vive(m)ent

1.3K 57 99
                                    

Selam sizler ile iletişim için hep bölümün sonunu kullandım ama bu kez başından bir şey isteyeceğim sizden.

Yorumlarınızı okumayı çok seviyorum ve bazı yorumlar acayip komik oluyor. Bu yüzden bol bol yorum yaparsanız çok sevinirim. Fikirleriniz benim için çok değerli.

İyi okumalar.

..............

"Dur yapma lütfen durrrrr!!!!"

Yataktan ani bir sıçrama ile uyandığımda kalbim deli gibi atıyordu ve nefes almak yine oldukça zordu. Elimi kalbimin üzerine koyup bacaklarımı kendime çekerek kabuğuma çekilip sakinleşmeye çalıştım ve işe de yaradı. Sonunda kendimi sıkmayı bırakıp bacaklarımı yatağa uzattığımda sıkkınlıkla ofladım.

Kabuslarım uzun süredir yoklardı ama anlaşılan son zamanlarda yaşadıklarım yüzünden beni yeniden ziyaret etmeye karar vermişlerdi. Harika ama misafirliğin kısası makbuldür her zaman değil mi?

Bir kaç saniye nerede olduğumu anlamasam bile yattığım ultra rahat yatağın benim olmadığını çabuk farkettim. Şu an Charles'ın yatağındaydım ama o neredeydi?

Lavaboda herhalde diyip başucuma şarja taktığım telefonundan saatime baktığımda 03.16'yı görmem ile uyuyalı uzun bir süre olmuştu. Yorgunluktan saat 12.00 olmadan yatmıştım.

Kimsenin de mesajını almak istemediğimden dolayı internetimi kapatmış telefonu sessize almıştım. Fakat gelen mesajlardan bana yine de ulaşmanın bir yolunu bulmuşlardı.

En son 01.33'de arayan babam ile huzursuzca yatakta dik pozisyona geçerek oturdum. Konuşmak istemiyordum ama en azından iyi olduğumu bilmeye hakları vardı. Bu yüzden babama sesli bir mesaj bırakma kararı aldım. Saat oldukça geçti bunun farkındayım ama şimdi yapmazsam bir daha yapacak cesareti bulamazdım.

Bu yüzden komodinin üzerinde duran ağzı kapalı bardakta ki suyu bir kaç yudumda içip boğazımı temizlediğimde telefonu kulağıma aldım.

"Merhaba Baba. Biliyorum beni merak ediyorsunuz ve bir anda gitmem hiç hoşunuza gitmedi." ne diyeceğimi bilemediğimden bir kaç saniye sustum ama devam etmeliyim bu yüzden "ben iyiyim, gerçekten. Şu an güvendeyim ve her şey yolunda. Sizi seviyorum sonra görüşürüz."

Telefonu kulağımdan çekip boş boş ekrana baktığımda duvar kağıdımın güzelliği ile kendimi mutlu etmeye çalıştım ama pek de işe yaramadı. Hiç bir şey söylemeden öylece gitmiştim evden ve Redbull mevzusuda yatmıştı. Neyse itemiyordum zaten o işi.

Her neyse tuvalette değilde aralık kapıdan sızan ışık ve belli belirsiz gelen sesi ile ekranda ki kişinin gerçeğinin içeride olması beni mutlu etti. Kim derdi ki uzun süre telefonu her açtığımda karşıma çıkan adamın şu an yatağında olacağı mı? Birisi derse asla inanmazdım orası kesin ama.

Yataktan çıkıp hızlıca banyoya girdim ve aynanın karşısında ki şeye hayretler içinde baktım.

Resmen çökmüştüm.

Bu şekilde hayatta Charles'ın karşına çıkmayacağım için yüzümü bir güzel yıkayıp ellerim ile saçlarımı düzeltmeye çalıştım. Olabildiğince kendimi toparlamayı başarıp tam banyodan çıkacakken rafta gözüme ilişen kirazlı dudak balm'ı ile sırıtmadan edemedim.

Ya sen bir de kirazlı dudak balm'ı mı kullanıyorsun yerim seni.

Elime alıp açtığımda markayı bilmesem bile baya kaliteli olduğu gelen kiraz kokusundan bile olan balm'ı dudaklarıma sürdüm. Çok da güzel renk veriyordu en iyisi ben bunu alayım çok güzelmiş çünkü.

Ferrari Prensi / Charles LeclercHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin