- Günaydın canım ailem. Bugün keyifler nasılmış? Abi noldu bir keyifsizlik var üzerinde, yoksa evlilik yolu fazla mı geliyor sana, ağırlık mı yapıyor?
- Yaren sabah sabah bu laflarını emin ol çekemeyeceğim. Hem sen neden bu kadar iyisin, başım başım diye ağlaman lazımdı dün geceden sonra?
- Yok ya valla keyfim yerinde. Öpüyorum sizi ben dışarıda kahvaltı yapacağım.
- Kimle yapacaksın?
- Soru mu bu, cevabını bildiğin şeyleri bana sorma lütfen abicik.
Kapıdan çıkarken Emre kolumdan tutup kendine doğru çekti beni.
- Bak Yaren ben seni tanıyorum. Bana aptal numarası yapamazsın. Sırf beni sinir etmek için o piçi hayatında tutmaya devam etmene gerek yok. Aramızda yaşananlar en baştan yanlış şeylerdi ama bu senin böyle saçma sapan küçük bir kız çocuğu gibi önemseyeceğin şeyler değildi. Bir an önce bu Ersin saçmalığına son ver.
- Pardon, sen ne dediğinin farkında mısın? Ben neyi önemsiyorum. Ben, ben Ersin'i seviyorum ve o kadar mutluyum ki onun yanında. Bu evin karanlığında bana ışık oluyor. Bana küçük bir kız çocuğu derken kendine baksana. Sahibini kaybetmiş tasmasız köpekler gibisin. Ne oldu da birden bana bu şekilde konuşma lüksünü buldun kendinde? Yoksa sen dün gece umduğun şeyi mi bulamadın bende? Her istediğinde sahip olan bir beden sana başka bir isimle mi seslendi? Zoruna mı gitti Emre Bey? İşin için sattığın kardeşini şimdi mi önemser oldun?
- Ne satmasından bahsediyorsun sen kendin tamam dedin. Hala aynı konulara takılmış bir aptalsın. Ne dün gece dediklerin umurumda, ne Ersin. Ne bok halin varsa gör. Aldatıp seni terk ettiğinde ağlayacağın kişi olarak benim yanıma gelme.
- Merak etme Elif'e giderim kına yakarsınız birbirinize. Şunu aklından hiçbir zaman çıkarma sen benim zorunluluktan abim olan birisin. Üvey abim Emre.
Kendini ne zannedip bana bu şekilde yaklaşabilirdi. Söylediği şeyler canımı yakmıştı. Yanlış olan şeyleri ben mi önemsemiştim gerçekten. Onun gözünde neydim ben. Onu içimden atmışken onun benim hala hayatıma müdahil olması ne kadar devam edebilir böyle.
ERSİN: Hayatım almaya geliyorum seni hazır mısın?
YAREN: Evet, bekliyorum seni.
Kapının önünde Ersin'i beklerken kaldırım taşına oturup kalmıştım. Ağlamamak için kendimi çok zor tutuyordum. Kurduğu o cümle aklımdan nasıl olurda silinebilirdi. ''Aramızda yaşananlar en baştan yanlış şeylerdi ama bu senin böyle saçma sapan küçük bir kız çocuğu gibi önemseyeceğin şeyler değildi.''
Ersin arabayı yanaştırıp indi. Sanki iyi olmadığımı fark etmiş gibi. Elinde mor güller vardı. Ah adamım sen beni hak etmiyorsun bile.
- Sevgilim, iyi misin neyin var?
Çareyi sadece ona sarılmakta bulabildim. Sarıldığımda gözyaşlarım akıp gitti engel bile olamadım.
- Canımı sıkıyorlar artık. Dayanamıyorum.
- Merak etme güzel sevgilim. O kadar mutlu edeceğim ki seni. Sen benim yanımda ol yeter.
Çok güzel bir mekanda kahvaltıya gelmiştik. Sessiz sakin sadece birbirimizi görüp duyduğumuz. İçinde söylemek istediği kelimeleri toplamaya çalışır gibi bir hali vardı. Biliyordum artık tanıyorum da.
- Yaren, sevgilim. Sen ne dersin bilmiyorum ama ben seninle beraber yaşamak istiyorum. Biliyorum ne ben ne sen şuan bir evlilik yapamayız, hazır değiliz ama ben her sabah uyandığımda seninle uyanmak, uyurken sana sarılıp senin kokunla uyumak istiyorum. Eğer istersen hemen bir ev tutabiliriz. İstediğin gibi bir düzende, sadece senin ve benim olan bir ev.
- Ersin, seni çok seviyorum gerçekten çok seviyorum. Seninle yepyeni bir hayata, düzene, her şeye varım. Hemen yapalım hemen.
- Ailen?
- Sence ailemin umrunda olan bir konu olur mu? Varsa yoksa Emre, Elif.
- Emre'nin bunu normal karşılayacağını sanmıyorum ama sonuçta abin.
- Hayatım yani onun benim hayatımda söz sahibi olabilmesi için öncelikli olarak kendi kapısının önündeki çöpe bakıp sonra hakkımda yorum yapması gerekli. Kendisi neler neler yaptı.
Avuç içlerimden tutup öptü. Ne olursa olsun bu adam benim için kaderimdi. Bundan emindim.
Ersin'in arkadaşı emlakçıydı, yanına uğrayıp bir kaç ev gezmeye başladık. Bahçeli bir eve girdiğimizde hayallerimin ötesinde bir ev gibiydi. 2 katlı çatı katı vardı. Çatı camdandı tüm gökyüzü belirgindi. Ersin'in koynunda gökyüzünü izleyerek saatlerce yatabilirim. Ersin evi beğendiğimi gözlerimden anlamış olmalıydı ki..
-Tamamdır bu evi tutuyorum, sen işlemleri halledersin ev zaten eşyalı bizde hemen eşyaları alıp geliriz.
- Sen müsait olduğun bir zaman uğrarsın yanıma, al anahtar. Yedek anahtarı bende işlemleri tamamlayınca onu da alırsın.
Ali gittikten sonra Ersin kapıyı kapattı ve bana gelip sarıldı. Kendime engel olamıyordum, bacaklarımı beline sardım. Kalçalarımdan kavrayıp merdivenlere yöneldi. Elleri kalçamda ipsiz bucaksız dolanıyordu. Odaya çıktığımızda yatağa yatırdı ve tüm yükünü üstüme verdi. Altında ezilmek, en son şikayet edeceğim şey bu olmalı. Dudakları dudaklarımla buluşmaya başladığında omzunda ellerimi gezdirmeye başladım. Her el hareketi beni zirvede hissettiriyor, tırnaklarım sırtında iz bırakıyordu. Dudakları dudaklarımdan ayrılıp boynumla buluştu. Nefesi huylandırırken kendimi tutamayıp kahkaha attım. Gözlerini gözlerimle buluşturup gülümsedi. Utanıp dudaklarımı boynuna değdirdim. Eli belimi kavrayıp tshirtümü sıyırdı. Göğüslerim tam karşısında ona bakıyordu. Dudakları tenimde dolanırken, inledim. Geri çekilirken boynuna sarılıp onun yatağa yatmasını sağladım. Kalçam kasıklarıyla buluşurken ellerim tshürtünü çıkardı. Dudaklarımı teninde gezdirmeye başladım. Elleri Kalçam sıkarken nefesi hızlanıyordu. Kalçamı kasıklarına sürtmeye başladığımda beni altına aldı.
"Sana doyamam, sana sahip olmak istediğimde özel bir anda olacak sevgilim."
KISA BİR BÖLÜMLE DÖNÜŞ YAPTIM. BUNDAN SONRA Kİ BÖLÜMLER SİZLERİN İSTEDİĞİ GİBİ DEVAM EDECEK.
KIZIL TÖRE HİKAYEMEDE UĞRAMAYI UNUTMAYIN :)
ERSİN KARAKTERİMİZ KİM OLSUN? YENİ BÖLÜME ERSİN'İ SEÇELİM Mİ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
ChickLitTenlerimiz birbirine tutsakken nasıl olurda üvey iki kardeş kalınabilirdi?