Şu Anki Zaman Çizgisi.
Yapılan geçmişe dalış Atsushi'nin başını ağrıtmıştı. Göğsü sıkışıyor gibi hissediyordu, birkaç kez derin nefes almaya çalıştı. Tüm bedeni korkularından beslenen kaygı tarafından acı çekmek zorunda kalmıştı. Atlattığını sandığı panik atalarının karşısında tekrar duramayacağı hissiyle gözleri doluyorken zorlukla odasının kapısını açtı.
"Sorun yok, sorun yok, sorun yok..." Kendi kendine tekrar ettiği kelimeler bir işe yaramıyordu. "Sadece uzaklaş, sorun yok Atsushi." Dişlerini birbirine kenetlemişti, gözünün önünde duran görüntüler nadiren bu kadar rahatsız edici olurdu.
Merdivenlere ilerledi, asansör kullanmak istemedi. O kocaman asansör bile ona dardı o anda. Alt katın yarısına kadar indi, gözleri yine ona büyük bir oyun oynamıyorsa karşısındaki gölgeler niyeydi? Derken iki tanesi daha da netleşti. Ah, Atsushi'nin bu halini sıklıkla görmüş o iki kişi.
"Atsushi! Kahretsin..." Shou'nun sesi zorlukla ulaştı Atsushi'nin kulaklarına. Shou hemen ileri atıldı ve bayılacak gibi olan Atsushi'yi destekledi. Junichiro endişeyle bakıyordu ona.
"Atsushi, nefes al. Hepsi geçmişte kaldı." Junichiro karşısındaki çocuğu biraz daha rahatlatmayı umarak konuştu. Atsushi, sıkmaktan ağrıyan kenetli dişlerini araladı ve ağzından nefes aldı. Shou kederli bir sesle öneride bulundu.
"Gel, bahçeye çıkalım. Hastaneden çıktığından beri daha kötü oldun." Atsushi itiraz etmeyince Junichiro onun koluna girip Atsushi'ye destek oldu ve yavaşça merdivenlerden inmeye başladılar. Shou birkaç adım geriden geliyordu, kendince düşüncelere dalmıştı.
Derken Ryuunosuke'nin odasının olduğu kata geldiklerinde kapının önünde Gin ile konuşan Ryuunosuke'nin bakışları direkt olarak Atsushi'ye kaymıştı. Atsushi'nin yüzüne bakınca gördüğü o yabancı ifade ona ağır bi rahatsızlık hissi veriyordu. Bedeni ondan bağımsız hareket ederken o üçlüye yaklaşmıştı fakat Shou, Ryuunosuke'nin önüne geçti. Atsushi arkasında hissettiği şeylerle kafasını zorlukla çevirince baygın gözleriyle Ryuunosuke'nin irileşmiş gri gözlerine bakmıştı. Shou kafasını çevirmeden mırıldandı.
"Junichiro, onu bahçeye çıkar. Hava alsın." Junichiro başını salladı ve Atsushi'yi bu gergin ortamdan uzaklaştırmak için gülümseyerek onunla yürümeye devam etti.
"Shou, Atsushi'nin neyi var?" Tam önünde görünmez bir bariyer oluşturan gence baktı.
"Sorun yok, Ryuunosuke-" Shou olayın üstünü örtmek için bir şeyler mırıldanmaya başladı ama sözü Ryuunosuke tarafından kesildi.
"Shou, dur. Yalan söylüyorsun." Ryuunosuke duraksadı bir süre. "Onun yüzünü gördüm, bir sorun olduğunu haykırıyordu resmen."
"Seni ilgilendiren bir durum söz konusu değil." Shou'nun sözleri, Ryuunosuke'nin yüzünde tokat yemiş gibi bir ifade yaratmıştı. Ryuunosuke sırıtmaya başlamıştı ama öfkedendi bu.
"Buna sen mi karar veriyorsun, Shou?" Gin endişeyle ağabeyine yaklaşmıştı.
"Ryuu, daha yeni çıktın hastaneden. Yaraların herhangi bir hareketle tekrar kanamaya başlayabilir."
"Gin, Atsushi'nin yüzünü sen de gördün! O... Sahip olduğu ifade o kadar kötüyken ben nasıl bunu umursayabilirim?" Bu sözler hem Shou hem de Gin için bir şok etkisi yaratmıştı.
"Ryuunosuke, bu normal bir durum. Atsushi ne zaman geçmişten bir şeyler hatırlasa kötü olur." Shou üstündeki şoku atarak konuştu.
"Sevdiğim kişi için endişelenmem normal, ama onun bu durumda olması normal değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaşam Uğruna - ShinSoukoku
FanfictionRyuunosuke Akutagawa, kız kardeşi Gin ile yaşayan ve ona bakmak için garsonluk yapan bir gençti. Patrondan parasını isteyeceği gün, patronunun Gin'e olan sapkın düşüncelerini duyduğu anda öfkesine yenik düşen Ryuunosuke onunla kavga etmişti. Bu kavg...