dedi Higuchi. Ryuunosuke sırtını duvara yasladı ve yavaşça kendini aşağıya bıraktı. Şu an istese kaçmanın yolunu bulabilirdi ama Gin'i yalnız bırakamazdı. Atsushi göz ucuyla ona baktı.

"Kalk yerden, bırakma hemen kendini. Yosano onu kurtarmanın yolunu bulacaktır." dedi ve  Ryuu'ya doğru ilerledi. Elini ona doğru uzattı. "Oturmak istiyorsan sandalyeye otur." Ryuu bakışlarını kaçırdı ve yerden kalktı. Atsushi de elini geri çekti.

Bir süre sonra odadan doktor çıktı ve Atsushi'ye doğru yürüdü.

"Şu an durumu iyi, kendine geldi. Ama durumu kötüye gidecektir. Bir yakını falan yok mu Atsushi?" dedi Yosano ve gözleri Ryuu'ya kaydı. 

"O abisi, ama sorularını daha sonra sorarsın. Şimdi kızı görebilir mi?" 

"Hayır deme şansım var mı?" diye sordu Yosano alay edercesine.

"Hayır, yok." Ryuu onların arasındaki konuşmaya anlam verememişti ama karışmadı. Atsushi tarafından Gin'in odasına doğru çekiştirildi. 

Odaya girdiklerinde Gin'e baktılar. Yüzü solgundu ve yorgun bir ifadeye sahipti. Ama Ryuu'ya baktığında gülümsemeye çalışması... Bu Ryuu'nun kalbini acıtıyordu. İlerledi ve yatağın yanında diz çöktü.

"Gin! İyi misin? Canın acıyor mu? Bir şey ister misin?" diye sordu endişeli şekilde. Atsushi de sessiz bir şekilde Akutagawa kardeşleri izliyordu. 

"Ben iyiyim abi." Duraksadı Gin. "Sen? Sen nasılsın peki?" Akutagawa kardeşinin elini sıkıca tuttu ve öptü.

"Sen iyi oldukça iyiyim." dedi mırıldanır gibi. Gin ona gülümsedikten sonra Atsushi'ye baktı.

"Um... O kız nerede..? Ona teşekkür borçluyum sanırım." Atsushi sakin bir tavırla ona bakıyordu.

"Adı Higuchi, dışarıda bekliyor. Biz çıktıktan sonra istediğin kadar konuşursun." dedi sakin ama insana başka seçenek bırakmayan sesiyle. Gin başını salladıktan sonra tekrar ona baktı.

Bir Yaşam Uğruna - ShinSoukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin