-12-

30 3 24
                                    

Yüzüne vuran beyaz ışık, kapalı göz kapakları ardından bile belirgindi. Sırtına uyanır uyanmaz vuran keskin acı zar zor araladığı gözlerini kapattırmıştı Ryuunosuke'ye. Ama yanında başka bir kişinin varlığını hissediyor, nerede olduğunu ve bu bilmediği yerde kimin onunla olduğunu merak ediyordu.

"Akutagawa!" Ah, sesin sahibini unutması mümkün değildi. Atsushi'nin endişeli sesi, gözlerini açması için güç vermişti Ryuu'ya.

"Atsushi, neredeyiz?" Boğazı acıyordu, bu yüzden burnunun kemerini buruşturdu. Atsushi cevap vermeden önce endişeyle bir bardağa su doldurdu ve Ryuunosuke'ye uzattı.

"Hastanedeyiz." Duraksadı. "Sana atlamanı söyledim ama sen... Beni neden kendinle birlikte arabadan çıkarttın? Ben... Ugh, ya sana daha ciddi bir şey olsaydı!? Aptal!" Bağırmak istiyordu, ama ağlamasına ramak kalmışken bunu yapması mümkün değildi. Ryuunosuke şaşkınlıkla genişlemiş gözleriyle Atsushi'ye baktı.

"Atsushi, hey, ağlıyor musun?" Ryuunosuke mırıldandı ve elini uzattı. Birden Atsushi'nin yanağına elini yerleştirdi ve kafasını nazikçe kaldırdı. Atsushi ağlamamak için dudaklarını birbirine bastırmıştı ve gözlerini kırpmıyordu.

"Ağlamıyorum." Sesi fısıltı gibiydi. "Kendini öldürüp bana vicdan azabı mı çektirmek istedin?" Ryuunosuke istemsizce hafifçe gülümsemişti.

"Ölme ihtimalim miydi seni üzen?" Biraz daha doğruldu yatakta. "Sen iyisin, değil mi?" Atsushi kafasını salladı.

"Sadece kolumda ve bacağımda biraz çizik ve morluk varmış." İç çekti beyaz saçlı genç. Ryuunosuke biraz ona doğru eğildi.

"Ama bu hâle gelmekten pişman değilim."

"Ne? Kafanı falan mı vurdun?" Atsushi şaşkınlıkla sordu. "Bu durumdan nasıl pişman değilsin..?"

"Çünkü bana adımla seslendin." Ryuunosuke basit bir şekilde yanıtladı. "Bayılmadan önce hatırladığım tek şey bu; sen ve adımla seslenişin, bu anı unutamazdım."

Bu sözlerden sonra ortaya çıkan ortam tarif edilemezdi. Atsushi şaşırmıştı ve bu ifadesini saklayamadan bakıyordu Ryuunosuke'ye. İlk defa mı böyle sözler duyuyordu? Hayır, o beğenilmeye alışıktı. Ona parlak gözlerle bakan ve onun için kendini feda eden Ryuunosuke'nin sözleri neden etkilemişti onu?

"Sana adınla mı seslenmemi beğendin?" Atsushi, sözlerini çok iyi anladığı Ryuunosuke'ye anlamamış gibi sordu. Ryuunosuke gülümsedi ve biraz eğildi.

"Demek istediğimi çok iyi anladığını biliyorum, Atsushi. Sen, benim gibi birini çözebilecek birisin." Biraz bekledi ve devam etti. "Senin dudaklarından döküldüğü için belki de o an ne söylersen söyle, benim için anlamlı bir şeye dönüşürdü."

Atsushi ne cevap vereceğini bilmiyordu, ona ne olmuştu böyle? Neyse ki içeri giren Akiko bu konuşmaya bir ara vermelerini sağlamıştı.

"Bakıyorum da uyanmış." dedi gülümseyerek ve Ryuunosuke'ye dönerek sordu. "Nasıl hissediyorsun, Ryuunosuke?"

"Sayenizde daha iyiyim, Bayan Yosano." Akiko gülümsedi ve Atsushi'ye baktı.

"Şimdi sıra sende. Yaralarına bakmadık bile!" Ryuunosuke bunu duyunca şaşırmıştı.

"Hastanedeyiz ama sen kazayı yaşamamış gibi mi yaptın?"

"Hayır!" Atsushi mırıldandı. "Ayrıca bana hesap sorma, Akutagawa. Sadece dinlen, eğer izin verilirse eve gideriz." dedi ve ayağa kalktı. Akiko ile birlikte odadan çıktı, onun da tedavi olması gerekiyordu.

Ryuunosuke kafasını arkaya yasladı. Akutagawa... Neden Atsushi hâlâ etrafındaki bu duvarları koruyordu? Az önce ona şaşkın bir şekilde bakarken o kadar sevimliydi ki, Ryuunosuke bu görüntüyü aklına kazımıştı.

Bir Yaşam Uğruna - ShinSoukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin