Azerbaycan yarışı için Bakü'ye geleli 2 gün falan olmuştur ve şu an padoktaki toplantı salonunda ağrıyan bacaklarım ve halsizliğim ile konuşulanları dinliyordum. Son dönemlerdeki seyehatlerim yüzünden her zaman halsizdim ve toplantılara dikkatimi tam olarak veremiyordum. Yarışlar hariç artık hiç bir yere gitmesem iyi olur.
Ama bir yer hariç anlık kararım ile gittiğim Monako'da geçirdiğim müthiş ötesi bir hafta rüya gibiydi.
Charles ile ten uyumumuz had safadaydı ve basit dokunuşlar bile ikimizi çileden çıkarıyordu. Bir saniye bile ayrılmak istemiyordum onun yanından.
Yönetim ücretli izin almamı istemişti ama benden önce Charles kabul etmedi. Artık beni yanından bir saniye dahi ayıracağına şüpheliyimdim, neyse bu istediğim şey değil miydi zaten.
Şimdi ise burada sıralama turlarından önce genel istatistik verileri inceliyorduk. Olası bir pole durumunda uygulanacak B ve C planları üzerinde konuşuyorduk.
Ama ben asla yerimde duramıyorumdum ve berbat stratejilerini en ağırından eleştiriyordum. Bu yüzden beni işten kovarlarsa eğer hiç şaşırmazdım doğrusu.
Berbat stratejilere bir yenisi daha eklenirken sürekli aklımda olmasına rağmen yokluğunu şimdi farkettiğim sevgilim nerede benim?
Carlos burada ama Charles nerede şu an? Acaba başına bir şey mi geldi? Mesajında sen geç bende geliyorum diyordu...
"Laura!"
İsmimin yüksek sesle söylenmesi üzerine kendime geldiğimde salak salak etrafa bakmaya başladım. Kim seslendi diye masada ki herkesi süzerken sonunda bana seslenen kişinin Vasseur olduğunu görünce hemen oturuşumu düzelttim ve "Özür dilerim efendim dalmışım." diyerek konuyu toparlamaya çalıştım.
"Eğer kendini iyi hissetmiyorsan çıkabilirsin."
"Hayır hayır iyiyim ben lütfen devam edelim."
Vasseur söylediklerime çokta inanmamıştı ama yapacak bir şey yok bir kez daha stratejik olarak batıramazdık bütün iyi fikirlerimi söylemem gerekti.
Benden bağımsız bir konu olmasına rağmen strateji yapılırken diğer departmanların katılamama gibi bir kuralı yoktu bu yüzden aylar önceden yapılan stratejilerin üzerinden geçilirken bende buradaydım.
"Çifte pitstop yapmaktan emin miyiz?" diye sordum. Lütfen emin olmayın ama olur mu?
Strateji şefi Valery "Eminiz." dediğinde şaşkınlıklar içindeydim.
"En azından Charles pitstopa giren ilk isim olsun."
"Aerodinamik mühendisliğinden strateji şefliğine geçmişsin bakıyorum." iğneleyici tavırıları yine üstünde olan Valery'nin söyledikleri ile onu neden hiç sevmediğimi bir kez daha anladım.
Strateji bölümü mühendislerinin aşağılayıcı bakışları altında oturduğum sandalyede biraz küçüldüm ama sadece biraz küçüldüm, onların karşısında kücük duruma düşmektense sonuna kadar çirkefleşirdim.
"Azerbaycan Charles için özel bir pist. Bu sene de pol pozisyonu alabilir, üstelik kazanabilirde. Ancak Redbullar ile arayı açmamız gerekirken siz podyum şansını bile riske atıyorsunuz."
Söylediklerimin mantıklı oluşu ile herkes bir kaç saniye sustu. Vasseur son sözü söyleyecek kişiydi bu yüzden gözlerinin içine en kararlı halim ile bakmaya başladım.
"Çift pitstop yapılmayacak. Eğer Charles pole pozisyonu alırsa eğer o zaman ilk pitstop yapacak kişi o olacak. Yağmur görünmüyor bu yüzden yumuşak hamura geçip piste Redbulların önünde çıkmasını sağlayacağız. Ondan sonrası da artık Charles'a kaldı. Eğer bu pist onun için özel ise başarsa iyi olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ferrari Prensi / Charles Leclerc
FanficSeni sevmek Ferrari kadar güzeldi ama sen Ferrari motoruydun güzelim. Charles Leclerc Scuderia Ferrari F1 pilotuydu ve aerodinamik mühendisi Laura Thompson tarafından aşka düşürülmüştü. Bu sene o sene olacak mıydı ve Laura Charles'a hayalindeki şam...