-21/Final-

42 2 55
                                    

Dört Yıl Sonra.

Her mezar ziyaretinde yağmur yağardı fakat şimdi güneşli bir günde ölen kız kardeşinin mezarının karşısındaydı Atsushi. Sağlam görünen ve iyi bakılmış olan mezar taşındaki ismi okuyordu.

"Kyouka Nakajima." diye fısıldadı. Ama artık eskisi gibi kaderine lanetler okuyarak söylemiyordu bu adı. Kalbi ilk defa ağrımıyordu dudaklarından bu isim dökülürken.

"Artık seninle aynı soyadı paylaşmıyoruz, bir tanem. Ama Nakajima veya Akutagawa, soyadım ne olursa olsun hâlâ benim kardeşimsin sonuçta." Yapmaya alışık olmadığı bir konuşmaydı bu. Genelde buraya gelir ve sadece kendisine olan nefretini anlatırdı Atsushi. Ama bu yabancı konuşma bile ruhuna huzur veriyordu.

"Senin yokluğunun sebebi olarak kendimi görüyordum, çünkü seni korumaya o kadar alışmıştım ki bir gün ellerimden kayıp gideceğini hiç düşünmemiştim. Sadece kendimi suçlamıştım, kendimi günah keçisi yapmıştım." Bir süre duraksadı, doğru kelimeleri arıyordu. Çünkü karşısında kimse olmaması, onu duyan kimse olmadığı anlamına gelmiyordu.

"Ama bir gün karşıma biri çıktı. Kardeşini korumak için yanıp tutuşan ve bana bile meydan okumuştu bu yüzden. Ve bana suçsuz olduğumu söyledi. O suçsuz olduğumu söyleyen ilk kişi değildi, ama bunu duymamı sağlayan nadir biriydi." Gözleri dolsa da ağlamadı ve gülümsedi. "Bana, senin de beni suçlamadığını söyledi. Lütfen böyle olsun, çünkü senden hâlâ düzgünce özür dilemişim gibi hissetmiyorum." Tekrar sessizleşti ama bu sefer gülümsedi. "Bu yüzden senden tek başıma özür dilemeyeceğim."

Arkasına baktı, uzaktan onu izleyen Ryuunosuke ve diğer küçük kızı gördü. Küçük kıza eliyle gelmesini işaret ettiğinde küçük kız bir an bile beklemedi ve hemen Atsushi'nin yanına gitti.

"Gel bakalım, Kyouka."

Kyouka. Atsushi ve Ryuunosuke'nin evlatlık kızıydı. Ryuunosuke'nin isteği üzerine bu isim seçildiğinde Atsushi ona teşekkür etse de Ryuunosuke teşekküre gerek olmadığını söylemişti. Kyouka yaşına göre zekiydi, ayrıca hızlı öğrenmesi de işi kolaylaştırıyordu. Evlatlık olsa bile Liman Mafyası'ndaki herkes onu Atsushi ve Ryuunosuke'nin çocuğu olarak sayıyor, onu gerçekten de seviyorlardı. Mori ve Fukuzawa Kyouka'yı torunlarıymış gibi seviyor, onunla ilgilenmekten hoşlanıyorlardı. Kyouka saygılı bir kızdı, ailesinende bağlıydı. Gerçi bu küçük kız, son birkaç yıldaki en güzel olaydı Atsushi için.

Bu süreçte Liman Mafyası'na ara vermişti Atsushi. Çünkü korkuyordu, kızının büyüdüğünü görmek istiyordu. Eğer Kyouka kendi hayatını kurarsa ve Atsushi bunu görürse, ölmeye bile razı olurdu. Fukuzawa ve Mori çoktan emekliye ayrılmış ve Liman Mafyası'nın başına Shou geçmişti, Haru da Liman Mafyası'nın en büyük ekiplerinden birini yönetiyordu ve artık Atsushi'den vazgeçmişti. Atsushi, Shou'nun yardımcısıydı. İkinci lider olarak çalışmak bile ailesinden önemli değildi.

Ryuunosuke ise Liman Mafyası'nda hâlâ Atsushi'nin koruması olarak çalışabiliyordu bazenleri. Ama sadece bir koruma değildi o. Üniversitesine devam etmişti, başlarda zorlansa da artık Liman Mafyası'nın özel hastanesinde onun da bir yeri vardı. Bir doktorun koruma olması garip görünse de kimse umursamamıştı, çünkü o bunları yapabilecek birisiydi. 

Gin hastalığını yenmiş, hatta bir zamanlar Müdür Hiroshi'nin yönettiği yetimhanede çocuklarla ilgilenmeyi kendine görev bilmişti. Onların sağlıklarından diğer tüm şeyleriyle ilgileniyordu. Naomi ile yakın arkadaş olmuşlardı, yetimhanenin yeni yöneticisi olan Naomi gerçekten de cana yakın bir kızdı. Tabii Gin'in hayatındaki değişikliklerden en önemlisi de nişanlısıydı. İlk tanıştıkları zaman bileklerini sıkıca tutan sarışın kız artık onun hayatının bir parçasıydı...

Bir Yaşam Uğruna - ShinSoukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin