Kötü bir fikirdi çok kötü bir fikirdi hem de.
He he he şaka yapıyorum. Arada bir belime saplanan dayanılmaz ağrı ile böyle düşünüyorum sadece. Yoksa hayatımda verdiğim en iyi kararlardan biriydi kendimi ona bırakmak.
Verdiğim müthiş karar iyiydi de yüzüme vuran güneşin önüne gelen bulutlar gitmiş sanırım. Çünkü yeniden gözlerimi kamaştırmaya başladı.
Daha fazla güneşe maruz kalmamak adına arkama dönmek için Charles'ın belimdeki kolunu hafif kaldırdım. Bunu yapmam ile beni daha sıkı kendisine bastırdığında sessizce küfür ederek belime giren acının dinmesini bekledim.
Tekrardan dönmek için hamle yaptığımda ise konuşan Charles ile kıpırmadan durdum. Onu uyandırmıştım.
"Bir saniye rahat duramazsın değil mi?"
"Yüzüme güneş vuruyor sana dönemek için şey yaptım."
Söylediklerim ile beni kendine çevirdiğinde güneş bu kez de sırtıma vurmaya başladı. Sıcaklığı iyi gelmişti ama hem dün belimi çok zorlamıştım güneş sayesinde biraz kaslarım gevşer diye düşünürken Charles yataktan kalkıp perdeyi kapatmaya gitti.
Tekrardan yatağa gelip yattığında gözlerinden uyku akıyordu ve ben olsam üşengeçliğimden asla kapatmazdm perdeyi helal olsun kalktı kapattı.
Yaptığı bu centilmen davranış için ona ufak bir öpücük hediye ettim o da beni göğsüne bastırıp kafamın üzerine kafasını koyarak uyumaya devam etti.
Yerim gayet rahattı ama tek sıkıntısı nefes alamıyordum. Onu rahatsız etmek istemiyordum bu yüzden nefes alabilmek için kendime yer açarken Charles tekrardan konuşmaya başladı.
"Şimdi ne oldu?"
"Nefes alamıyorum."
Sözlerim üzerine beni biraz serbest bıraktığında ondan çok azıcık uzaklaşıp yüzlerimizi aynı hizaya getirdim. Yarı açık gözleri ile bana bakarken içim içimi yiyerek onu izlemeye başladım.
"Neden gülümsüyorsun öyle?"
"Hiç öylesine."
Aslında söylediğim doğru sayılırdı öylesine gülümsüyorum. Belki biraz dün geceninde etkisi olabilir.
Charles'da tıpkı benim gibi gülümsediğinde onu kocaman öpmek için yaptığım ani hareket ile belime en şiddetlisinden bir ağrı daha girdi. Anında yüzümü ekşitip kendimi sıktığımda Charles'da endişelenmişti.
"Belin mi?" Charles belimi kontrol ederken sorduğu soruya kafamı sallayarak cevap vermek ile yetindim.
Bir kaç saniyenin ardından ağrı azaldığında ellerim ile yüzünü avuçladım ve iyi olduğumu belli etmeye çalıştım ifadem ile, benim için endişelendiği çok açıktı.
"Duşta çok zorlamamalıydım seni."
"Ama buna değdi emin ol."
Hem de ne değdi. Bir takım ilklerimi gece duşta yaşamıştım sonuçta.
"Yine de seni o kadar zorlamamalıydım Laura canını yaktım."
"Bende seni zorladım hem ödeştik sayılır."
Zorladın mı gerçekten bakışları attığında ona hak veriyor gibi oldum ama sadece oldum. Fiziksel olarak en çok benim hışım çıkmıştı kabul.
"Daha çok sen zorlandın gibi hem bir Ferrari'yi sürmek kolay değildir Laura."
Tanrımmmmm gece ona söylediğim şeyi tekrardan bana söylemesi. Aşırı utandım şu an, üstelik söylediğim pozisyon göz önüne alınırsa bu kadar utanmamıştım ama şimdi aşırı utanıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ferrari Prensi / Charles Leclerc
FanfictionSeni sevmek Ferrari kadar güzeldi ama sen Ferrari motoruydun güzelim. Charles Leclerc Scuderia Ferrari F1 pilotuydu ve aerodinamik mühendisi Laura Thompson tarafından aşka düşürülmüştü. Bu sene o sene olacak mıydı ve Laura Charles'a hayalindeki şam...