Bad Habits, Minsung

seninim zaten

Yokken arkamdan atip tutanlar olmus sanirim

Arkadaslar sadece fic yaziyorum sakin

İnsanlara bilip bilmeden hakaret edenleride anlayamıyorum neyse siz bi blümleri baştan okuyun gelin tazeleyin hafızanızı

___

Öğlen arası bitmiş son ders saatlerine girilmişti.

Felix dersi dinlemek yerine dün gece okuduğu fic hakkında kendince yorumlamalar yapıyor ve deftere bir şeyler karalıyordu. Felix her türden okumayı seven bir insandı. Her konuya hakim olabiliyor ve bazı hikayelerin sonunu tahmin edebiliyordu. Ama bazen okuduğu şey bir hayran kurgudan fazlası ise onun için işler zorlaşıyordu çünkü ortaya bazen bambaşka biri gelebiliyordu.

Felix dün gece okuduğu bölümü düşündü. Evet belki o bölüm biraz cinsellik içeriyordu ama Felix bunu sorun etmiyordu. Evet belki biraz kötü bir durumdu bu gibi şeyleri okumak... ama hayatta farklı şeyler denemek gerekir değil mi? Okuduğu paragrafı düşünürken gözü bahçeye kaydı ve Hyunjin'i gördü. Hyunjin'i görmesiyle düşündüğü sahneye birden Hyunjin ve kendisini hayal etmesi bir oldu.

*
"Hey Lee Felix!"

Öğretmeninin seslenmesiyle Felix'in irkilip kafasını çevirmesi bir oldu. Öğretmeni elinde tuttuğu kitapla Felix'e bakıyordu.

"Sana sordum, dersle pek ilgilenmiyorsun sanırım?"

Önde oturan bir kız arkasını döndü ve yüksek sesle konuştu.

"Sevgilisi dışarıdayken o nasıl burada ders dinlesin hocam."

Kenarda oturan biride olaya dahil oldu

"Sevenleri ayırmak bize düşmez, bırakın gitsin çocuk hocam."

Sınıfa kahkaha hakim olurken hoca tahtaya sertçe 3 kez vurdu.

"Ders içerisindeyken başka konu ile alakalı sohbetler yapmıyoruz arkadaşlar. Felix sende bi' elini yüzünü yıkamaya git."

Felix ayağa kalkıp kapıdan çıkacakken biri ona fısıldadı.

"Git sevgilinin yanına koş küçük civciv."

Herkesin bu konuda Felix ile dalga geçmesi onu biraz kırmıştı. Ama her şeyin plana uygun gitmesi gerekiyordu.

Felix, Jisung için her şeyi yapardı.

Felix tek kolunun yardımı ile avucuna su tutarak yüzünü yıkadı daha sonra aynaya yansıyan yorgun yüzüne baktı.

Son zamanlarda kendinden çok başkalarını düşünüyordu Felix. Evet belki de bu güzel bir şeydi ama fazlası iyi değildi. Her ne kadar insanlar için fedakar biri olması gerekse de her şeyden önce önemli olan kişi kendisiydi.

Alçılı olan koluna baktı. Hyunjin'in kırmızı kalemle yazdığı cümleyi okudu ve o anı hatırladı.

Felix daha önce Hyunjin'i hiç bu kadar duygusal ve içten görmemişti. Onu klasik gösteriş meraklısı zenginlerden sanardı. Her ne kadar para konusunda yaptığı şakalara grupça gülseler de Hyunjin'in parayı böyle gösterişle sunmasını sevmezdi Felix.

Felix'in bu düşünceleri bir anda kapıdan gelen adımlarla dağıldı. Gelen kişiye aynadan baktığındaysa karşısında top oynamaktan terlemiş ve yorulmuş sarı saçlı çocuk vardı.

Hyunjin.

Hyunjin, Felix'i gördüğünde ona sadece baktı ve yüzünü yıkamak için lavaboya yöneldi. Suyu açtı ama su gelmedi. Tekrar açmaya çalıştığındaysa birden suyun tepesi çıktı ve su Hyunjin'in yüzüne fışkırdı.