21

221 23 18
                                    

Kremle işim bittikten sonra bulaşmasın diye üstünü sarıyordum.

İçimde garip bir heyecan vardı. Resmen çığlık atasım geliyordu. Ve, aman tanrım korkunç.

Evet, Chan'la buluşucaktık. 10 dakika sonra beni almaya gelicekti ve ben daha kombin bile yapmamıştım!

Tişörtümü tekrar üstüme geçirdim ve dolaba bakınmaya başladım. Neden hiçbir şeyim yoktu!

"Momoriinngg!!" diye bağırdım kapıya doğru. Genelde bu durumlarda Momo 2 dakikada beni hazırlardı ve gayette güzel olurdu.

"Söyle" dedi yanıma geldiğinde. Fakat çoktan anladığını ikimizde biliyorduk.

Göz göze geldiğimizde kaşlarını çattı. "Nereye" dedi. Ama samimi bir 'nereye' değildi bu. Aksine sorguluyordu ve hafif kızgınlık içeriyordu. Sanki 2 ay boyunca ortada yokmuşum gibi davranma lütfen Momo.

"Tuvalete" dedim dalga geçercesine.

"Minho." dedi. Çok ciddiydi ve korkunçtu.

"Off, sanki 3 ay boyunca kaybolmuşum gibi davranma be güzelim"

"Sonunda kabullendin güzel olduğumu demek," dedi beni arkaya ittirip kendisi dolabın önüne geçerken. "Kiminle buluşuyorsun?"

"Birincisi," dedim yatağa otururken. "Ben sana çoğu zaman güzelim diyorum zaten" O sırada birkaç tişörtü çıkartıp bakıyordu ve kenara koyuyordu. "İkincisi, Chan 5 dakika sonra almaya geliyor" dediğimde elindeki tişörtü kafama fırlattı.

"Lan manyak! Neden önceden söylemiyorsun! Oldunuz mu ya siz?!"

Bana fırlattığı tişörtü ona geri fırlatırken cevapladım, "Önceden söylesem gelinlik almaya mı gidecektik sanki! Olmadık daha"

"Tüh" dedi. O sırada alt taraflardan bir pantolon çıkardı ve omzuna attı.

"Hiçbir şeyin kalmamış senin, hatırlatta bir ara alışverişe çıkalım"

"Yalnız dolabım 2 kişilik ve anasına kadar dolu"

"Ben yok dediysem yoktur, çok konuşma" dedi elindeki tişörtü ve pantolonu bana atarken.

Attıklarını havada yakalayıp yatağa koydum ve kalkıp ablama sarıldım. "Oyyy benim bir tanem yaa. Sen olmasan açıkta kalıcaz"

Beni ittirmeye çalışırken konuştu, "Boş yapma ve giyin!"

Ben ondan uzaklaşırken oda hızlıca kapıya yöneldi.

"Yalnız sweatimi bana bırakırsan çok mutlu olacağım!"

Bana hareket çekip odasına koşarken arkasından güldüm sadece. Sonuçta yabancıya gitmiyor.

^^

"Ee, nereye gitmek istersin?"

Chan beni almaya gelmişti ve 2 dakikadır arabanın içinde nereye gidebilceğimizi tartışıyorduk.

"Bilmiyorum, ama sahilede gitmek istemiyorum. 3 gündür oralardaydım"

"O zaman, durup oturabilceğimiz güzel ve sakin bir yer bulana kadar ilerliyorum"

Omuz silktim. "Sen bilirsin"

"Ama önce benzin almamız lazım, yoksa bu sefer ikimizi birden ararlar"

Söylediğine kısa bir şekilde gülüp başımı salladım. Oda arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı.

"Sen bugün okula gitmedin mi? Dersin yok mu?"

young, dumb, stupid, MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin