4. Bölüm

41 3 0
                                    

Eve normal zamandan geldiğimden daha erken gelmiştim. Annem bu yüzden muhtemelen garipseyecekti.

"Anne ben geldim!" küçük çantamı salondaki koltuğa attım.

"A a, üstüme iyilik sağlık. Arkadaşlarınla buluşmayacak mıydın sen?" mutfakta yine bir şeyler pişiriyordu.

"Buluştum zaten ama bugün erkenden ayrıldık. Daha sonra anlatırım." tabiki de lafın gelişi söylemiştim. Aileden birine sonra anlatırım derseniz genelde anlatmazdınız.

"Tamam, sen şimdi ayak altında fazla dolaşma." annem genelde iş yaparken tek başına yapardı. Ayak altında birini istemezdi. Bu yüzden koltuğa attığım çantamı yeniden elime aldım ve odama çıktım. Islak olan üstümü güzelce değiştirdim. Mavi bir kot şortun üstüne beyaz bir oversize tişört giydim. Akşama da üzerimde bu olacaktı. Fazla süslenmeye gerek yoktu. Sonuçta yine sahile inecektik.

Klasik hayatımda her zaman yaptığım şeyi yaptım ve kulağıma kulaklığımı takıp sesi fulledim.

***

Akşamın gelmesini dört gözle beklemiştim ve sonunda gelmişti. Zaman hızlı geçsin diye de yapmadığım şey kalmamıştı.

Plajın kumlarına adımımı attığımda denizin kokusunu da içime çektim. Bir kaç grup her zaman ki gibi şezlonglarda yerlerini almışlardı. Sabah Ece'nin beni götürdüğü yere yürüdüm. Oraya nasıl başkaları giremiyordu bilmiyordum. Belki de çevredeki insanlar onlara ait bir yer olduğunu biliyorlardı.

Bu yerin olduğu yerde kumdan çok taş vardı. Kumluk plajları daha çok severdim çünkü kumla oynarken kafa dağıtmak hoşuma giderdi. Sıcak taneleri parmak uçlarımda gezinirdi. Yakardı, alev alev yanardı ama dokunmaktan yine de vazgeçmezdim.

Koskoca yerde tek başıma duruyordum. Ne gelen vardı ne de giden...

Onların akşam kavramını bilmiyordum. Belki de gecenin ikisinde falan toplanıyorlardı. Şu an saat dokuzdu.

Ayakkabılarımı ayaklarımdan çıkarıp kenara koydum. Çoraplarımı da ayakkabımın içine attım. Deniz kıyısına oturdum ve ayaklarımı suya uzattım.

"Rahatsız olmazsan..." birisi bunu söyleyip yanıma biraz mesafeli bir şekilde oturdu.

"Sorun değil." demiştim ama adama bakınca sabahki göz göze geldiğim ela gözler olduğu aklıma geldi. Aynı zamanda Ece'nin onun olduğu gruba saydırdığı da gelmişti.

"Buralarda yenisin galiba, seni daha önce hiç görmedim." dediğinde başımı salladım.

"Evet." daha onu tanımıyordum. Sadece Ece'nin davranışı aklıma geldiği için biraz daha mesafeli durmak istiyordum.

"Hemen alışırsın merak etme, tek sorun gelir gelmez Denizlerin seni aralarına almış olması." bu lafı mideme kramp girmesine neden olmuştu. Ne gibi bir sorun bu iki grubunda arasını bozmuştu ki?

"Ne var ki bunda, anlamadım?"

"Sana bizi kötü göstericekler." eh en azından bunu bilmişti.

"Neden?" dudağını yaladı ve iç çekti.

"Geçmişte yaşanan şeyler yüzünden. Ama şunu bilmeni istiyorum ki madem daha yenisin buralarda. Bizi de aklında hemen kötü belleme." bu dediğine ne demem gerekirdi bilmiyordum. Gözlerimi denize çevirdim ve suyun kayalara çarpma sesini gözlerimi kapatarak dinledim. Zihnim anca öyle açılıyordu.

Yaz Rüzgarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin