Işığın getirdiği karanlık , karanlığın getirdiği ışık part 2: bölüm 10:

92 39 199
                                    

Gülüyordum ... yaşamım boyunca ilk defa gülüyordum. Sonsuza dek sürecek olan mutsuzluğumu bir kız dindirmişti... ama şimdiyse kabuslar vardı . Karanlığa hapis olduğum ve çığlık çığlığa uyandığım kabuslar. Çok gerçekçiydiler. Sanki eskiden yaşadığım bir anı yada hatıra gibiydiler. Ve ben korkmaya başlamıştım. Günün birinde gerçekten gözlerime karanlığın içinde açmaktan ölesiye korkuyordum

Çoğu varlık karanlığın neden ışık büyücüleri için ölümcül olduğunu anlamaz . Bunu sadece bizden biri bilebilirdi.

Karanlık bizim için ölümcüldü çünkü o derin karanlık bizim içimizdeki ışığı söndürürdü . Ve bir ışık büyücüsünün içindeki ışık ne kadar sönerse , karanlık büyücüyü ne kadar ele geçirirse , en derin hatıralara gömülmüş korku ve acı dolu kabuslarda o kadar yüzeye çıkmaya başlar ... büyücüyü delirtirdi.
Düşünün en büyük kabusunuzu tekrar tekrar yaşadığınızı , ve kabusların her gün daha da gerçekçi bir hal aldığını .... Siz ne kadar dayanabilirsiniz?

Kendinizi öldürmeden kaç gün geçirebilirdiniz ... yada akıl sağlığınızı kaybetmeden ?

Düşünün , sevdikleriniz başına gelen kötü olaylara karşı hiçbir şey yapamıyorsunuz, ölümünüzü görüyor , bir boşluktan aşağı düşüyorsunuz, bitti sanıyorsunuz ... taki bir iki gardiyan gelip size zorla yemek yedirene kadar.

Kimse sizi zincirlemiyor , kapının nerde olduğunu biliyorsunuz, büyü gücüne sahipsiniz , etrafta gardiyan bile yok...

Ama buna rağmen gördüğünüz kabuslar öyle kötü , öyle yıkıcı ki , normalde elinizi kolunuzu sallayarak çıkabileceğiniz bir kulenin içinde sadece pencereden bakmakla yetinmeyi öğreniyorsunuz...

İşte bu zülümdür. Özgürlüğünü elinden tam anlamıyla almak değil, o özgürlüğe erişememesinin kendi kabusları olduğunu göstermek.

Onu zincirlemek değil, zincirlerini kendisinin yaratmasına izin vermek... gerçi çoğumuz bunu zaten her gün yapmıyor mu ?

Eğer bunlar bile yeterli gelmiyorsa söyleyin bana , sizin gerçekten vicdanınız var mı ? Yoksa göğsünüzde taşıdığınız şey sizin için bir ağırlıktan mı ibaret ?

Sizi bilemem elbette ama babamın ki kesinlikle öyle ...

Onu ne kadar bu cezanın çok fazla olduğu konuşunda uyarsamda dinlemedi beni . Şimdiyse halkı ona düşman , onu devirmek için çabalıyor . Oysa o hala kulaklarını gerçeğin gazabına kapatıyor...

Yaptıklarının bedelini ödediğinde artık çok geç olacak biliyorum. Bu yüzden kendimi o güne hazırlıyorum. Çünkü biliyorum o gün geldiğinde ailem bu krallıktan kurtulmak isteyecek, yönetemedikleri bir krallığa değer vermeyeceklerdi . Onlara ne olduğunu umursamayacak , kendi halklarının üzerine çöken karanlığa göz yumacaklardı. Ve ben buna izin veremezdim.

Birinin omzuma dokunmasıyla okuyormuş gibi yaptığım kitaptan başımı kaldırdım. Kim olduğuna bakmama gerek yoktu, çünkü bu sarayda twyla dışında hiç kimse bana dokunacak kadar yaklaşmazdı. Hizmetçiler bile ...

" kitap ımın bitmesine birkaç sayfa kaldı . At binmek için heyecanlı olduğunu biliyorum ama birkaç dakika daha bekleyebilir misin twy"

" twyla henüz süitinden çıkmadı canım"

Duyduğum sesle gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Hızla oturduğum minderden kalktım ve annemin önünde diz çöktüm . İşte şimdi bitmiştim annem onu tanıyamadığım için beni kesinlikle cezalandıracaktı...

Ejderha nın gizemi (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin