15

6.9K 645 115
                                    

SELAM!

Bu bölüm için heyecan patlaması yaşıyorum 14'ü yazıp attığım günün gecesi uyuyamadım heyecandan 15'e yazacaklarım aklıma gelip durdu wkzpwmxğeld

Gelen oy ve yorumlara teşekkürler! Keyifli okumalar diliyorum hepinizeee! 💞

Yazardan;

Jeongguk uykusundan yeni uyanmıştı, duşunu almış, kıyafetlerini giymiş kahvaltı için aşağıya inmişti. Gergindi, çünkü babasının odasında mektupların devamını arayacaktı. Ancak bunu yakalanmadan nasıl başaracağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Dikkat dağıtması gerekiyordu ama bunu nasıl yapacağını bilmiyordu, gergin olduğunu belli etmemeye çalışarak yemek salonundan içeriye girdi ve herkese selam verdi.

"Günaydın herkese, iyi sabahlar." Dedi ve yerine oturdu. Herkes masada kendi yerindeydi, omega ailesine bakarak gülümsedi.

"Günaydın oğlum, dün gece iyi dinlendin mi?" Diye sordu Hyun Joo sevecen bir sesle. Oğlunu bu masada görmeyi gerçekten de özlemişti. Jeongguk sandalyesine yaslanarak annesine baktı.

"Evet anne, dinlendim teşekkür ederim." Kraliçeye gülümsedikten sonra tabağına yiyeceği şeylerden almaya başladı.

"Oğlum, nasılsın? Anlat bakalım bize, evlilik nasıl gidiyor?" Jeongguk babasının sorusu ile saniyelik olarak durdu, muhtemelen babası mektubu okumuştu ve kraliçenin istediği şeyi yapıyordu şu anda. Ona hiçbir şey anlatmamaya karar verdi. Her şey yolunda gibi davranmalıydı. Aralarında olan şeyleri gizlemeye karar verdi ve konuyu değiştirmeye çalıştı.

"İyiyim baba evliliğim de iyi gidiyor. Sizde nasıl asıl durumlar? Malum yakında saraya bir bebek gelecek heyecanlı mısınız?" Konuyu kendisinden saptırmayı başarmıştı omega. Pu Reum bakışlarını kaçırarak gergince geriye yaslandı. Oğlundan tatmin edici bir cevap alamamıştı çünkü, tekrar denemesi gerekiyordu ama bu konunun üzerinde fazla duracak olursa eğer ağzını aradığı fark edilirdi.

"Tabii ki heyecanlıyız ama bizden çok Namjoon heyecanlıdır eminim." Dedi, bu konuyu oğluyla daha sonra konuşacaktı.

"Sormayın, amca. Öylesine mutluluk doluyum ki, geceleri uyuyamıyorum artık. Bir an evvel doğsa da kucağıma alsam oğlumu." Genç kıral gülümseyerek amcasına ve yengesine bakıyordu. Hyun Joo tebessümle Namjoon'un elinin üstünü hafifçe patpatladı.

"Az kaldı, biraz daha sabır gerekiyor sadece canım." Dedi.

Jeongguk bu konuşmaların ardından bir aydınlanma yaşadı.

"Doğru ya, doğum..." Dedi kendi kendine. Babasının odasını karıştırmak için ihtiyacı olan şeyi bulmuştu.

"Bir şey mi dedin Jeongguk?" Dedi Seokjin. Jeongguk başını iki yana salladı.

"Hayır hayır, bir şey söylemedim." Bunu hemen uygulamaya koyması gerekiyordu. Şimdilik sesini çıkarmadan hızlıca yemeğini yedi.

~

Kahvaltı sonrası odasına geçerek kendi kendine bir plan yaptı. Öncelikle biraz dinlenecek, sonrasında planı uygulamaya koyacaktı.

Öğlen saatlerinde Jeongguk, Seokjin'e birlikte çay içmeyi teklif etmişti akşam üstü için. Seokjin mutluluk ile bunu kabul etti. Jeongguk odasına döndü ve ortalığın sakinleşmesini bekledi. Herkesin dinlenmeye çekildiği saatlerde omega sarayın hekiminin yanına gitmek için ayaklandı. Merdivenlerden indi ve sessizce şifahaneye koştu.

"Merhaba, şifacı." Dedi. İçerdeki genç beta ayaklandı ve prensinin önünde eğildi.

"Merhaba efendim. Hoş geldiniz, iyi misiniz? Sorun nedir acaba?" Diye sordu. Jeongguk hastalara bakmak için koyduğu yatağa oturdu ve derin bir nefes aldı. Şimdi planının ikinci aşamasına geçiyordu.

De La LuneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin