"Çocuk değilim ben, Akutagawa! Hem iyileştim bile." Atsushi kafasını yana çevirdiğinde Ryuunosuke elindeki kaşığı biraz geri çekmişti.
"Patron da dinlenmeni söylüyor. Ayrıca yalan söylemediğini nereden bileyim? Bana asla yaralarını göstermiyorsun."
"Çünkü onları görmeni istemiyorum!" Atsushi sesinin tonunu biraz kaçırdığını fark ettiğinde duraksadı ve iç çekti. Ryuunosuke anlamıştı, Atsushi geçmişten kalan yaralarından çekiniyordu.
"Yaralarını bana göstermesen de orada olduklarını bileceğim. Ama bırak, en azından onları da sarayım." Atsushi cevap vermeden önce tereddütle kafasını Ryuunosuke'ye doğru çevirdi.
"Korkutucu görünseler bile mi?"
"Korkutucu olduklarını asla düşünmemiştim." Ryuunosuke güven vermek için gülümsemiş ve kaşığı tekrar Atsushi'ye uzatmıştı. "Ama yemek yemen de gerekiyor." Atsushi onun ısrarcılığına daha fazla karşı çıkmak istemedi ve Ryuunosuke'nin ona elleriyle yemek yedirmesine izin verdi.
En son aldığı yaralar neredeyse iyileşmişti ama hâlâ sargılı duruyorlardı. Ryuunosuke sürekli yardım etmeyi teklif etse de Atsushi geri çevirmişti çünkü eskiden aldığı ve iz bırakan tüm yaralarından, konu Ryuunosuke'nin onları görmesi olunca utanıyordu. Ama ona güvenebileceğini hissediyordu.
Tabaktaki yemekleri Ryuunosuke'nin elinden yiyerek hepsini bitirmişti Atsushi. Gerçekten de yemek yediği zaman daha enerjik hissediyordu. Ayrıca yüz ifadesi de yumuşamıştı.
"Başka bir isteğin var mı? Yemek istediğin başka bir şey varsa getirebilirim." Ryuunosuke gülümseyerek sordu. Atsushi kafasını iki yana salladı.
"Teşekkür ederim, zaten fazlasıyla yedim sanırım." Bakışlarını odadaki diğer kapıya çevirdi birkaç saniyeliğine. "Her neyse, banyo yapmalı ve sargıları değiştirmeliyim." Ryuunosuke oturduğu yerden kalktı ama gözleri hâlâ Atsushi'nin üstündeydi.
"Hâlâ yardımımı reddecek misin?" Atsushi bu soruyla şaşırmıştı, iç çekti ve Ryuunosuke'nin ısrarından kurtulamayacağını kabullendi.
"Ne istiyorsan yap, Akutagawa. Israr etmekten yorulmuyorsun da..." Ryuunosuke usulca kıkırdadı, itiraf edemese de Atsushi için uğraşmayı seviyordu. Banyoya gitti ve suyu hazırlamaya başladı. Bir süre sonra odaya geri döndü ve Atsushi'nin yanına gitti.
"Gelebilirsin." Atsushi ayağa kalktı ve omuzlarını birkaç kez ileri geri oynatarak rahatlattı. Banyoya gittiğinde ise küvetteki suyun çok cezbedici gözüktüğünü düşünmeden edememişti. Omzunun üstünden arkasındaki Ryuunosuke'ye baktı ve gülümsedi.
"Arkanı dönecek misin? Birinin önünde soyunmak gibi hobilerim yok." Ryuunosuke utanmıştı, hızla arkasını döndüğünde Atsushi kıkırdadı ve üstündeki kıyafetlerden kurtuldu. Yavaşça küvete yerleşti ve birkaç saniyeliğine alışmaya çalışarak gözlerini kapattı. Gözlerini geri açtığında arkası dönük olan Ryuunosuke'yi süzdü bir süre.
"Atsushi?" Ryuunosuke sessizlikten dolayı gerilirken Atsushi'ye seslendi.
"Arkanı dönebilirsin." Ryuunosuke usulca arkasını döndüğünde Atsushi ile göz göze gelmişti. İçi içine sığmıyor gibi hisseserken küvete ilerledi ve yanında dizleri üzerine çöktü.
"İyi misin? Canın acıyor mu?" Sesi ekstra bir hassasiyet gösterirken gözlerini Atsushi'nin yaralarından kaçırmaya çalışıyordu.
"Hayır, iyiyim ben." Atsushi sakin bir tonda cevapladı. Ryuunosuke kafasını salladı ve Atsushi'nin arka tarafına geçti, dizleri üstünde olduğu için neredeyse aynı hizadalardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaşam Uğruna - ShinSoukoku
FanfictionRyuunosuke Akutagawa, kız kardeşi Gin ile yaşayan ve ona bakmak için garsonluk yapan bir gençti. Patrondan parasını isteyeceği gün, patronunun Gin'e olan sapkın düşüncelerini duyduğu anda öfkesine yenik düşen Ryuunosuke onunla kavga etmişti. Bu kavg...