Mina'yı ilk gördüğüm yerdeydim. Yine aynı bankta oturuyordum. Chan'a arabada beklemesini söylemiştim. Böyle daha az dikkat çekerdik.
"Minho..."
Adımı duyduğumda heyecanla arkama döndüm. Mina gelmişti. Hemen ayağa kalktım.
"Mina!" dedim sesimin heyecan içinde çıkmasına engel olamayarak.
"Sana nasıl teşekkür edeceğim ben..." dedi gözyaşları yanaklarını ıslatmaya başladığında. Hızlıca elleriyle yanaklarını sildi ve sakin kalmaya çalıştı. "Çok dikkat çekmemeye çalışalım. Sen git, arkandan geliyorum"
Başımı salladım ve arabaya doğru ilerlemeye koyuldum. Mina'da çok beklemeden peşimden gelmeye başladı.
Meydandan uzaklaştığımızda biraz daha yakınıma geldi. "Tam zamanında geldin Minho. Gerçekten sana minnettarım"
"Tam zamanında mı? Evlenmene daha 1 ay olduğunu sanıyordum.."
Artık tamamen yanımdan yürüyordu. Başını salladı, "Yarın evleniyorum, daha doğrusu evleniyordum"
"Ne?" dedim sesim yüksek çıkmasın diye elimi ağzıma kapatırken.
"Önemli değil. Sonuçta evlenmiyorum değil mi?" dedi gülümseyerek. Gözyaşlarını tutamıyordu.
Bir süre sessiz kaldık.
"Minho.. Birde şey var..." dedi. Olduğu yerde durup yeri izledi. O durunca bende durdum ve ona döndüm, "Ne oldu Mina?"
"Kuzenimin geçenlerde birini bıçaklamaya çalışırken dayak yediği kişinin sen olmadığını söyle lütfen..."
O gün zihnime dolunca nefesimin kesildiğini hissettim. Beni bıçaklamaya çalışan kişi Mina'nın kuzeniydi. Tabikide bunun yüzünden Mina'yı suçlayamazdım, suçlamayacaktımda. Ama o an aklıma geldikçe...
Gözlerimden birkaç damla yaş düştü. Hemen arkama dönüp yoluma devam ettim. Zaten arabaya gelmiştik bile.
Mina'da peşimden gelmeye devam etti. "Özür dilerim.." dedi. Hemen durup ona döndüm.
"Saçmalama Mina! Senin bir suçun yok, ne diye özür diliyorsun ki?"
Bir şey demedi. Bende ilerlemeye devam ettim.
Arabanın yanına geldiğimizde içeride Chan gözükmüyordu. Etrafa bakındım ama buralardada yoktu. Tüm bedenimi endişe sararken sürücü kapısının yanına gittim.
"Chan!" dedim direkt olarak Chan'ın yanına çöküp. Sesimi duyunca gözlerini açtı. O sırada Mina'da yanımıza geldi ve ağzından şaşırma nidası döküldü.
Chan'ın beyaz gömledi kan içinde kalmıştı ve sol kolunu tutuyordu. Elide kana bulanmıştı ve hırpalanmış hali aklıma beni getiriyordu. Gözyaşlarıma hakim olamadım ve serbest bıraktım.
"İyiyim Minho, ne ağlıyorsun?" dedi doğrulurken. "Bagajda havlu olması lazım, onu getirir misin?"
Ayağa kalkacak halim yoktu bu yüzden Mina'ya baktım. Oda hemen ne istediğimi anlayıp arkaya koştu ve havluyu getirdi.
Havluyu katlayıp Chan elini çektiğinde yarasına bastırdım ve sardım.
"Ne oldu?" diye sordu merakla Mina.
Chan omuz silkti ve kalkıp üzerini silkeledi. "Bir çocuk geldi, salak salak konuşup durdu. Karşılık verince bıçak çekti. Neyse ki sadece deydirdi. Sorun yok"
"Aptal adam!" diyerek sağ omzuna vurdum Chan'ın. "Ben burada korkudan geberiyorum, olayı anlatma şekline bak!"
Chan ani hareketime şaşırırken arabanın diğer tarafına geçtim. "Madem çok iyisin sür arabayı!" Ardından kapıyı açtım ve ekledim. "Ama hastaneye!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
young, dumb, stupid, Minchan
Fanfiction"Seni görene kadar kendimi hetero sanardım..." Gay Minho hetero Chan'a aşık olur... Stray Kids, Le Sserafim, Twice. #070723 #?? #2 - chanho #1 - jilix -isme cok takilmayin bisey bulamadim😓