3. Bölüm

36 4 0
                                    

Berke ile denize girmemizin ardından Ege'nin omzunun üstündeki Melisa'nın düşmesi de bir olmuştu. Ahmet ve Güneş kazandıkları için sevinç çığlıkları atıyorlardı.

"Daha kazanan belli değil." diye araya girdi Berke ve yanlarına da gelmiştik.

"Ne demek belli değil. Kazandık işte." dedi Güneş ve kızıl ıslak saçlarını geriye attı.

"Bizimle de yarışacaksınız. O zaman belli olur." Berke omuzuna çıkmam için suyun içine daldı. Onu daha fazla bekletmemek için hemen omuzuna çıktım ve Berke de ayağa kalktı. İnsanlara yukarıdan bakmak çok güzeldi.

Tam Ahmet'in omuzuna Güneş çıkacakken Deniz konuştu.

"Siz Ece ve benle yarışacaksınız. Kazanan taraf Ahmet ve Güneş ile yarışır." Ece'nin omuzuna çıkması için o da suya daldı ve Ece kahkaha atarak Deniz'in omuzuna çıktı.

Deniz, Berke'den daha uzun olduğu için Ece de benden uzun duruyordu. Ama bu oyunda kısa kalmak daha iyiydi. Böylelikle rakibinizin ulaşamayacağı yerden ittirir ve o da kendisini savunmak isteyeceği için eğilirdi. Partnerler dengeyi kuramazsa da suya düşerlerdi.

"Üçten geriye doğru sayıyorum. Üç, iki, bir!" dedi Ege ve ikili olarak birbirlerimize bakıyorduk. İlk hamleyi kimin yapacağını beklerken Deniz, Berke'nin üstüne yürümeye başladı. Ece ellerini ittirmek için bana doğru uzattı ama Berke geri çekilerek bizi kurtardı.

"Yenileceksiniz zaten. Boşuna enerji tüketmeyin." dedi Deniz.

"O kadar emin konuşma bence. Çok bilir gibi konuşanlar, konuşmayı kaybeden taraf olurlar çünkü işleri güçleri hava yapmaktır." ben bunu söylerken Deniz ve Ece de ne dediğimi dinlediği için Berke üzerlerine yürümüştü. Çünkü konsantrasyonları kaybolmuştu. Bu hamlemizi beklemeyen Deniz geriye çekilemeden elimle Eceyi ittim ve ikisi de suya düştü. Berke beni omuzundan indirdiğinde ikimiz de ellerimizi tokuşturduk ve sevinçle bağırdık.

"Hile ama bu!" dedi Ece.

"Hiç de değil kazandık. Oyunbozanlık yapma Ece." dedi Berke.

"Boşver Ece. Bizi ilk defa yenmenin sevincini yaşasınlar." Deniz eliyle saçlarını geriye attı.

"Dediğin şeye bak, sanki daha önce oynamışız da hep siz kazanmışsınız biz de ilk defa bugün yenmişiz gibi konuşuyorsun." bileğimdeki tokayı kolumdan çıkarıp saçıma bağladım.

"Senin dilin çok uzun bak." Deniz, denizin içinde yüzerek önüme geldi ve ayağa kalktı. Boyu benden santimlerce uzundu. Vücudundaki sular rüzgar yüzünden yüzüme geliyordu.

"Senin de havan çok şişmiş." diyerek ben de ona diklendim. Yüzündeki buğulu bakışı anlayamıyordum. İçimde ona karşı bir nefret vardı. İtici insanlardan nefret ederim. Kendisini bir şey sanmaktan başka yaptığı yoktu.

"Hadi sıra bizde!" Güneş bağırınca bizim de aramızdaki mesafe açıldı. Deniz, denizden çıkmak için kıyıya yüzdü.

"Gel Beste." Berke tekrardan omuzuna çıkmam için eğildi ve omuzuna çıktım. Aynı şeyi Güneş de yapınca gözlerim Ece'yi aradı. Kıyı tarafına baktığımda Deniz'in yanında ona bir şeyler söylüyordu. Deniz ise başını başka tarafa çevirmiş ıslak saçlarını havluyla kuruluyordu.

"Sayıyorum. Üç, iki, bir!" Ege tekrardan geriye saydığında deve güreşi de tekrardan başlamıştı. Bu sefer içimde bir kazanma hissi yoktu. Deniz sağolsun bütün enerjimi alıp götürmüştü.

"Eğlence için." dedi Güneş ve el sıkıştık.

İlk hamleyi Berke ve ben yapmıştık ama onlar kaçıp kendini kurtarmıştı.

Yaz Rüzgarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin