10.EA.K: Canavarın Tutsağı (II)

1K 44 9
                                    


Herkese merhabalar yeni bölümle karşınızdayım.Uzun hatta up uzun bir bölüm oldu.Bölümü Ekin'in ağzından okuyoruz ve beşinci bölümün devamı part iki olarak.Ama yazacaklarım iki bölüme sığmadığı için yakında üçüncü bölümde gelicek.
Size tavsiyem beşinci bölümü okuyup buraya gelin kafanızda oturması için.Yorumlarda görüşelim 🖤

Yıldıza basmayı unutmayalım
canlarım keyifli okumalar.

Sancak: uçurum
Ahmet Kaya:arka mahalle
Kıraç: yıkık

10.bölüm: Canavarın Tutsağı
(Part II)

"Yarın bir aksilik çıkmasın,gözüm üstünde ona göre ."

Cevap vermeden başımı tamam anlamında hafiften eğdim.
Uslu durmayacağımı biliyordu ve buna rağmen beni üst üyelerin katıldığı toplantıya kendisi yerine gönderiyordu.Amacı neydi bilmiyorum ama bu adamın aklında bin bir tilkiler yaşıyor ve hiç biri de uslu durmuyordu.Benim ile ilgili kafasında kurduğu planlar var ve az çok tahmin ettiğim şeylerdi ama benim onun hakkında kurduğum planlardan haberi olmadığı için kendini avutabilirdi.
Onun planları olabilirdi ama bende onun oğluyum illahki benimde planlarım vardır.
Hemde tehlikeli olanlarından.

Villadan ayrıldıktan sonra kendi evime gelmiştim.Eve gelene kadar aklımda yarın yapacaklarımın planını oluşturdum.Yarın yoğun bir gün olacaktı.Eve geldiğim gibi bir duş almıştım ardından kendimi yatağa attım.Hesapta olmayan bir şey oldu ve bir anda o kız aklıma geldi.Olmaması gereken yer ve zamandı onun için o gün barda olması gibime geliyordu.İlk defa bir konu hakkında bu kadar kararsız kalıyordum.Bir şey çıkacağını sanmıyorum ama yine de Ali'ye detaylı bir araştırma yapmasını söylemiştim.Yarın bu konuyu da halletmem gerekiyordu.Şimdi uyumam gerekiyordu ama kahretsin ki yine uyuyamıyorum.

Uykusuz geçen iki gecenin sonrasında saatlerce uyumalıydım ama olmadı.Sabaha kadar yatağımda bir sağa bir sola döndüm,ama gözüme gram uyku girmedi.Saatlerce tavanda geçen anılarımı izledim.Her defasında unutmak istediğim ama bir kabus gibi hayatıma çöken anılarım yakamı bırakmadı.Ve beni uykusuz geçen gecelere haps etti.Yıllarca haps edildiğim anılarımın son bulduğu saatlerdi gün doğumu.

Gün hafif maviye çalınmış,güneşin çıkmasına dakikalar kalmıştı.
Ezberlediğim zaman dilimiydi bu saatler.Bir kabuslarımın başladığı saatleri bilirdim,bir de kabusların üzerimden çekildiği saatleri...

Yataktan kalkıp üzerime siyah bir takım geçirdim.Evimde yatılı kimseyi istemediğim için gündüzleri evime gelen Fatma hanıma küçük bir çanta hazırlatmıştım.İçinde bir kaç parça eşyamın  olduğu çantayı da alıp evden çıktım.Saat daha erken olduğu için hava serindi.Derin bir nefes alarak temiz havayı içime çektim.Cebimden çıkardığım paketten bir dal sigara alıp dudaklarımın arasına yerleştirdim.
Yaktığım sigaramdan derin nefes çekip burnumdan dumanı dışarı üfledim.

Ayılmam için sigara şarttı ve de yaşamam için.Evet alkol bağımlısı olduğum kadar sigara bağımlısıyım da aynı zamanda.Sigara izmaritini yere atıp ayakkabımın ucuyla ezip arabama ilerledim.Gitme vakti gelmişti artık.

Arabayı çalıştırmadan Serkan'ı aramıştım ama telefonu kapalıydı.
Yine ne işler peşindeydi acaba?
Onu es geçip Ali'yi aradım.
Bu sırada çoktan ana yola çıkmış evden uzaklaşmıştım.
Bu ikiliyi kontrol ettikten sonra kafam rahat bir şekilde gidicektim.
Ben ordayken işler Serkan'ın üzerine kaldığı için aklım onda kalıyordu.Hele de şu sıralar herkesin gözü bizim üstümüzdeyken daha dikkatli olmamız,açık kapı bırakmamamız gerekiyordu.

YAKAMOZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin