🌙
(11 sene önce)Dehşet sıcaktı.
Hava o kadar sıcaktı ki insan nefes alamıyordu. Daha dün soğuktan buz tutarken şimdi sıcaktan eriyorduk. Dünya ne garipti değil mi? Bir öyleydi bir böyle. İnsan zamanla alışıyordu bu duruma ama bazen de garipsiyordu. Bir anda biri geliyordu ve hayatınızın akışını değiştiriyordu.
Tanımıyorsunuz o kişiyi ama hayatınızın merkezi oluyor. Günlerce çıkmıyor aklınızdan. Yanınızda olmasada, onu bir daha görmeyecek olsanız bile çıkaramıyordunuz onu aklınızdan. Dönüm noktası oluyordu o sizin için. İşte şu anda tam da öyle bir durumdaydım.
Sonunda okul bitmiş eve gidiyordum. Okulu her ne kadar sevsem de sıcak havalarda hiç çekilmiyordu. Ayrıca bugün benim için özel bir gündü. Tüm yıl boyunca dört gözle beklediğim bir gündü. Çoğu insan doğum günlerini önemsemez ama ben çok değer veririm. Bir an önce eve gidip arkadaşlarımla dışarı çıkmak istiyordum.
O yüzden kestirme yoldan gitmeye karar verdim. Bu kestirme yol biraz tekin olmasada bir kaç kez kullanmıştım ve bir sıkıntı olmamıştı. Zaten hava aydınlıktı, gece değildi ki. Kestirme yola girip önce sola döndüm. Sonra ise sağa. Biraz labirent gibiydi ama kesinlikle eve daha hızlı götürüyordu.
Bir daha sola saptım ve bir şeye çarptım. Neye çarptığımı görmek için başımı kaldırdığımda bir adım geriledim. Yüzünün yarısını kaplayan dövmesi daha şimdiden içimde tehlike çanlarının çalmasına sebep olmuştu. Pis bir sırıtma ile hafif kenara çekildi. Kenara çekildiğinde geçmek için bir adım attığımda bir adam daha belirdi önümde.
Yapılı vücudu yüzünden bir adam daha olduğunu görmemiştim bile. Bu sefer iki adım geriledim. İkiside yüzlerinde zafer gülümsemeleriyle bana bakıyorlardı. Onlarda bir kaç adımla yanıma gelince. Hiç durmadan gerilemeye başladım.
Lanet ettim bu sokağa girdiğime. Eve on beş dakika daha geç girseydim ölmezdi ama şu an ölüm tehlikesi ile karşı karşıyaydım. Yüzümdeki korku dolu ifadeden zevk aldıklarını gözlerinden görebiliyordum. Ben gittikçe onlar üstüme üstüme geliyorlardı.
"Kaçma güzelim." Dedi kel olan.
O kadar korkmuştum ki ağzımı açıp tek kelime edemiyordum. Bir adım daha attığımda sert yüzüyle buluştu sırtım. Bu onları daha da güldürmüştü. Derin bir iğrenme ile yutkundum. İki adımda dibimde bitmişlerdi.
"Tüh, yol mu bitmiş küçük kız?" Dedi ilk çarptığım adam.
Kel adam bana daha da yaklaşırken onunla yüz yüze gelmemek için yavaşça aşağı kaydım ve zemine oturdum. Ellerim, ayaklarım her yerim titriyordu. Gözlerimden ise yaşlar düşmeye hazırdı bile. Kel adam benimle aynı boya inmek için önümde çöktü. O pis elini ise çeneme koymaya çalıştı.
"Ne kadar da güzelsin." Dedi.
Tam iki elini yüzüme koyacakken birden kenara savruldu. Şokla onun düşüşünü izledim. Kolunun üzerine düştüğü için acıyla inledi. Dövmeli adam önce düşen adama baktı sonra ise diğer tarafa büyük bir öfkeyle döndü. Bakışlarım döndüğü yönü takip ettiğinde bir adam gördüm.
Kaslı vücudu ve kumral saçları, arkadan vuran güneş yüzünden destansı duruyordu. Benden büyük olduğu kesindi. Onun yüzünde de büyük bir öfke vardı. Bana hiç bakmadan dövmeli adama ilerledi. Dövmeli adamda aynı şekilde ona atıldı. Dövmeli adamın yumruğundan eğilerek kurtuldu ve yumruğu ile dövmeli adamı yere serdi.
Hem dövmeli adam hem de kel adam baygın halde gibi yerden kalkamıyordu. İkisinide etkisiz hale getiren adam sonunda bana dönmüştü. Yüzündeki öfke şefkate dönüştü. Yanıma ulaştığında çömeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Derin Nidam (Asker Kurgusu)
Romanceİki insan ister istesin ister istemesin, kader onları sürekli bir araya getirir. Kaderi şansa çevirip çevirmemek ise iki insana kalır. Bu iki insandan biri öldürür biri iyileştirir. Bazen bu iki insanın hikayesi derin nidalara dönüşür. Bu da kaderin...