38

3.7K 411 119
                                    

Selam, nabersiniz?

Finale son bir kaç bölüm, sayı veremiyorum çünkü bende bilmiyorum. Belki 2 belki 1 bilmiyorum yani.

Keyifli okumalar diliyorum. 🥹🤩🥰

Yazardan;

-2 ay sonrası-

Jeongguk artık tamamen ortaya çıkmış karnına hekimin verdiği ilacı sürerken gülümsüyordu. Artık ırk ve cinsiyeti hissedebildiği bir zamandaydı. Karnı olması gerekenden büyüktü, anlamalıydı 3 bebeği olacağını.

Bir omega kız ve iki alfa oğlan taşıyordu karnında. Üç bebeği hissettiğinde nasıl bakacağım diye hiç korkmamıştı. Bu omeganın mutluluğuna mutluluk katıyordu sadece. Doğal malzemelerden yapılma kremi karnına yedirdikten giyinmeye başladı.

Artık normal kıyafetleri kendisine olmuyordu. Bu yüzden yeni kıyafetler diktirmişti. Elbiseleri, gömlekleri ve pantolonları fazlaca boldu. Hamileliğinin sonuna kadar rahatça giyebileceği şeylerdi.

Odadan çıktı ve merdivenlerden dikkatlice indi. Karnını taşımakta zorlanıyordu çünkü altı buçuk aylık hamile olmasına rağmen karnı dokuz aylık hamile kadar büyüktü. Zorlansa da yüzünden gülümsemesi eksik olmuyordu.

Salona geçtiği sıra içeride bulunan annesine doğru gülümseyerek adımladı. Kraliçe Hyun Joo, oğlunu ziyarete gelmişti. Yanında Pu Reum yoktu, çünkü Jeongguk gerçekten babasını asla affetmek istemiyordu.

"Oğlum, gel hadi otur. Sevdiğin kurabiyelerden getirdiler." Jeongguk hamilelik sebebiyle aşırı derece de yemeye başlamıştı. Genelde çikolata ya da süt barındıran tatlılar aşeriyordu ve çoğunlukla onları yiyordu.

"Karnın epey büyüdü Jeongguk, taşımak senin için zor olmalı. Bol bol dinleniyorsun değil mi güzel oğlum?" Hyun Joo oğlu için endişeleniyordu. Üç bebek taşımak gerçekten de zor olmalıydı çünkü kendisi Jeongguk'a hamileyken zorluklar çekmişti. Üç bebeğe hamile olsam ne yapardım diye düşünmeden edemiyordu. Kendisi kesinlikle altından kalkamazdı.

"İyiyim anne, sürekli yatıyorum zaten. Sıkıldım bu durumdan ve bebeklerimi taşımak beni yormuyor. Gayet rahatım inan bana." Jeongguk kurabiye tabağını alıp karnının üzerine koydu ve yemeye başladı. Annesi oğlunun kurabiye yerken şişen yanaklarına baktı ve gülümsedi. Hamilelik Jeongguk'a cidden çok yakışıyordu.

~

Eski Jeon Krallığı.

Pu Reum elindeki içki bardağıyla odasında oturuyordu. Aylardır olduğu gibi yine kendini berbat hissediyordu. Oğluna yaptıkları vicdanına ağır geliyordu. Çok üzgündü çünkü biricik oğlunu kaybetmişti.

Jeongguk kendisini taç giyme törenine davet etmemişti, hamile olduğunu söylemek için çağırmamıştı ve daha nicesi vardı. Oğlu kendisini Pu Reum'dan tamamen soyutlamıştı.

Bu Pu Reum'a çok ağır geliyordu. İçkisinden bir kaç yudum aldı. Torun sevgisini tadamayacaktı, bir daha oğlunu öpüp koklayamayacaktı. Artık tamamen kaybetmişti.

Hak ettiğini biliyordu ama yine de kendisini üzülmekten alıkoyamıyordu. Koskoca sarayda yapayanlızdı, kimsesi yoktu. Namjoon ve Seokjin eski saraylarında dönmüşlerdi. Karısı oğlunun yanına gitmişti. Kendisini kimsesiz, yapayanlız hissediyordu.

"Bunu hak ettin sen, oğlunu yükselmek uğruna sattın. Ama ne oldu? Yerin en dibine girdin."

Kristal bardaktaki içkiyi tek seferde bitirdi ve bardağı karşı duvara fırlattı. Ağlamaya başlamıştı. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildi ve olmayacaktı da. Artık ölene kadar yalnız mutsuz ve vicdan azabı ile yaşayacaktı.

De La LuneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin