♡
(kali uchis- telepatía)
"Sen iyice garip, acımasız bir şey oldun. Adam neredeyse ölüyordu Buğra." dedim.
Bakışlarını bıkkınlıkla bana çevirdi, "Yeter artık Efla. Anladık dövdüm tamam. Abartma. Hem ne yapsaydım? Sana o kadar taciz cümlesi kurarken üstelik peşinden gelirken..." düşünür gibi yaptı.
"Belki de cidden öldürmeliyim o ruh hastasını." Kaşlarımı çattım, "Saçmalama."
"Ellerim acıyor benim." dedi masum masum mırıldanırken.
"Yani?" dedim sorar gibi.
"Yani... Parmaklarıma eskisi gibi masaj yapar mısın? Hani kışın yapıyordun ya, kremle..." dedi. Gözlerine çevirdim gözlerimi, geçmişimi gördüm bir çift ela gözde.
Gülümseyerek, "Ha şu zorla yaptırdığın el masajları mı?" diye sordum, aklıma gelen anılar ile.
"Yapar mısın?" diye sordu tekrar.
"Yaparım..." diye fısıldadığımda gülümsedi.
🌬
Kış aylarından biriydi. Buğra, her zaman yaptığı gibi öğle arasında yanıma gelmişti. Sıramdaydık.
Buğra'nın bir eli arkamdan dolanmıştı bana, üşüdüğümü söylemiştim ve o da bir avucuyla kolumu okşuyordu.
Buğra'ya dayanmış karanfil kokusunu içine çekiyordum. Kimya dersinden sonra terapi gibi olmuştu.
Gözlerim dizimdeki eline kaydı ve kaşlarımı çattım,"Ellerin çatlamış mı?" diye sordum.
"Evet." dedi mayışmış bir ses tonuyla, o da konumundan memnundu anlaşılan.
Doğrulup çantama uzanırken, "Bende krem var, hadi sürelim. Daha kötü olmasın." dedim.
"Olur." dedi, dediğim şey hoşuna gitmiş gibiydi.
Kremi çıkarttım ve kapağını açtım, "Uzat ellerini." dediğimde avuçlarını açıp, uzattı.
"Şapşal, avucunu değil dışını çevirmen gerekiyor. Kremi içine sürmeyeceğim." dedim kıkırdayarak.
Ellerini hemen ters çevirdi ve elinin tersini uzattı bu sefer de.
Kremi hem ona hem de kendime sıktım. Ben ellerimi birbirine sürtüp kremi dağıtırken elinin üzerinde sıktığım kremle öylece bana bakıyordu, "E sürsene." dedim.
"Sen sür."
"Kendi elin yok mu?"
"Var ama ben senin sürmeni istiyorum."
"Yo, ben istemiyorum."
"İstemiyor musun?" dedi hemen sesine anında eklediği hüzünle.
"Tamam tamam ağlama, süreceğim."
Parmaklarımı sağ elinin üzerinde gezdirdim yavaşça. Ve kremi çatlamış ellerine iyi gelmesi amacıyla iyice yedirdim tenine. "Düzelir umarım, güzelim ellerin çatlamasın."
Gülümsedi, "Çatlamasın."
...
Buğra'lara gitmiştik. "Ooo hoş geldin kızım." dedi Neşe Teyze heyecanla. Beni gördüğüne çok sevinmişti anlaşılan. O sırada Buğra'da hemen banyoya girmişti elini yıkamak için. Annesinin görmesini istemedi sanırım.
Kocaman gülümseyerek, "Hoş buldum Neşe Teyze'm" dedim ve sarıldım. Ona da sarılmıyordum uzun zamandır, sıcacık kolları huzurlu hissettirdi. O da karanfil kokuyordu fakat Buğra kadar yoğun kokmuyordu. "Özlemişim." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
elfida/yarı texting
Novela Juvenil"eğer bu ölümse, ölümden korkmamalı. onun güzel yüzünde, ölüm bile güzeldi." •francesco petrarca & aklımdan çıkmıyor. aklım çıkıyor, o çıkmıyor. •oğuz atay ... ben değil, o değil, biz ölmüştük. bazen bir ölüm iki ruhu da beraberinde götürebilirdi. e...