-19-

23 3 31
                                    

Atsushi daha gözlerini bile açamadan vücudundaki ağrıları hissetmeye başlamıştı. Ağzından kısık sesli bir küfür kaçtığında hissettiği diğer şey ağrıları değil, elinin üstünde aniden sıkılaşan tutuş olmuştu. İrkildi bir anlığına, yabancı hissettirmiyordu bu dokunuş. Kırpıştırdığı gözleri en sonunda ışığa alıştığında tavana baktı, kendi odasındaydı. Kafasını yavaşça hareket ettirerek elini tutan kişiye baktı. Şaşkınlığını gizlemeye fırsat bulamadan karşısındaki gri gözlere baktı.

"Atsushi! İyi misin? Bekle, su içmelisin." Endişe ve hassasiyetle birleşen o ton Atsushi için farklı hissettiriyordu, özellikle de bu sesin sahibi Ryuunosuke olduğu için.

Ryuunosuke hemen komodinin üstündeki sürahiden bir bardağa su kattı. Atsushi'nin sırtından destekledi ve onun dik bir şekilde oturmasını sağlayarak suyu ona verdi. Atsushi suyu içesiye kadar bakmamıştı ona, boş bardağı tekrar komodinin üstüne bıraktıktan sonra sordu:

"Ne oldu?" Anıları bulanıktı, en son merdivenlerden yukarı çıktıklarını hatırlıyordu ama sonrasını hatırlamaya çalışmak başını ağrıtıyordu.

"Destek ekip geldi, bu sayede oradan çıktık." Ryuunosuke sakin bir sesle açıkladı. Atsushi en sonunda Ryuunosuke'nin yüzüne baktığında onun yanağındaki yara bandını görmüştü. Elini uzattı ama yanağına dokunmadan geri çekti.

"Sen iyi misin? Osamu ne durumda?" Ryuunosuke önce cevap vermedi. Atsushi'nin elini tuttu ve yavaşça kaldırıp kendi yanağına koydu. Atsushi fal taşı gibi açılan gözleriyle Ryuunosuke'ye bakarken siyah saçlı genç gözlerini kapattı.

"Osamu da ben de iyiyiz. Sen asıl kendine bak, ağrın var mı?" Atsushi alçak bir sesle "Hayır." demişti ama tüm dikkati Ryuunosuke'nin yanağındaki elindeydi. Ama hissettiği titremeyle irkildi, Atsushi'nin elinin üstündeki Ryuunosuke'nin eli titriyordu. Atsushi böyle bir tepki beklemiyordu.

"Akutagawa." Kısık bir sesle mırıldandı. "Titriyor musun sen?" Siyah saçlı genç gözlerini araladı ve karşısındaki kişiye baktı.

"Affedersin. Ben sadece seni böyle göreceğimi düşünmemiştim. O kadar kan kaybettiğinde, ben..." Sesi son kısımlara doğru titremeye başladığında Atsushi içten içe şaşırsa da bu durumdan hiç rahatsız olmamıştı.

"Benim için mi endişelendin?" Aslında odadaki gerginliği azaltmak için gülümseyerek söylemişti bunu. Ama Ryuunosuke'nin ciddi ve düşünceli bakışları karşısında pek ile yaramadığını anlamıştı.

"Senin için endişelendim. Seni hastaneye taşırken bile geç kaldığımı hissettim." Ryuunosuke iç çekti ve Atsushi'nin elini yanağından indirip dudaklarına götürdü. Atsushi ne olacağını tahmin edebiliyor ama şaşkın ifadesini gizleyemiyordu.

"Akutagawa?" Ryuunosuke bakışkarını tekrar Atsushi'nin eline çevirdi. Elinin üstünü öperken yaptığının ne kadar doğru olduğunu düşünüyordu. Ama bir daha o tarz bir durumda kalmayı hayal bile etmiyordu. Tekrar Atsushi'yi kaybedeceğine dair bir korku yaşamak istemiyordu.

"Kızma bana." Atsushi'ye bakarken hafif endişeli gelen bir sesle söyledi. "Eğer istemiyorsan, bir daha yapmam." Atsushi birkaç saniye sessizce Ryuunosuke'ye baktıktan sonra hafifçe kıkırdamıştı.

"Gerçekten... Hiç senden beklemeyeceğim şeyler yaparak şaşırtıyorsun beni." Ryuunosuke onun gözlerine baktı. Arada bir sessizlik oluşmuştu.

"Atsushi."

"Evet?"

"Kızmadın, değil mi?" Ryuunosuke, Atsushi'nin elini yavaşça bırakmıştı. Gelecek her türlü cevaba hazırlıyordu kendisini, kafasını aşağı eğmiş susuyordu. Ama birden yanağında bir el hissetti, şaşkınlıkla fal taşı gibi açılan gözlerini Atsushi'ye dikti.

Bir Yaşam Uğruna - ShinSoukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin