3

313 21 8
                                    

Bugün okulumuzun başka bir okulla futbol maçı var ve bilin bakalım oyuncuların arasında kim var? Evet Chan!

Maçı izlemek için her şeyi yapmaya hazırım fakat şöyle ki, maç ders saatleri içerisinde olacağı için izleyemiyoruz. Fakat eğer oyunculardan biri sizin seyirci olarak gelmeniz için hocalara istek kağıdı gönderirse izleyebiliyorsunuz! Tam olarak anlatamadım ama anlamış olmanızı umuyorum.

Ve bir sorunumuz daha var, benim oyuncuların hiç biriyle ufacık bir sohbetim bile yok ki.

Oturmuş sanki hiç derdim yokmuş gibi birde bunu kendime dert ederken Jisungda bi yandan beni güldürmeye çalışıyordu. Yarın gel palyaço olarak işe başla.

Derken Eunchae zıplaya zıplaya sınıfa girdi. "Minho, Minho buldum buldum!"

"Neyi buldun Eunchae?" Eunchae yanımdaki Jisung'u ittirip kendisi otururken elindeki kağıdı bana uzattı. Ben mal mal kağıda bakarken tekrar heyecanla konuşmaya başladı. "Chan'ı izlemek istemiyor muydun? Al sana Chan!"

Kağıda daha da dikkatli baktıktan sonra bunun izin kağıdı olduğunu anladım. Anladığım anda neredeyse götüme roket takıp uçucaktım!

"Eunchae! Nerden buldun bunu!"

"Ee paşam benim tüm okulla aram var ya hani, Niki'den rica ettim, oda kırmadı sanada yazdı!"

"Niki mi? Riki olmasın o"

"Ben ona Niki diyorum, öyle istiyor"

Arkamızdaki Jisung Eunchae'ye döndü, "Sencede bazen arkadaşlarını onlarda seni arkadaş olarak görüyor mu diye sorgulaman gerekmez mi? "

Eunchae Jisung'un koluna vurdu, "Öldürürüm seni varoş!"

"Hadi öldür!"

"Abime öldürtürüm!"

"Tamam buna bir şey diyemiyeceğim"

Eunchae kazandığı zaferle yerine giderken bana dönüp, "Sonraki ders, unutma!" dedi. Heyecanla başımı salladım. Resmen mutluluktan uçucaktım!

Hoca sınıfa girdikten sonra herkes yerlerine geçince bende her zamanki gibi dersi dinliyormuş gibi yaptım...

^^

Neredeyse bütün teneffüste bir sonraki dersin hocasını aradık. Şu lanet kağıdı verip sahaya koşmalıydım acilen!

"Nerde bu orospu ya!"

"Bi bilsem bende!"

Zil çaldığında nöbetçi öğretmen herkesi sınıfa gönderdiği için mecburen sınıfa girmek zorunda kaldık. Somurtarak sırama oturduğumda Hyunjin benimle dalga geçmeye başlamıştı.

"Ezik, dersten kaçabilceğini mi sandın!"

Ben Hyunjin'e göz devirirken tüm teneffüste aradığımız yavşak fizikçi sınıfa girdi. Eunchae daha adamın ağzını açmasına izin vermeden hocanın yanına gitti ve, "Hocam, bizim Minho'yla bugün ki maçı izleme iznimiz var. Sizde izin verirseniz çıkmamız lazım"

Hoca dönüp bana baktı ve, "Bana kalsa böyle bir şeye asla izin vermem fakat çok sevgili müdürünüz izin verdiyse çıkın, ama önce kağıdı göreyim!"

Eunchae elindeki kağıtları hocanın önüne koyup bana 'Hadi' dercesine başını salladı ve sınıftan çıktı. Bende peşinden kalkıp sınıftan çıkarken Hyunjin'e dil çıkardım.

Eunchae'yle resmen koşturarak sahaya indiğimizde hızlıca rahatça izleyebileceğimiz bir yere oturduk ve 5 dakika sonrasında maç başladı.

Eunchae'nin buraya dersten kaçmak için geldiği belliydi. Telefonunu çıkarıp takılmaya başladı. Zaten futboldan pek anlamazdı, söylememe gerek yoktur herhalde. Futbolla olan tek bağlantısı bazı flörtlerinin futbol oynamasıydı o kadar. Bu listeye Riki'de dahil.

Evet Eunchae neredeyse herkesle flörtleşiyordu. Fakat hepsiyle ciddi değildi. Ciddi olmadığını anlayanlar genelde ona siktiri çekerdi fakat o asla kafasına takmazdı. Keşke bende bu kadar umursamaz olsaydım.

Aslında benimde futboldan pek anladığım sayılmazdı. Ben genelde voleybol oynardım. Bu yüzden okuldaki herkes gay olduğumu düşünürdü. Doğru düşünürlerdi, bu yüzden sıkıntı değil.

Maç 3-2 bitmişti, biz kazanmıştık. Ve bu süreç bana aşırı sıkıcı gelmişti. Ayrıca hafızamda doldu. 90 dakika boyunca Chan'ı videoya çekmiştim evet. Ulan Chan, kıymetimi bil bak kendi arkadaşların bile çekmez seni.

O an aklıma gelen fikirle durdum, bu videoları fake hesaptan Chan'a göndersem nolurdu? Belkide fake hesabımdan bile olsa konuşmaya başlardık...

O an bu fikir o kadar mantıklı gelmişti ki, sınıfa girdiğim an kullanmayı 2 yıl önce bıraktığım hesabıma girdim. Bu hesabı edit hesabı olarak kullanırdım, bu yüzden yeterince takipçisi vardı. Videoları sildim, hesabın adını ve profilini değiştirdim falan filan.

Zaten son ders olduğu için hocalar genelde serbest bırakırdı. Çıkışa 5 dakika kaldığında hızlıca eşyalarımı topladım.

"Ne bu acelen Minho, nereye?"

"Acele mi ediyor muşum?"

Hyunjin bana mal mısın dercesine baktığında Arkamızda konuşmayı duymuş olan telefonuyla oynayan sincap kılıklıya döndüm. "Pişt sincap kılıklı, acele mi ediyorum ben?"

"Bana şöyle söyleme demedim mi!"

Omuz silktim, "Sen bana cevap ver"

Oda omuz silkti, "Evet biraz öyle"

Hyunjin bana ben demiştim bakışları atarken göz devirdim. Tamam, sanırım biraz heyecanlanmıştım.

"Bir şey mi oldu? Anlatsana bana"

Tekrar omuz silktim. Bu sefer Yunjin arkasını döndü, "Bana anlat gebeş kaplumbağa bana anlat!"

Hyunjin'e baktım, "Bu kızı çok instada gezdiriyosunuz"

"Millet sana, millet sana şey mi olacak, kanalize mi olucak"

Jisung arkadan Yunjin'e cevap verince gülmeye başladılar. Tabii günde 5 saat instada gezerseniz bu normal arkadaşlar.

Zil çaldığında hepimiz okuldan çıkıp evlerimize dağıldık. Eve girdiğim gibi anneme bile selam vermeden koşarak odama girdim. Hızlıca üstümü değiştirdim ve videoyu Chan'a gönderdim. Telefonu şarja takıp yanıt beklemeye başladığımda ablam odama girdi.

"Hayırdır, hiç selam vermekte yok?"

"Tam yanınıza gelicektim bende.."

"Hadi hadi yeme beni, sen yemek yemeden odana girmezsin, noluyor?"

"Abartma Momo ya! Alt tarafı bi üstümü değiştirmeye geldim"

Kafasını yana eğdi, "İyi peki öyle olsun şimdilik, yemek hazır annem seni bekliyor"

"Geliyoruum"

Momo odadan çıktığında bende peşinden çıkıp annemin yanına gittim...

@bngchrss'den yeni bir mesajınız var!

young, dumb, stupid, MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin