35

169 17 11
                                    

arkadassaklar bolumde yaklasik 2 2bucuk aylik bir timeskip vaarr haberiniz ola

--

Dışarıda buluşup biraz gezindikten sonra hava karardığı için Chan'la onlara giderken Chan, Jihyo'nun ondan bir şeyler istediğini söyleyerek markete girmişti. Tabi o sırada ben kenarda yatan kediyi sevmekle meşguldüm.

Chan'la çıkmaya başlayalı neredeyse 3 ay olmuştu ve bu yaşadıklarımız rüya gibi geliyordu..

Birden yanımda dikilmeye başlayan siluetle kaşlarımı çatıp ayağa kalktım. Karşımdaki kişi görmeyi asla istemeyeceğim biriydi.

"Ne işin var senin burada?!"

"Oğlumu görmeye geldim, olamaz mı?"

Karşımda gevşekçe gülüyordu ve şuan onu boğmamak için zor duruyordum.

En son 7 yaşındayken gördüğüm, baba demeye utandığım adam karşımdaydı!

"Olamaz! Ben senin oğlun falan değilim!"

Sinirlendiğim için sesim biraz yükselmeye başlamıştı. Sessiz ol dercesine kolumdan tuttu. Hızla kolumu ondan çektim.

"Her ne kadar beni sevmesende sen benim oğlumsun, ve bugün buraya seni almak için geldim. Artık benimle yaşayacaksın"

Önce onun sonrada kendi kafamı duvarlara vurmak istiyorum şuan.

"Yok canım daha neler! Sen benim hiçbir şeyim değilsin ve asla seninle gelmeyeceğim!"

Tekrar kolumu tuttu. Bu sefer sertçe sıkıyordu ve kurtulamıyordum.

"Geliceksin dedim Minho, bu kadar!"

"Bende gelmiyorum dedim!"

Suratına tekmeyi basmak istiyorum!

"Hiç nazını çekicek havamda değilim! Arabada bizi bekliyorlar yürü!"

"Kimler? Beşinci karın mı yoksa beş karın birden mi?!"

"Benimle düzgün konuş aptal velet!"

Kolumu gittikçe daha da sıkıyordu ve artık canımı acıtıyordu.

"Gelmiyorum ben hiçbir yere, siktir git!"

"Sen nasıl benimle böyle konuşursun!"

Suratıma yediğim tokatla kafam sağa doğru yattı. Canımı acıtan şey tokat değildi, bu adamın bana tokat atmasıydı.

Ben daha ne olduğunu anlayamadan Chan yanımda belirmiş, babamın yakalarından tutmuştu, fakat onda gözle görülür bir durgunluk vardı. Normal bir zamanda Chan çoktan karşısındakine dalmıştı bile.

"Sen..." diye mırıldandı, endişeli gözlerle ona bakıyordum. Bir şeyler hatırlıyor olmalıydı ve bu bakışın aynısı şuan babamda da vardı.

"Christopher Bang..." diye mırıldandı babam. Bir dakika, onu nerden tanıyordu?

"Sensin," dedi Chan hışımla, "Annemin babamı aldattığı adam sensin!" dedi ve karşısındaki adama kafa attı.

young, dumb, stupid, MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin