14. Bölüm

26 4 9
                                    

Demir, bizim eski yazlıktan kalan bir arkadaşımdı. Uzun zamandır konuşmamamıza rağmen Çeşmeye kadar benim için gelmesi biraz şaşırmama neden olmuştu. Bir de gecenin bu saatinde nereden kafasına esip gelmişti bilmiyordum.

"İyi yapmışsın." diyebildim sadece ve bana sarılan kollarından ayrıldım. Deniz'e baktığımda kaşlarını çatmış bir şekilde bizi izliyordu.

"Sizi tanıştırayım." diyerek ikisinin ortasına geçtim. "Deniz bu Demir, Demir bu da Deniz." ikisini elimle işaret ettim. Demir sırıtarak Deniz'e elini uzattı ve ikisi el sıkıştılar.

"Tanıştığıma memnun oldum. Bizim yokluğumuzda onunla ilgilenmiş olman birlikte bir arkadaşlık kurmanız çok güzel." Demir bunu diyince Deniz yüzünü buruşturdu.

"Aynen çok güzel ama bizimkisi arkadaşlıktan da ileri bir seviye." gözlerim Deniz'in sertleşen yüzüne odaklandı.

"Ha en yakın arkadaş falan oldunuz yani, e o da güzelmiş." dedi Demir ve sırıtmaya devam etti. Deniz ise başını sağa sola dalga geçer gibi yavaşça salladı.

"Ee Demir, kalacak bir yerin var değil mi?" diye sordum konuyu dağıtmak için. Demir dudaklarını büzdü.

"Buraya gelme kararım biraz ani oldu. O yüzden kalacak yer de bulamadım. Bu akşam sizde misafir olmayı düşündüm aslında. Hem Aysel annem beni gördüğü için de sevinir. Tabii senin için de uygunsa?" diye sorunca gülümsedim ve başımı salladım ama Deniz'in sesi bıçak gibi keskin çıktı.

"Anne derken? İkiniz kardeşsiniz de benim mi haberim yok?" koyu mavi gözleri gözlerime odaklandı. Benden bir cevap bekliyordu. Hava soğumaya başlamıştı.

"Demir ve annem fazlasıyla yakınlar. Yani hitap şekli öyle sadece." diye geveledim. Demir eskiden anneme sürekli yanlışlıkla anne diye hitap ederdi. Kendi annesiyle araları pek iyi değildi ve annem de onun ona anne demesine izin vermişti. Fakat Demir'in özelini böyle ulu orta Deniz'e anlatamazdım.

"Aynen fazlasıyla yakınız." Demir bana yaklaşarak kolunu omuzuma attı ve kendisine çekti.

"Bizimkiler seni çok özledi sürekli grupta ismin geçip duruyor." bunu söylemesi beni şaşırtmadı değildi.

"O yüzden mi hiç arayıp sormadılar?" Demir'in omuzumda beni saran kolu kasıldı.

"Yeni bir ortama alışmanı istediler sadece..." lafı bitmeden araya Deniz girdi.

"Yeni bir ortama eski arkadaşlarından destek alarak daha iyi alışabilirdi bence. Ha ayrıca kalacak bir yer bulamadım demiştin ya ben seni seve seve bizde misafir ederim." Deniz sırıtıyordu. Gözü Demir'in omuzuma attığı koluna ve benim gözlerim arasında gidip geliyordu. Onun Demir ile olan yakınlığımı yanlış anlayıp içinde en azından bana karşı bir şeyleri varsa onun bitmesini istemiyordum.

"Maalesef olmaz. Neden olmaz biliyor musun, çünkü Aysel annem kızar bana. Darılır. O kadar yol gelmişsin insan bir kalmaz mı, der." Demir, kolunu omuzumdan çekti ve Deniz'in karşısında dikildi. Araları şimdiden limoni olursa işimiz işti.

"Ya benim baya uykum geldi. Artık evlere dağılıp uyusak mı?" ikisinin gözleri bana döndü.

Demir onca zamandır onu görmememe rağmen pek değişmemişti. Kıvırcık saçları biraz daha kısaydı sadece. Gözleri aynı koyuluktaydı. Dik başlılığı da şu anki haliyle aynıydı.

"Olur uyuyalım fakat," Demir motorundan küçük bir çanta aldı. "O kadar yol gelince enerjim bitmişti ama seni görünce fullendi. Bakalım nasıl uykuya dalıcam?" eliyle zaten düzgün olan saçlarını düzeltti.

Yaz Rüzgarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin