21

6.4K 734 364
                                    

Selam aşkolar!

Kaptanınız Adel konuşuyor, kemerleri bağladık mı? Yolculuğumuz hızlı ve biraz heyecanlı olacak jqpsmwizöwğzöa

Kaldığımız yerden devam!

Yazarken dinlediğim şarkıyı da koydum.

Keyifli okumalar diliyorum hepinize! 😻😽🥺

Yazardan;

Jeongguk elbisesini son kez kontrol ettikten sonra odadan çıktı ailesini karşılamak için. Bu akşam olacaklar kendisini o kadar geriyordu ki, kalbi sıkışıyordu. Ancak bir gerçek bardı ki bu akşam yapacağı ve söyleyeceği şeylerden ömrü boyunca pişman olmayacaktı.

Yüzünde hiçbir mimik olmadan merdivenlerden indi. Yüzü hiçbir duyguyu belli etmese de, gözlerine bakınca her şey görünüyordu. Bu bakışların ne anlam içerdiğini bakan anlayabilirdi ancak kimse buna dikkat etmeyecekti. Her zaman olduğu gibi.

Jeongguk aşağıda, sarayın giriş kapısının orada durdu. Herkes oradaydı, kocası da dahildi buna. Taehyung eşinin gözlerine bakıyordu, bir şeyler olduğunu fark etmişti ancak henüz çözememişti. Küçüğünün yanına adımladı ve kulağına eğildi.

"Jeongguk, neyin var?" Diye sordu sessizce. Jeongguk oldukça sakin olan bakışlarını deltanın yüzüne çevirdi.

"Hiçbir şeyim yok, Taehyung." Dedi. Taehyung buna inanmadığı için sorusunu yineledi.

"Jeongguk, hiçte öyle görünmüyor. Emin misin?" Jeongguk içeriye giren anne ve babasıyla Taehyung'a son kez baktı.

"Az sonra göreceksin." Taehyung'un cevap vermesine izin vermeden annesine adımladı ve kollarını araladı.

"Anneciğim, hoş geldiniz." Hyun Joo, küçük oğlunu sarıp sarmaladı hemen. Ona bir şey oldu diye çok endişelenmişti. Sırtını sıvazlayarak geriye çekildiğinde endişeli bir yüz ifadesi takınmıştı omega.

"Oğlum, neden apar topar gittin? Beni korkuttun, sorun ne tatlım?" Diye sordu. Jeongguk annesinin kıvır kıvır olan saçlarını okşadı ve gülümsedi.

"Konuşacağız anne, merak etme." Ardından babasına baktı. Ona beslediği kırgınlık, kızgınlık ve birazcık da nefretle.

"Hoş geldin, baba." Dedi ve ona sarılmadan geri yerine geçti. Pu Reum oğlunun bu davranışını garipsedi ama bozuntuya vermedi çünkü dünür olsalar da yabancıların yanındalardı.

"Hoş bulduk oğlum." Dedi kinayeyle, Jeongguk sadece gülümsedi, bu gülümsemenin altında saklı olanların birazını görmüştü Pu Reum ama oğlunun neden böyle yaptığını anlamamıştı.

"Hoş geldiniz!" Kraliçe Émilie, Hyun Joo'ya adımladı ve kısaca sarıldılar. Ardından Pu Reum'la selamlaştı. Him Chan'da Pu Reum'a yaklaştı.

"Jeon! Hoş geldin, seni görmek gerçekten çok güzel." Herkes birbiriyle selamlaştıktan sonra içeriye adımladılar, yemek masasına. Jeongguk herkesin arkasında yürüyordu. Rosé, Jeongguk'un yanına yanaştı.

"İyi misin?" Omeganın gerginliğini hissediyordu ve ona destek olmak istiyordu çünkü yaşadığı şeyler kolay değildi.

"Evet, merak etme. Birazdan daha da iyi olacağım." Diyerek gülümsedi ve Rosé'nin belinden kavrayarak içeriye adımladı onunla beraber. Yemekte her zaman ki yerine, Taehyung'un yanına geçti. Taehyung eşine baktı, onun gerginliğini hissediyordu. Ona iyi gelmek istediği için narince parmaklarını kavradı Jeongguk'un.

"Ne için böyle gerginsin bilmiyorum ama sakinleş. Her şeyin bir çözümü vardır Jeongguk." Omega eşine baktı, çünkü bu sözler gerçekten samimi gelmişti. Ancak elini yine de çekti.

De La LuneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin