24.Kalbimin En Ücra Köşesi

870 46 67
                                    

Selam arkadaşlar yeni bölümle geldim.
Öncelikle sizi beklettiğim için affanıza sığınıyorum.Uzun zamandır içinden bir türlü çıkmadığım pürüzlerle uğraştığım için bir türlü bölümün sonunu getirmiyordum.Asla bahane olarak görmeyin lütfen inanın sizden daha fazla yazmak ve kitabı büyütmek istiyorum tabi ki.Ama bazen elimizde olmadan,biz plan yaparken hayatın da bize planları olabiliyor.Bende tam o noktadayım galiba ve elimden bir şey yapmak gelmiyor.Neyse bugünler de geçicek inşallah, her günün geçtiği gibi.Sabırla ve özenle işliyorum ki ilerde meyvelerini güzellikle toplayabileyim.Biraz uzattım kusura bakmayın.Şöyle aşağı kısma,
bölüme alalım sizi...⬇️

Satır arası yorumları doldurun lütfen sizden ricamdır.Yıldızı da parlatın eliniz değmişken minik kuşlar...🖤

🎶
Sezen Aksu: Firuze
Mahsun Kırmızıgül: Belalım
Gökhan Türkmen: Mahşer

24: BÖLÜM:KALBİN EN ÜCRA KÖŞESİ

24: BÖLÜM:KALBİN EN ÜCRA KÖŞESİ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

****

Sıcaklığına tutsak olduğum adamın kolları arasında olmak,bana yeniden yaşadığımı hissettiriyordu.Bir zamanlar ölen ruhumun bir daha eskisi gibi olmayacağını sanırken yeniden nefes aldığımı,hayatın benim için yeniden başladığını hissediyordum.

Abim öldükten sonra benim için hayat durmuştu.Nefes almıyor bir ölüden farksız, içi boş bir bedenle ortalıkta geziyordum.Kalbim kış ortasında kalmış gibi buz tutmuş hiç bir güzel duyguyu yaşatmıyordu artık.

Ta ki Asaf'ın kalbime sızıp, sıcaklığıyla buz tutmuş kalbimi eritene kadar...
Güneş doğmuş,kalbimin buzları erişmişti.

"Biraz daha ıslak kıyafetlerinle kalırsan hasta olucaksın yavru ceylan."dedi ve beklemeden beni kucağına aldı.Kollarım boynuna dolanırken başımın üzerine dudaklarını bastırınca içime dolan huzurla başımı göğsüne yasladım.
Özlediğim kokusunu içime çekerken gözlerimi yumdum ve anın güzelliğine bıraktım kendimi.

Hala az önce ki yakınlığımızın etkisinden çıkabilmiş değildim.
Yanaklarım ateş gibi yanıyor, kalbim göğüs kafesimi heyecanla dövüyordu.
Hafifçe yüzümü boynuna doğru kaldırıp derin bir nefesi içime çekince
boynuna sürtünen burnum ile bedeni kasıldı."Yavrum uslu dur."derken sesi boğuk çıkmıştı.Onda bıraktığım etki hoşuma gidiyordu.Kıvrılmak isteyen dudaklarımı zor zapt ettim.
Merdivenleri sanki kucağında ben yokmuşum gibi rahatça çıkarken ben onu koklamakla meşguldüm.

YAKAMOZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin