-18-

30 2 11
                                    

Atsushi paltosunun yakasını düzeltirken dikkatle aynaya bakıyordu. Bu sefer de çok önemli bir toplantıya gidecekti ama sürekli olarak kendine sakin olması gerektiğini söylüyordu. Duygularını iş esnasında saklamak için yeterince eğitimliydi.

"Fazlasıyla iyi görünüyorsun." Ryuunosuke kapının eşiğinden Atsushi'yi izlerken söyledi. Atsushi omzunun üstünden ona bakıp birkaç saniyeliğine gülümsedi.

"Bunu duymak rahatlattı." Topuklarının üstünde döndü ve onu bekleyen Ryuunosuke'nin önünde durdu. Yüzü biraz ciddiydi, bu yüzden Ryuunosuke sessiz kalmayı tercih etti. Birlikte asansöre ilerlediler ve otoparka giden katın düğmesine bastılar.

Aşağıda üç araba hazır halde bekliyordu. Ryuunosuke ilerledi ve ortada olan aracın arka kapısını açtı. Kafası artık iş esnasında dağınık değildi çünkü Gin'in durumu gittikçe iyi yönde ilerliyordu. Bu yüzden geriye sadece işini düzgünce yapmak kalıyordu.

Atsushi arabanın içine geçtiğinde Ryuunosuke kapıyı kapattı ve kendi de ön koltuğa geçti. Aracı ise Michizou sürecekti. Sırayla tüm araçlar hareket etmeye başladı.

"O adamlar hepimizin içeri girmesine izin vermeyecektir. Ryuunosuke ve Osamu da seninle gelecek, Atsushi." Aracı süren Michizou, arka koltukta oturan Atsushi'ye dikiz aynasından bakarak söyledi. Atsushi kapı kolunun yanındaki tuşa basarak camı hafifçe araladı ve sigarasını yakmadan önce cevap verdi.

"Herhangi bir tehlike durumu söz konusu olsa bile içeride kaç kişi olduğunu bilmeden girmeyin. Junichiro ve Doppo kesin bir sonuç çıkarsın."

"Anlaşıldı." Ryuunosuke önündeki yola bakıyordu. Gergin miydi? İlk defa göreve çıkmıyordu Atsushi ile, ama bu sefer içinde bir endişe vardı. Gin iyiydi, Atsushi de kendinden emin görünüyordu. Sorunun kaynağını bilmiyordu ama bunun yersiz olduğunu düşünerek derin bir nefes aldı ve sessiz kaldı. Müdür Hiroshi'yi ziyaret etmişti, başka bir otel sahibinin korumasına silah uzatmıştı, hatta bir barda kılık bile değiştirmişti.

"Sakin ol, Ryuunosuke." İçinden bunu tekrar ederek yolu izlemeye devam etti.

Gözleri yol kenarındaki minik ağaçları izlemeyi, buluşma yerine geldiklerinde bırakmıştı. Herkes arabadan indi. Diğer iki arabadan da bir sürü koruma çıksa da sadece o ve Osamu denilen kişi Atsushi'ye eşlik etti. Bir şirket binasına benziyordu, camlar parlaktı ama siyah oldukları için kasvetli havayı daha da ürkütücü yansıtıyordu.

Atsushi sigarasını içeri girmeden önce yere attı ve ayakkabısının ucuyla ezip geçti. Ryuunosuke ve Osamu birkaç adım geriden gelerek onu takip ediyorlardı. Büyük bir salon gibiydi içerisi, biraz ileride duran iki kadın figürü de gözden kaçmıyordu. Kadınlara yaklaştıkları zaman bir tanesi eliyle devam edecekleri yolu gösterdi. Koridorun sonunda kapalı büyük bir kapı vardı, aydınlık olan koridorların bile karanlığını bastıramadığı o kapı.

Kapının ağzındaki iki adamdan daha genç görüneni kapıyı açarak kenara çekildi ve diğerleri içeri girerken onlara eşlik etti yanındaki diğer adamla. İçerisi az önceki salondan çok daha büyüktü. Her bir yanda doldurulmuş hayvan postları da vardı. Daha çok bir kumarhane gibi döşenmişti. Misafir ağırlamak için değil, rakip karşılamak içindi sanki.

"Bu tarz hobileri olan kişilerin genelde Ruslar olduğunu sanırdım." diye içinden geçirdi Ryuunosuke duvardaki hayvan postlarına bakarken. Atsushi'nin oturduğu koltuğun hemen arkasında onunla birlikte duran Osamu'ya baktı. Ona kıyasla daha uzun boylu olduğu için de ondan daha çok dikkat çektiğini sanıyordu. Ayrıca Osamu herhangi bir duruma karşı destek için diğerlerine haber vermeye her an hazırdı.

"Uzun zaman oldu, değil mi?" Onları ağırlayan adam ciddiyetinden ödün vermez şekilde bakıyordu Atsushi'ye.

"Sizin hâlâ Rusya'da olduğunuzu sanıyordum, Başkan Daku." Daku diye adlandırılan adam sırıttı ve fincandan bir yudum aldı.

Bir Yaşam Uğruna - ShinSoukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin