Ahlaksız herif. Beni nasıl, nereden vuracağını çok iyi biliyordu. Bu sefer istediğini elde edemeyecekti. Bir yolunu bulup olaydan kaçmam gerekiyordu. Babamı arasam mesajı nasıl açıklayacaktım ki ona da.
Yataktan kalkıp mutfağa gittim. Balkona çıkıp Emre'yi aradım. Telefonumu asla açmıyor sürekli meşgule atıyordu.
Yaren: Açsana şu telefonlarımı piç herif. Daha ne olmaktan bahsediyorsun. Dün olan her şey sana müstahak be adam.
Emre: Ya herro ya merro Yarencim. Ya benim olursun ya Ersinden olursun. Tarafını seç.
Yaren: Seninle yüz yüze bile gelmek istemiyorum. Tiksiniyorum senin o leş suratından Emre.
Emre: Tiksinmeyeceğin şeyleri gösteririm ben sana. Altımda inlerken de umarım böyle dik başlı konuşabilirsin bana karşı?
Yaren: Pisliksin. Saat 3'de.
Aptal hayaller içinde var olmak bu olsa demek. Pişman edeceğim seni Emre. Ahanda bu mutfak camına yazıyorum. Pişman edeceğim.
Ersin uyanıp yanıma gelince irkildim.
- İyi misin biraz daha? Bu saatte uyanmazdın sen.
- Kendiliğimden uyandım ya. Nefes almak istedim biraz.
- Ben kahvaltı hazırlayayım.
- Beraber hazırlayalım mı?
Ellerimi omuzlarına sarıp beni kucağına almasını sağladım. Onun tek bebeği bendim. Dolaba yaklaşıp kahvaltılıkları çıkardı. Sofrayı hazırladı. Hayattaki rolüm aynı bu iş yapıyormuş gibi görünüp yük olmaktan başka bir şey değildi bu yaptığım ama Ersin'in buna itirazı yoktu.
- Dün gece ne oldu, hiç iyi değildin?
- Emre salağı seni, beni yanlış anlatıp kavga mevzusunu açmış. Babamlara doğruları anlattım. O an ki durum bana ağır geldi.
- Bende senden çok özür dilerim. Ne olursa olsun sinirimi o şekilde sana yansıtmamalıydım. Bir anlık öfke gözüm başka bir şey görmedi, özür dilerim gerçekten.
- Yani beni o şekilde burada bırakman bilmiyorum Ersin. Haklıyken haksız konumuna düştün resmen. Sorun yok bu seferlik. Kahvaltımızı yapalım, biraz işim var bugün halletmem gereken.
Kafasını sallayıp sorgulamadan yemeğe devam etti. Sorgulasa yalan söylemek zorunda kalacaktım. Kahvaltı sofrasını toplayıp odaya çıktım. Babamın iş ortaklarının kızı İdil'i aradım. Abime karşı boş değildi ve isteyip elde edemeyeceği bir erkek hiç olmadı. Bir aralar Emre'nin gözü vardı da engel olan şey erkek arkadaşıydı. Eline böyle bir fırsat geçmişken kaçırmayacağından emindim. İdil'in bu konuda aynı düşünceler içinde var olduğundan emindim. Elif'te onun için bir engeldi gerçekten. Artık iki engelde kalkmışken başlarının yanması çokta sorun olmazdı belki onunla evlenmek zorunda kalırdı :)
- İdilcim merhaba. Nasılsın?
- Aa iyiyim aşkım sen nasılsın?
- Ay nasıl olayım İdil. Ortalık çok karışık bende kafa toplamaya çalışıyorum.
- Hayrola önemli bir şey yok ya?
- Ne olsun abimin gereksiz dramları işte. Nişanlısıyla ayrıldılar, babamla falan biraz sorunlar oldu. Evi terk etti mekanda duruyor sürekli. Bugünde oradaymış ona gideceğim ama tek gitmek istemedim. Bayadır seninle görüşmedik. Eski zamanlarda ki gibi 3'lü zaman geçirelim dedim kafamız dağılır.
- Yaa öyle mi çok üzüldüm. Olur saat kaçta geleyim?
- Saat 3'te birleşelim olur mu? Mekanda.
Emre'yi arayıp zamanı söyledim. Aptal herife mesaj atıp haksız çıkamazdım. Gerisi İdil'in babasının haberi olmasındaydı bunu da tabi onun açığını kollayıp duran kardeşi üstlenecekti. Ben nasıl Emre'den nefret ediyorsam İrem'de İdil'den nefret ediyordu ve bu olay onun için şahane bir fırsattı. Yabancı numaram vardı ve ilk defa işime yarayacaktı.
- Ablanın açığını yakalamayı dört gözle bekliyorsun değil mi aynı benim gibi? Bugün saat 3'te, ...... mekanda seni bekliyor olacaklar :)
Umarım elime yüzüme bulaştırmadan kurtulabilirim bu işten. Yoksa iyice işin içine sıçacağım çok büyük hemde.
Mekanın güvenlik kamerasına bende erişebiliyordum. Saat yaklaştığında kendime keyif kahvesi yapıp mekanı izlemeye başladım. Ah salak abicim, ne de güzel bekliyorsun sen beni öyle.
İdil'i arayıp 1 2 saat geç kalabileceğimi ama Emre'ye bundan bahsetmemesini, oyalamasını istedim. Bu da onun rahat rahat davranmasını sağlayacaktı. İdil'de mekana gelince işlem tamamlandı. LÜTFEN HAYALİMDEKİ HERŞEY OLSUN LÜTFEN.
&&&&&&&&&
İdil Emre'yi görünce gülümsedi.
- Selaam, nasılsın Emre?
- Bu ne güzel tesadüf. Seni görmeyeli uzun zaman oldu. İyiyim sen nasılsın?
- İyiyim bende. İlişkin bitmiş duyduğuma göre hayat nasıl gidiyor?
- İlişkim bitti hayatım bitmedi ya. Yeni yelkenlerdeyim. Eski Emre anlayacağın.
- Eski Emre'yi görmek güzel, çok sevindim hahaha
- Ya sen, eski İdil?
İdil Emre'ye kafasını sallayıp muhabbet etmeye devam ettiler. Sohbetleri ilerledikçe yakınlaşmaya, samimi olmaya da başlamışlardı. Bu sırada bu anları İrem çekip babasına atmıştı bile çoktan.
Emre bir kadını nasıl etkileyeceğini çok iyi bildiği için çoktan İdil kollarındaydı. Çok zaman geçmeden mekana İdil'in babası gelmiş, her şeye şahit olmuştu bile.
Emre'nin daha yeni toparlanmış suratı tekrar darbelenmişti.
&&&&&
Peki ya şimdi ne olacaktı? Babam kendi işi için olan bir ortaklığı oğlu Emre yüzünden kaybedecek, Emre'de elindeki her şeyi kaybedecekti. Babam için üzülsem de Emre'nin bu durumu beni sevinçten uçuruyordu. Babamla Emre arasında yaşanacak olayı asla kaçıramazdım bu yüzden direk eve damladım. Emre, garibim haberi yoktu hiçbir şeyden.
- Neden yanıma değil, eve geldin. Korkmuyor musun yapacaklarımdan?
- Korkmuyorum ama sen hayırdır bunu o zaman sorgulaman gerekmiyor muydu senin? Gelmedim diye arayıp tehditler savurman gerekmiyor muydu? Ben gelmedim diye kendini yerden yere mi attın yoksa? Bu ne hal?
- Seni bu ilgilendirmez. Ufak bir karışıklık oldu, olay bana patladı her zaman ki gibi.
- Tabii, kesin öyle olmuştur.
- EMRE. NEREDE O PİÇ?
- Eyvaah abi, babam geldi hahaha.
- Lan şerefsiz. Sen daha ne kadar beni rezil etmeye devam edeceksin. İş ortağımın kızıyla yatmak ne demek lan. Senin yediğin boklar yüzünden daha ben kaç ortak kaybedip zarar edeceğim. Evlat değil zulüm müsün sen bana.
- Baba açıklayabilirim yanlış anladın.
- Neyi açıklayacaksın Emre. Adam kendi gözleriyle görmüş. Evin, arabanın ve mekanın anahtarlarını bırak siktir git bu evden.
Ovv Emre büyük sıçış bu sefer.
HİKAYENİN FİNALİNİ YAPALIM MI?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
ChickLitTenlerimiz birbirine tutsakken nasıl olurda üvey iki kardeş kalınabilirdi?