Ryuunosuke artık Liman Mafyası'nın bir üyesi olduktan sonra beklediği gibi aynı gün birini öldürmesi için görevlendirilmemişti. Bir duvar yerine camla kaplı kısımdan baktığında tüm şehir ayakları altındaydı. Manzaraları hep sevmişti Ryuu, sadece görebilmek için fazla fırsatı olmamıştı.
Odasının kapısı tıklatıldığında bakışları kapıya döndü ve merakla seslendi.
"Gelebilirsin." Kapı açıldı ve Atsushi kafasını içeriye uzattı.
"Müsait misin, Akutagawa?" Ryuu beklemediği ziyaretle şaşırsa da başını salladı.
"Ah, tabii ki. Gelebilirsin." Atsushi içeri girdi ve kapıyı kapattı. Yavaş adımlarla odada ilerledi ve Ryuu'nun yanında durup camdan baktı.
"Ne kadar da hoş görünüyor... Oysa içinde yaşanan şeyler öyle değil, değil mi? Hepsi gözlerinin önündeyken uzak olması tüm bunları gizliyor." dedi hafifçe gülümseyerek.
"Her güzel şeyin içinde korkutucu bir gerçek saklıdır." diye mırıldandı Ryuu. Atsushi derin bir nefes aldı ve gözlerini Ryuu'ya çevirdi.
"Neyse. Sana haber vermek için geldim. Kız kardeşinin durumu iyiye gittiği için geri dönebilirmiş. Birazdan Higuchi ile birlikte burada olur."
Ryuunosuke heyecan ve şaşkınlık karışımı bir ifadeyle ona baktı. Yüzüne yayılan gülümsemeyi kontrol edememişti.
"Gerçekten mi!? Teşekkür ederim... Nakajima." Nasıl hitap etmesi gerektiği konusunda emin olmasa da bunu fazla takmamıştı Ryuu.
"Teşekkür etmene gerek yok." Durdu. "Mafya'ya katılmışsın." Ryuu duraksadı, başını öne eğdi hafifçe.
"Evet. Gin'i korumak için ne gerekiyorsa yaparım." Gülümsedi. "İnsanlar ona bu kadar değer vermem konusunda hep eleştirirlerdi. Yaptığım şeyler sadece bir kişinin yaşamı için, ama o kişi benim kardeşim."
Ryuu bir an fazla konuştuğunu düşünerek sustu. Göz ucuyla Atsushi'ye bakarken ters bir tepki gelmemesini umuyordu.
"Biliyor musun, hayatımda gördüğüm en iyi abilerden birisin." Gülümsedi. "Bazıları kardeşini koruyamaz. Ellerinde hiçbir şey yokken bunu yapmaları zordur, ama pişmanlık asla peşlerini bırakmaz. Oysa kimse onları suçlamaz, fakat kalplerinde hep bir ağrı olacaktır."
Ryuunosuke onun yüzüne baktı, bu hissi asla bilmemeyi umarak onu dinlemişti. Atsushi sözlerini bitirince Ryuu'ya baktı.
"Bu hisleri asla yaşamaman için yardım edeceğiz Akutagawa." Aklına bir şey gelmiş gibi duraksadı. "Sana nasıl hitap etmeliyim?"
"Hah? Nasıl istersen." Durdu. "Peki ya ben?"
Atsushi gülümsedi.
"Atsushi yeterli. tabii lakap takacaksan önce izin almalısın." dedi alaycı bir imayla. Ryuu istem dışı gülümsedi.
"Hm. Sana özel olarak seslendikleri bir lakap var mı?" Atsushi kısa bir süre düşündü.
"Eskiden kalma bir lakap... Jinko." Ryuu bunu beğenmiş gibi ona bakıyordu.
"Oh, anlamı nedir?"
"Uzun bir hikaye." Durdu. "Önemli değil." Son söylediği şeye kendi bile inanmazken iç çekti. Ryuunosuke ona dikkatle baktı, Atsushi Nakajima'nın bile yalan söylerken zorlandığı bir konu mu vardı?
"Peki, önemli değil. İstediğin zaman dinlerim." dedi ortamı yumuşatmak için. Atsushi bir şey söylemezken gelen bildirim sesiyle telefonunun ekranına bakıyor.
"Gin ve Higuchi gelmişler. Kız kardeşin aşağıda seni bekliyor." dedi ekrana bakarken. Ryuu'nun gözleri Gin'i görme düşüncesiyle parlamaya başlarken Atsushi'nin ne söyleyeceğini bekliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaşam Uğruna - ShinSoukoku
FanfictionRyuunosuke Akutagawa, kız kardeşi Gin ile yaşayan ve ona bakmak için garsonluk yapan bir gençti. Patrondan parasını isteyeceği gün, patronunun Gin'e olan sapkın düşüncelerini duyduğu anda öfkesine yenik düşen Ryuunosuke onunla kavga etmişti. Bu kavg...