17

225 26 10
                                    

Ceplerimde telefonumu yokluyordum ama bulamıyordum. Etrafıma bakındım. Bankın altına düşmüştü. Ekranı çatlamıştı ve şarjı yoktu.

Kayboldum.

Hyunjin'i dinlemeyip orda kalmadığım için kendimden nefret ediyorum.

Kör kütük sarhoş olduğum için değil, ki zaten çok çabuk sarhoş olmam, bedenimle yürüdüğüm için kayboldum. Zihnim burada değildi. Ve şuan olduğum yer pek güvenli bir yere benzemiyor.

Etrafta gezen insanların bana dik dik baktığını biliyordum. Artık korkutucu gelmeye başlamıştı.

Başım ağrıyordu ve yavaş yavaş uykum geliyordu, fakat burda uyuyamazdım. Eve gitmek istiyorum.

Saat tahminimce 7'ye gelmiş olmalıydı. Momo büyük ihtimalle uyanmış ve çoktan ortalığı ayağa kaldırmış olmalıydı. Çünkü ben telefonlara kolay kolay bakmamazlık yapmam, eğer açamayacaksam mesaj atarım. Onları korkuttuğum için kendimden nefret ediyorum.

Ve bende korkuyorum.

Burası neresi hiçbir fikrim yok.

"Oturabilir miyim?"

Duyduğum sesle başımı sallayıp sağa doğru kaydım. "Teşekkür ederim"

Kafamı kaldırıp yanıma oturan kızı incelemeye başladım.

Siyah saçları bakımsız olsada çok güzel duruyordu. Gözleriyle etrafa neşe saçıyordu. Tıpkı Jihyo unnie gibi... Ayrıca güzeldi. Çok güzeldi. Ve yüzünde makyaj olmadığına iddiaya bile girerim. Yanımda otururken gülümseyerek etrafı inceliyor ve bazılarına selam veriyordu.

"Seni daha önce hiç görmedim, kimsin sen?" Bana bakmıyordu ama benimle konuştuğunu anlıyordum.

"Neden, buradaki herkesi tanıyor musun?"

Kıkırdadı "Buralı olmadığını çok belli ediyorsun. Bu mahalledeki herkes birbirini tanır"

"Ben Mina. Tekrar karşılaşmayız büyük ihtimalle"

"Minho"

"Memnun oldum Minho. Söyle bakalım neden buradasın?"

"Ben... Kayboldum"

"Belliydi zaten," dedi. Hala gülümsüyordu ama buruk bir gülümsemeydi bu. "Kimse buralara uğramaz. Biz 'Tanrı'nın unuttuğu mahalle' deriz genelde. Neyse bu önemli değil"

Konuşmayı çok sevdiğini anlıyordum.

"Üzgünüm ama hiç buradan çıkmadım Minho. Bu yüzden sana yardım edemem. Keşke kaçabilsem... Biliyor musun 3 ay sonra evlendiriliyorum, daha adamın yüzünü bir kez bile görmedim... Her neyse. Dikkatli ol. Buradaki kimse yabancıları sevmez"

"Zorla evlendirilmenin zamanı çoktan geçti Mina"

"Nerede olduğunu bilmiyorsun Minho. Buralıların paraya ihtiyacı var"

Ben bir şey demeden ayağa kalktı ve bir prenses gibi uzaklaşmaya başladı.

"Mina!"

Bana döndü, hala gülümsüyordu.

"3 ay olmadan geri gelicem" dedim. Bu sefer bende gülümsüyordum.

Mina'yı tanımıyordum ama kimsenin sevmediği biriyle evlenmesine göz yumamazdım. Hem kim bilir, belki Mina'yla çok iyi bir dostluğumuz olur...

"Lütfen umutlandırma Minho. Sonra çok üzülürüm"

"Söz veriyorum Mina"

Başını salladı ve arkasını dönüp uzaklaştı.

Burayı seviyordu, ama şartlarını sevmiyordu.

Sözümü tutamazsam kendimden nefret edeceğim.

Bende ayağa kalktım ve burdan uzaklaşmaya başladım. Ama hala korkuyordum.

"Pişt koçum, bak bir buraya"

İşte başlıyoruz.

Kalbim hızla çarpmaya başladığında sesin geldiği tarafa doğru döndüm. Benimle aynı yaşlarda ama yetişkin gibi davranan biriydi.

"Şimdi neyin var neyin yok her şeyi bana veriyorsun, bende sana dokunmuyorum. Tamam mıdır?" Ben bir şey demeden kendine cevap verdi. "Bence tamamdır"

Hızla başımı salladım. "Hayır uzaklaş"

Ben yoluma devam edecekken cebinden bir şey çıkardı ve bana doğru yaklaşmaya başladı. Çok korkuyordum.

"Bak benim sabrım falan yok. Ben güzellikle söyledim mi söyledim. Şimdi çıkar her şeyini!"

Tekrar başımı salladım. Korkudan titriyordum. Elindeki bir bıçaktı ve bana doğru savuruyordu!

O bana doğru yaklaştıkça ben geriye gidiyordum. En sonunda sırtım duvarla buluştuğunda nefesim kesilicekti.

"Vermiyor musun lan hâlâ! Sorumlusu ben değilim oğlum!" dedi ve yüzüme yumruğunu geçirdi.

O an dış dünyayla bağlantım koptu.

Normalde bu yumruktan sonra bayılırdım. Ama bu sefer güçlü kalmaya zorladım kendimi.

Bıçağı yüzüme doğru savurduğunda sol gözümün altındaki elmacık kemiğimde çok acı bir yanma hissettim. Ve süzülen şeyin kan olduğuna eminim.

"İnat etmek ne güzel şey değil mi? Bak sonuçları neler oluyor" dedi ama cevap vermedim.

Sonra cevap vermediğim için daha çok sinirlendi. Bıçağı göğsümün üstünde gezdirmeye başladı.

Çok korkuyordum. Çok korkuyordum.

Daha ölemezdim. Daha Chan'a açıklamam gereken hislerim vardı. Daha Momo'ya "Chan'la çıkıyoruz!" demem lazımdı. Daha anneme sarılmam lazımdı. Daha Mina'yıda buradan kurtarmam lazımdı.

Gözlerimi kapattım ve yaşların akmasına izin verdim. Hâlâ bir darbe almamıştım ama çoktan ölmüştüm ben kendi içimde.

Asla kurtulamazdım buradan.

--

ben yandere videolari izlemeye gidiyorum bb

diger bolum 50 okunma olmadi (😡😡) ama olsun kiyamam ben size 😻

35 okunma 15 oy sonra yb 💋

BU ARADA KİLLİNG ME GOOD CİKTİ DİNLEDİNİZ Mİ NASİLDİ SİZCEE

GOD JİHYOM YAKTİ YİNE🔥🔥🔥

young, dumb, stupid, MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin