gossip girl p2

3.5K 541 763
                                    

"Al bakalım."

Sunghoon'un uzattığı içeceği eline aldı Jeongin, canı bir şey içmek istemiyordu. Onun bu sessizliğine anlam veremeyen Sunghoon etrafa baktı. Sessiz bir ortam oluşmuş, hava gittikçe kararmıştı. Okulun büyük sahasının ışıkları da açılmıştı.

"Neden sevilen biri değilim Sunghoon?"

Beklemediği bir soru duyunca başta sessiz kaldı Sunghoon, sonrasında konuştu.

"Hayır sen sevilen birisin Jeongin, sadece yanlış ortamlarda bulunuyorsun."

"Nasıl yani?"

Elindeki içeceği açıp bir kaç yudum aldı Sunghoon, devam etti sonrasında.

"Ortamda ki kişiler sana uygun değil demek istiyorum. Seungmin, kafayı bilgisayar ve kodlarla bozmuş birisi, daha önce hiç aşık olmadı. Felix, insanların sırlarıyla etrafta konuşarak dalga geçen bir ezik. Hyunjin, daha 2 yıl öncesine kadar parasıyla övülen aptal bir zorbaydı ve Lee Minho, aralarında en kötüsü, sadece baba parası yiyen ve elinin ağırlığına güvenen bir çocuk."

"Peki Jisung?"

Sunghoon gülümseyerek baktı elindeki içeceğe, "Aralarında ki en safı, güzeli ve eşsizi." kafasını yukarı kaldırdı ve gökyüzüne baktı "Zamanında bana hayatımın en güzel yıllarını yaşattı. İkimizde sonumuzun iyi bitmeyeceğini biliyorduk ama gençlik işte ne yaparsın."

"Hislerin mi vardı Jisung'a karşı?"

"Karşılıklıydı yani ben öyle sanıyordum. Sanırım mesafeler gerçekten de önemli."

"Peki dedikodular doğru muydu? Yani.."

"Hayır Jisung asla o kadar kötü hakaretleri ve sözleri hak etmiyordu o sadece bana bir şeyler katmak istemişti. Son zamanlarımda bile Minhodan bahsediyordu."

İnsanın duyguları bir çiçek gibidir adeta. Zamanla gelişir ve sevgi gördükçe güzelleşir, etrafa mutluluk saçar ama o çiçeği yetersiz ve bakımsız bıraktığında çiçek zamanla solar ve ölür.

Jeongin, Sunghoon konuştukça kendini daha iyi hissediyordu en azından dışarıdan öyle görünüyordu.

"Gerçekten sevmişsin be Sunghoon."

Sunghoon güldü ve yanıtladı, "E taştan değiliz."

***

"Uff bitmedi mi hala işiniz kız iki büklüm kaldı!"

Yeji ayakta bir süre dönüp durmuş en sonunda patlama noktasına gelerek sitemli bir şekilde konuşmuştu ortaya.

"Chaeryeong için sorun yoksa bizim için de yok." kafasını hayır anlamında sallayan Chaeryoung'un gören Seungmin için yeterince kısa ve net bir cevap olmuştu bu.

Seungmin ayarlarını yüz bin kez değiştirdiği mikrofonu rozete takmış şimdi ise ayarlamasını yapıyordu.

"Neden bu kadar acele ediyoruz? Sonuçta yarın buluşmayacaklar mı? "

Ona anlatılan kısmı kadarıyla bilgiye sahip bir şekilde konuşmuştu Changbin.

"İşime karışmayın."

Ortam Seungmin'in son cümlesi ile sessizleşmişti derken gelen bildirim sesiyle herkes masanın üzerinde duran Chaeryoung'un telefonuna odaklandı. Ekrana düşen mesajın sahibi büyük harflerle okunuyordu.

"Jihoo"

Chaeryeong hızlıca telefonu eline alıp mesajı açtı ve sesli bir şekilde okudu.

"Canım yarına bir işim çıktı, eğer işin yoksa bahsettiğin konuyu okulun aşağı sokağında ki dondurmacı da konuşabiliriz."

Bad Habits, Minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin